Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Cahit KARAÇ

Cumhuriyet ve Demokrasi (I)

Cahit KARAÇ Yazar Cahit KARAÇ
03 Ekim 2012
Cahit KARAÇ
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
CUMHURİYETİMİZİN 85. YILI TÜM MİLLETİMİZE KUTLU OLSUN.

AZİZ ATAMIZIN RUHU ŞAD OLSUN.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

29 EkCumhuriyet ve demokrasiim Cumhuriyet Bayramımızın 85. Yılının Kutlanması nedeniyle bende size bu hafta Cumhuriyet özde nedir. Ne olmalıdır.

Biz ulus olarak Demokrasi ve Cumhuriyeti nasıl anlayıp, nasıl yaşıyoruz…

Herkesin okuyup anlayabileceği bir dilde, hiç kimseyi sıkıp rahatsız etmeden 9 bölümden oluşacak olan Cumhuriyet ve Demokrasi konulu kısa ve özlü bir yazı dizisini sizlere sunmak istiyorum.

Demokrasi – 1. Bölüm

Demokrasi; Bireylerin ve kurumların farkındalığına dayalı duyarlılık içinde yaşanılacak olan rejimin adıdır. Eğitimle gelişip olgunlaşır. Cehaletle yozlaşıp bozulur. Onun için demokrasi farkındalık ve duyarlılık ister. Bu yüzden de insana benzer. İnsan gibi de gelişip olgunlaşır. O nedenle de insan fıtratına bu gün için en uygun olan rejimin adı demokrasidir.

İnsan, farkındalık duygusuna bağlı yaşanılan hayatın içinde oluşup gelişecek olan duyarlılık duygusundan dolayı Allah’a en yakın varlıktır. O nedenle de her şeyin en iyisine layıktır. Onun için Allah insanı, her şeyin en iyisini arayıp bulması için ilgi ve merak üzere yaratıp var ettiğinden olacak ki, ona akıl vermiştir. Mükemmel olanı arayıp bulması için okuyup öğrenmesini, bilgi edinip, ilim irfan sahibi olmasını emretmiştir.

Çünkü ilgi ve merak insanın araştırıp geliştirme duygusunu artırır. Bu duygu insanın sürekli düşünüp daha iyi olanı akletmesini gerektirir. Akletmek, insanı insan yapar. Farkındalık duygusunu geliştirir. Farkındalık duygusunu geliştirip artıran insan yaşadığı hayata duyarlılık gösterip elinden geldiğince katkıda bulunursa o insan gerçek anlamda insan olur. Dolayısıyla farkındalık ve duyarlılık duygusu insanı ve insanlığı sürekli dönüştürüp değiştirerek gelişip olgunlaşmasını sağlar.

Gelişip olgunlaşan insanın aklı gelişir. Aklı gelişen insanın sürekli akıl melaikeleri gelişip olgunlaşır. Dolayısıyla akıl içindeki düşüncesi zenginleşir. Zenginleşen düşünce yapısıyla insan özgürleşir. Özgürleşen insan üretimini artırır. Paylaşmayı kolaylaştırır. Hayatı rahatlatır.

Dolayısıyla özgürlük ve üretimden yana olup paylaşımcılığı yayan toplumlar sürekli gelişip zenginleşerek huzuru bulup mutluluğa erişirler.

Çünkü farkındalık duygusu; insanın paylaşımcılığını oluşturup artıran en yüksek bilinç seviyesidir. O nedenle de insanın üretirken paylaşımcılığını en yüksek bilinç seviyesine ulaştırması gerekir ki, yaşadığı hayata duyarlılık gösterip gerçek anlamda insan olsun. Hayatı anlayıp kavramanın verdiği olgunluk derecesinde demokrat olsun. Hayatı anlayıp kavrayan demokrat bir insan da zaten yaşadığı hayatı anlamlandırıp manalandırmak için demokrasiye uyar. Demokratik kuralları benimseyip içselleyerek her haliyle ona uygun yaşar.

Kurallara uyup uygun yaşayanlar önce kendi hayatlarına değer verirler. Kendi hayatlarına değer verenler elbette yaşadıkları hayatın her anını da anlamlandırarak yaşarlar. Kendi hayatına değer verip anlamlandırarak yaşayanlar doğal olarak kendi hayatları dışındaki diğer tüm hayatlara da değer vererek yaşarlarken onların hayatlarına da yaşadıkları hayat içindeki her oluşuma anlam ve mana katarlar.

Toplumda yaşayanların sayısı her geçen gün bu şekilde artıkça, yaşanılan ortak hayatta toplumda ister istemez kolaylaştırılarak güzelleştirilir.

Aksi bir yaşam şekli her geçen gün insanların egolarını geliştirir. Bencilliklerini artırır. Daha sonrada testere gibi olup bir sana, bir bana demeyi bırakırlar. Hep keser olup kendilerine yontup, kendilerine çalışarak her şeyi kendi menfaatleri yönünde oluştururlar. Sonunda da ortak yaşanılan hayatı ister istemez çekilmez, yaşanmaz bir hale getirerek kaosa çevirirler. Yaşanılan sonuç elbette toplumun geleceği için hayra alamet olmaz.

Çünkü yaşanılan doğal hayat içinde yaşayıp varlığımızı sürdürmek istiyorsak; Bunun tek yolu var. O da “Benim varlığım senin varlığınla, senin varlığın da benim varlığımla korunup varlığını sürdürebilir.” İnancına temelde hepimizin sahip olması gerekir.

Varlıklar birbirinin hayatına duyarlı olup duyarlı davranmadıklarında ya da birbirinin hayatına müdahale edip kısıtlamak istediklerinde yada karşılarındaki varlığı yok etmek istediklerinde ister istemez doğal hayat içinde denge bozulur, sorun çıkar. Bu seferde varlıkların doğal hayat içindeki var olma mücadeleleri başlar. Onun için doğal hayat ortaktır. Ortak olduğu gibi, doğal hayatın üretip var ettiği tüm nimetler tüm insanlığın ortak değerlerindendir. Onun için hepsi tüm insanlığın hizmetinde olmalıdır.

Ancak insanların bunlardan yararlanmaları, elbette insanlığın ortak oluşturacağı hukuka dayalı demokratik kurallar çerçevesinde olmalıdır. Çünkü her şeyin temelinde insan yatar. İnsanın olduğu her yerde hak vardır. Hukuk vardır. Onun için her şeyden önce insan hayatına özenle önem vermek gerekir. Çünkü insan yaşamadan dünya var olmaz.

Bu bağlamda önce insan hayatına daha sonra da doğal hayat içindeki tüm varlıkların yaşam haklarına saygı duyulmalıdır. Hiçbir zaman hiçbir kimsenin temel yaşam hakkına tecavüz edilmemelidir. Temel yaşam hakkının elinden alınıp özgürlüğünün kısıtlanmasında da insan olduğu gözden kaçırılıp unutulup aşırıya kaçılmamalıdır. Çünkü kaybedecek bir şeyi kalmayan insanların şeytanlaşıp neler yapabileceklerini hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Doğal hayat içindeki tüm varlıkların sağlık içinde huzurlu yaşamı birbirinin hayatına ve huzuruna bağlıdır. Çünkü hayat bir oyundur. Kuralsız oyun oynanmaz. Onun için hayattaki her oyun kuralına göre oynanmalıdır.

Toplumda hakkın hukukun düzenin sağlanabilmesi için her şey demokrasiye uydun demokratik kurallar çerçevesine olmalıdır. Çünkü yapılan her haksızlık hak mücadelesini oluşturur. Mücadele haktır. Hak adalettir. Adalet hukuktur. Hukuk vicdana dayalı güvendir. Güven ortaklıktır. Ortaklık birlikteliktir. Birliktelik birbirini sevip yaşamı kolaylaştırmaktır. Onun için güven verip güven duymak insanlıktır. İnsanlık temelde vicdana dayalı haktır, hukuktur.

Onun için demokraside insanlık; halkın hukuka bağlı hak dengesini, halk gücüyle hukuk çerçevesinde, Hakka dayalı (vicdan sahipleri tarafından) vicdani sorumluluk içerisinde oluşturup sağlayıp korumak olmalıdır.

Yaşamdan korkmamalıyız. Sevgisizlikten korkmalıyız. Çünkü korku korkuyla hapsedilip, yok edilmez. Korku sevgiyle hapsedilip, yok edilir.

Bu gün içinde bulunduğumuz toplumumuzun en büyük hastalığı başta öğrenim ve eğitim olmak üzere sevgisizlik ve hoşgörüsüzlüktür. Çünkü insanımız daha cumhuriyetin kıymetini anlamış değil. Onun için daha henüz yeterince demokrasiyi bilmiyor. Demokrasiyi yeterince bilmediği içinde arzu edilen seviyede demokrat yaşamıyor.

Demek ki, bu gün insanımız yeterince demokrat değil, yeterince demokrat olmadığı içinde demokrasiye uygun yaşamıyor. Dolayısıyla demokrasiye uymuyor. Demokrasiyi kendine uyduruyor. Yada kendine uydurmaya çalışıyor.

Sevgi ve saygılarımla.

./…

Cahit KARAÇ

CUMHURİYETİMİZİN 85. YILI TÜM MİLLETİMİZE KUTLU OLSUN.

AZİZ ATAMIZIN RUHU ŞAD OLSUN.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

29 EkCumhuriyet ve demokrasiim Cumhuriyet Bayramımızın 85. Yılının Kutlanması nedeniyle bende size bu hafta Cumhuriyet özde nedir. Ne olmalıdır.

Biz ulus olarak Demokrasi ve Cumhuriyeti nasıl anlayıp, nasıl yaşıyoruz…

Herkesin okuyup anlayabileceği bir dilde, hiç kimseyi sıkıp rahatsız etmeden 9 bölümden oluşacak olan Cumhuriyet ve Demokrasi konulu kısa ve özlü bir yazı dizisini sizlere sunmak istiyorum.

Demokrasi – 1. Bölüm

Demokrasi; Bireylerin ve kurumların farkındalığına dayalı duyarlılık içinde yaşanılacak olan rejimin adıdır. Eğitimle gelişip olgunlaşır. Cehaletle yozlaşıp bozulur. Onun için demokrasi farkındalık ve duyarlılık ister. Bu yüzden de insana benzer. İnsan gibi de gelişip olgunlaşır. O nedenle de insan fıtratına bu gün için en uygun olan rejimin adı demokrasidir.

İnsan, farkındalık duygusuna bağlı yaşanılan hayatın içinde oluşup gelişecek olan duyarlılık duygusundan dolayı Allah’a en yakın varlıktır. O nedenle de her şeyin en iyisine layıktır. Onun için Allah insanı, her şeyin en iyisini arayıp bulması için ilgi ve merak üzere yaratıp var ettiğinden olacak ki, ona akıl vermiştir. Mükemmel olanı arayıp bulması için okuyup öğrenmesini, bilgi edinip, ilim irfan sahibi olmasını emretmiştir.

Çünkü ilgi ve merak insanın araştırıp geliştirme duygusunu artırır. Bu duygu insanın sürekli düşünüp daha iyi olanı akletmesini gerektirir. Akletmek, insanı insan yapar. Farkındalık duygusunu geliştirir. Farkındalık duygusunu geliştirip artıran insan yaşadığı hayata duyarlılık gösterip elinden geldiğince katkıda bulunursa o insan gerçek anlamda insan olur. Dolayısıyla farkındalık ve duyarlılık duygusu insanı ve insanlığı sürekli dönüştürüp değiştirerek gelişip olgunlaşmasını sağlar.

Gelişip olgunlaşan insanın aklı gelişir. Aklı gelişen insanın sürekli akıl melaikeleri gelişip olgunlaşır. Dolayısıyla akıl içindeki düşüncesi zenginleşir. Zenginleşen düşünce yapısıyla insan özgürleşir. Özgürleşen insan üretimini artırır. Paylaşmayı kolaylaştırır. Hayatı rahatlatır.

Dolayısıyla özgürlük ve üretimden yana olup paylaşımcılığı yayan toplumlar sürekli gelişip zenginleşerek huzuru bulup mutluluğa erişirler.

Çünkü farkındalık duygusu; insanın paylaşımcılığını oluşturup artıran en yüksek bilinç seviyesidir. O nedenle de insanın üretirken paylaşımcılığını en yüksek bilinç seviyesine ulaştırması gerekir ki, yaşadığı hayata duyarlılık gösterip gerçek anlamda insan olsun. Hayatı anlayıp kavramanın verdiği olgunluk derecesinde demokrat olsun. Hayatı anlayıp kavrayan demokrat bir insan da zaten yaşadığı hayatı anlamlandırıp manalandırmak için demokrasiye uyar. Demokratik kuralları benimseyip içselleyerek her haliyle ona uygun yaşar.

Kurallara uyup uygun yaşayanlar önce kendi hayatlarına değer verirler. Kendi hayatlarına değer verenler elbette yaşadıkları hayatın her anını da anlamlandırarak yaşarlar. Kendi hayatına değer verip anlamlandırarak yaşayanlar doğal olarak kendi hayatları dışındaki diğer tüm hayatlara da değer vererek yaşarlarken onların hayatlarına da yaşadıkları hayat içindeki her oluşuma anlam ve mana katarlar.

Toplumda yaşayanların sayısı her geçen gün bu şekilde artıkça, yaşanılan ortak hayatta toplumda ister istemez kolaylaştırılarak güzelleştirilir.

Aksi bir yaşam şekli her geçen gün insanların egolarını geliştirir. Bencilliklerini artırır. Daha sonrada testere gibi olup bir sana, bir bana demeyi bırakırlar. Hep keser olup kendilerine yontup, kendilerine çalışarak her şeyi kendi menfaatleri yönünde oluştururlar. Sonunda da ortak yaşanılan hayatı ister istemez çekilmez, yaşanmaz bir hale getirerek kaosa çevirirler. Yaşanılan sonuç elbette toplumun geleceği için hayra alamet olmaz.

Çünkü yaşanılan doğal hayat içinde yaşayıp varlığımızı sürdürmek istiyorsak; Bunun tek yolu var. O da “Benim varlığım senin varlığınla, senin varlığın da benim varlığımla korunup varlığını sürdürebilir.” İnancına temelde hepimizin sahip olması gerekir.

Varlıklar birbirinin hayatına duyarlı olup duyarlı davranmadıklarında ya da birbirinin hayatına müdahale edip kısıtlamak istediklerinde yada karşılarındaki varlığı yok etmek istediklerinde ister istemez doğal hayat içinde denge bozulur, sorun çıkar. Bu seferde varlıkların doğal hayat içindeki var olma mücadeleleri başlar. Onun için doğal hayat ortaktır. Ortak olduğu gibi, doğal hayatın üretip var ettiği tüm nimetler tüm insanlığın ortak değerlerindendir. Onun için hepsi tüm insanlığın hizmetinde olmalıdır.

Ancak insanların bunlardan yararlanmaları, elbette insanlığın ortak oluşturacağı hukuka dayalı demokratik kurallar çerçevesinde olmalıdır. Çünkü her şeyin temelinde insan yatar. İnsanın olduğu her yerde hak vardır. Hukuk vardır. Onun için her şeyden önce insan hayatına özenle önem vermek gerekir. Çünkü insan yaşamadan dünya var olmaz.

Bu bağlamda önce insan hayatına daha sonra da doğal hayat içindeki tüm varlıkların yaşam haklarına saygı duyulmalıdır. Hiçbir zaman hiçbir kimsenin temel yaşam hakkına tecavüz edilmemelidir. Temel yaşam hakkının elinden alınıp özgürlüğünün kısıtlanmasında da insan olduğu gözden kaçırılıp unutulup aşırıya kaçılmamalıdır. Çünkü kaybedecek bir şeyi kalmayan insanların şeytanlaşıp neler yapabileceklerini hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Doğal hayat içindeki tüm varlıkların sağlık içinde huzurlu yaşamı birbirinin hayatına ve huzuruna bağlıdır. Çünkü hayat bir oyundur. Kuralsız oyun oynanmaz. Onun için hayattaki her oyun kuralına göre oynanmalıdır.

Toplumda hakkın hukukun düzenin sağlanabilmesi için her şey demokrasiye uydun demokratik kurallar çerçevesine olmalıdır. Çünkü yapılan her haksızlık hak mücadelesini oluşturur. Mücadele haktır. Hak adalettir. Adalet hukuktur. Hukuk vicdana dayalı güvendir. Güven ortaklıktır. Ortaklık birlikteliktir. Birliktelik birbirini sevip yaşamı kolaylaştırmaktır. Onun için güven verip güven duymak insanlıktır. İnsanlık temelde vicdana dayalı haktır, hukuktur.

Onun için demokraside insanlık; halkın hukuka bağlı hak dengesini, halk gücüyle hukuk çerçevesinde, Hakka dayalı (vicdan sahipleri tarafından) vicdani sorumluluk içerisinde oluşturup sağlayıp korumak olmalıdır.

Yaşamdan korkmamalıyız. Sevgisizlikten korkmalıyız. Çünkü korku korkuyla hapsedilip, yok edilmez. Korku sevgiyle hapsedilip, yok edilir.

Bu gün içinde bulunduğumuz toplumumuzun en büyük hastalığı başta öğrenim ve eğitim olmak üzere sevgisizlik ve hoşgörüsüzlüktür. Çünkü insanımız daha cumhuriyetin kıymetini anlamış değil. Onun için daha henüz yeterince demokrasiyi bilmiyor. Demokrasiyi yeterince bilmediği içinde arzu edilen seviyede demokrat yaşamıyor.

Demek ki, bu gün insanımız yeterince demokrat değil, yeterince demokrat olmadığı içinde demokrasiye uygun yaşamıyor. Dolayısıyla demokrasiye uymuyor. Demokrasiyi kendine uyduruyor. Yada kendine uydurmaya çalışıyor.

Sevgi ve saygılarımla.

./…

Cahit KARAÇ

CUMHURİYETİMİZİN 85. YILI TÜM MİLLETİMİZE KUTLU OLSUN.

AZİZ ATAMIZIN RUHU ŞAD OLSUN.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

29 EkCumhuriyet ve demokrasiim Cumhuriyet Bayramımızın 85. Yılının Kutlanması nedeniyle bende size bu hafta Cumhuriyet özde nedir. Ne olmalıdır.

Biz ulus olarak Demokrasi ve Cumhuriyeti nasıl anlayıp, nasıl yaşıyoruz…

Herkesin okuyup anlayabileceği bir dilde, hiç kimseyi sıkıp rahatsız etmeden 9 bölümden oluşacak olan Cumhuriyet ve Demokrasi konulu kısa ve özlü bir yazı dizisini sizlere sunmak istiyorum.

Demokrasi – 1. Bölüm

Demokrasi; Bireylerin ve kurumların farkındalığına dayalı duyarlılık içinde yaşanılacak olan rejimin adıdır. Eğitimle gelişip olgunlaşır. Cehaletle yozlaşıp bozulur. Onun için demokrasi farkındalık ve duyarlılık ister. Bu yüzden de insana benzer. İnsan gibi de gelişip olgunlaşır. O nedenle de insan fıtratına bu gün için en uygun olan rejimin adı demokrasidir.

İnsan, farkındalık duygusuna bağlı yaşanılan hayatın içinde oluşup gelişecek olan duyarlılık duygusundan dolayı Allah’a en yakın varlıktır. O nedenle de her şeyin en iyisine layıktır. Onun için Allah insanı, her şeyin en iyisini arayıp bulması için ilgi ve merak üzere yaratıp var ettiğinden olacak ki, ona akıl vermiştir. Mükemmel olanı arayıp bulması için okuyup öğrenmesini, bilgi edinip, ilim irfan sahibi olmasını emretmiştir.

Çünkü ilgi ve merak insanın araştırıp geliştirme duygusunu artırır. Bu duygu insanın sürekli düşünüp daha iyi olanı akletmesini gerektirir. Akletmek, insanı insan yapar. Farkındalık duygusunu geliştirir. Farkındalık duygusunu geliştirip artıran insan yaşadığı hayata duyarlılık gösterip elinden geldiğince katkıda bulunursa o insan gerçek anlamda insan olur. Dolayısıyla farkındalık ve duyarlılık duygusu insanı ve insanlığı sürekli dönüştürüp değiştirerek gelişip olgunlaşmasını sağlar.

Gelişip olgunlaşan insanın aklı gelişir. Aklı gelişen insanın sürekli akıl melaikeleri gelişip olgunlaşır. Dolayısıyla akıl içindeki düşüncesi zenginleşir. Zenginleşen düşünce yapısıyla insan özgürleşir. Özgürleşen insan üretimini artırır. Paylaşmayı kolaylaştırır. Hayatı rahatlatır.

Dolayısıyla özgürlük ve üretimden yana olup paylaşımcılığı yayan toplumlar sürekli gelişip zenginleşerek huzuru bulup mutluluğa erişirler.

Çünkü farkındalık duygusu; insanın paylaşımcılığını oluşturup artıran en yüksek bilinç seviyesidir. O nedenle de insanın üretirken paylaşımcılığını en yüksek bilinç seviyesine ulaştırması gerekir ki, yaşadığı hayata duyarlılık gösterip gerçek anlamda insan olsun. Hayatı anlayıp kavramanın verdiği olgunluk derecesinde demokrat olsun. Hayatı anlayıp kavrayan demokrat bir insan da zaten yaşadığı hayatı anlamlandırıp manalandırmak için demokrasiye uyar. Demokratik kuralları benimseyip içselleyerek her haliyle ona uygun yaşar.

Kurallara uyup uygun yaşayanlar önce kendi hayatlarına değer verirler. Kendi hayatlarına değer verenler elbette yaşadıkları hayatın her anını da anlamlandırarak yaşarlar. Kendi hayatına değer verip anlamlandırarak yaşayanlar doğal olarak kendi hayatları dışındaki diğer tüm hayatlara da değer vererek yaşarlarken onların hayatlarına da yaşadıkları hayat içindeki her oluşuma anlam ve mana katarlar.

Toplumda yaşayanların sayısı her geçen gün bu şekilde artıkça, yaşanılan ortak hayatta toplumda ister istemez kolaylaştırılarak güzelleştirilir.

Aksi bir yaşam şekli her geçen gün insanların egolarını geliştirir. Bencilliklerini artırır. Daha sonrada testere gibi olup bir sana, bir bana demeyi bırakırlar. Hep keser olup kendilerine yontup, kendilerine çalışarak her şeyi kendi menfaatleri yönünde oluştururlar. Sonunda da ortak yaşanılan hayatı ister istemez çekilmez, yaşanmaz bir hale getirerek kaosa çevirirler. Yaşanılan sonuç elbette toplumun geleceği için hayra alamet olmaz.

Çünkü yaşanılan doğal hayat içinde yaşayıp varlığımızı sürdürmek istiyorsak; Bunun tek yolu var. O da “Benim varlığım senin varlığınla, senin varlığın da benim varlığımla korunup varlığını sürdürebilir.” İnancına temelde hepimizin sahip olması gerekir.

Varlıklar birbirinin hayatına duyarlı olup duyarlı davranmadıklarında ya da birbirinin hayatına müdahale edip kısıtlamak istediklerinde yada karşılarındaki varlığı yok etmek istediklerinde ister istemez doğal hayat içinde denge bozulur, sorun çıkar. Bu seferde varlıkların doğal hayat içindeki var olma mücadeleleri başlar. Onun için doğal hayat ortaktır. Ortak olduğu gibi, doğal hayatın üretip var ettiği tüm nimetler tüm insanlığın ortak değerlerindendir. Onun için hepsi tüm insanlığın hizmetinde olmalıdır.

Ancak insanların bunlardan yararlanmaları, elbette insanlığın ortak oluşturacağı hukuka dayalı demokratik kurallar çerçevesinde olmalıdır. Çünkü her şeyin temelinde insan yatar. İnsanın olduğu her yerde hak vardır. Hukuk vardır. Onun için her şeyden önce insan hayatına özenle önem vermek gerekir. Çünkü insan yaşamadan dünya var olmaz.

Bu bağlamda önce insan hayatına daha sonra da doğal hayat içindeki tüm varlıkların yaşam haklarına saygı duyulmalıdır. Hiçbir zaman hiçbir kimsenin temel yaşam hakkına tecavüz edilmemelidir. Temel yaşam hakkının elinden alınıp özgürlüğünün kısıtlanmasında da insan olduğu gözden kaçırılıp unutulup aşırıya kaçılmamalıdır. Çünkü kaybedecek bir şeyi kalmayan insanların şeytanlaşıp neler yapabileceklerini hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Doğal hayat içindeki tüm varlıkların sağlık içinde huzurlu yaşamı birbirinin hayatına ve huzuruna bağlıdır. Çünkü hayat bir oyundur. Kuralsız oyun oynanmaz. Onun için hayattaki her oyun kuralına göre oynanmalıdır.

Toplumda hakkın hukukun düzenin sağlanabilmesi için her şey demokrasiye uydun demokratik kurallar çerçevesine olmalıdır. Çünkü yapılan her haksızlık hak mücadelesini oluşturur. Mücadele haktır. Hak adalettir. Adalet hukuktur. Hukuk vicdana dayalı güvendir. Güven ortaklıktır. Ortaklık birlikteliktir. Birliktelik birbirini sevip yaşamı kolaylaştırmaktır. Onun için güven verip güven duymak insanlıktır. İnsanlık temelde vicdana dayalı haktır, hukuktur.

Onun için demokraside insanlık; halkın hukuka bağlı hak dengesini, halk gücüyle hukuk çerçevesinde, Hakka dayalı (vicdan sahipleri tarafından) vicdani sorumluluk içerisinde oluşturup sağlayıp korumak olmalıdır.

Yaşamdan korkmamalıyız. Sevgisizlikten korkmalıyız. Çünkü korku korkuyla hapsedilip, yok edilmez. Korku sevgiyle hapsedilip, yok edilir.

Bu gün içinde bulunduğumuz toplumumuzun en büyük hastalığı başta öğrenim ve eğitim olmak üzere sevgisizlik ve hoşgörüsüzlüktür. Çünkü insanımız daha cumhuriyetin kıymetini anlamış değil. Onun için daha henüz yeterince demokrasiyi bilmiyor. Demokrasiyi yeterince bilmediği içinde arzu edilen seviyede demokrat yaşamıyor.

Demek ki, bu gün insanımız yeterince demokrat değil, yeterince demokrat olmadığı içinde demokrasiye uygun yaşamıyor. Dolayısıyla demokrasiye uymuyor. Demokrasiyi kendine uyduruyor. Yada kendine uydurmaya çalışıyor.

Sevgi ve saygılarımla.

./…

Cahit KARAÇ

CUMHURİYETİMİZİN 85. YILI TÜM MİLLETİMİZE KUTLU OLSUN.

AZİZ ATAMIZIN RUHU ŞAD OLSUN.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

29 EkCumhuriyet ve demokrasiim Cumhuriyet Bayramımızın 85. Yılının Kutlanması nedeniyle bende size bu hafta Cumhuriyet özde nedir. Ne olmalıdır.

Biz ulus olarak Demokrasi ve Cumhuriyeti nasıl anlayıp, nasıl yaşıyoruz…

Herkesin okuyup anlayabileceği bir dilde, hiç kimseyi sıkıp rahatsız etmeden 9 bölümden oluşacak olan Cumhuriyet ve Demokrasi konulu kısa ve özlü bir yazı dizisini sizlere sunmak istiyorum.

Demokrasi – 1. Bölüm

Demokrasi; Bireylerin ve kurumların farkındalığına dayalı duyarlılık içinde yaşanılacak olan rejimin adıdır. Eğitimle gelişip olgunlaşır. Cehaletle yozlaşıp bozulur. Onun için demokrasi farkındalık ve duyarlılık ister. Bu yüzden de insana benzer. İnsan gibi de gelişip olgunlaşır. O nedenle de insan fıtratına bu gün için en uygun olan rejimin adı demokrasidir.

İnsan, farkındalık duygusuna bağlı yaşanılan hayatın içinde oluşup gelişecek olan duyarlılık duygusundan dolayı Allah’a en yakın varlıktır. O nedenle de her şeyin en iyisine layıktır. Onun için Allah insanı, her şeyin en iyisini arayıp bulması için ilgi ve merak üzere yaratıp var ettiğinden olacak ki, ona akıl vermiştir. Mükemmel olanı arayıp bulması için okuyup öğrenmesini, bilgi edinip, ilim irfan sahibi olmasını emretmiştir.

Çünkü ilgi ve merak insanın araştırıp geliştirme duygusunu artırır. Bu duygu insanın sürekli düşünüp daha iyi olanı akletmesini gerektirir. Akletmek, insanı insan yapar. Farkındalık duygusunu geliştirir. Farkındalık duygusunu geliştirip artıran insan yaşadığı hayata duyarlılık gösterip elinden geldiğince katkıda bulunursa o insan gerçek anlamda insan olur. Dolayısıyla farkındalık ve duyarlılık duygusu insanı ve insanlığı sürekli dönüştürüp değiştirerek gelişip olgunlaşmasını sağlar.

Gelişip olgunlaşan insanın aklı gelişir. Aklı gelişen insanın sürekli akıl melaikeleri gelişip olgunlaşır. Dolayısıyla akıl içindeki düşüncesi zenginleşir. Zenginleşen düşünce yapısıyla insan özgürleşir. Özgürleşen insan üretimini artırır. Paylaşmayı kolaylaştırır. Hayatı rahatlatır.

Dolayısıyla özgürlük ve üretimden yana olup paylaşımcılığı yayan toplumlar sürekli gelişip zenginleşerek huzuru bulup mutluluğa erişirler.

Çünkü farkındalık duygusu; insanın paylaşımcılığını oluşturup artıran en yüksek bilinç seviyesidir. O nedenle de insanın üretirken paylaşımcılığını en yüksek bilinç seviyesine ulaştırması gerekir ki, yaşadığı hayata duyarlılık gösterip gerçek anlamda insan olsun. Hayatı anlayıp kavramanın verdiği olgunluk derecesinde demokrat olsun. Hayatı anlayıp kavrayan demokrat bir insan da zaten yaşadığı hayatı anlamlandırıp manalandırmak için demokrasiye uyar. Demokratik kuralları benimseyip içselleyerek her haliyle ona uygun yaşar.

Kurallara uyup uygun yaşayanlar önce kendi hayatlarına değer verirler. Kendi hayatlarına değer verenler elbette yaşadıkları hayatın her anını da anlamlandırarak yaşarlar. Kendi hayatına değer verip anlamlandırarak yaşayanlar doğal olarak kendi hayatları dışındaki diğer tüm hayatlara da değer vererek yaşarlarken onların hayatlarına da yaşadıkları hayat içindeki her oluşuma anlam ve mana katarlar.

Toplumda yaşayanların sayısı her geçen gün bu şekilde artıkça, yaşanılan ortak hayatta toplumda ister istemez kolaylaştırılarak güzelleştirilir.

Aksi bir yaşam şekli her geçen gün insanların egolarını geliştirir. Bencilliklerini artırır. Daha sonrada testere gibi olup bir sana, bir bana demeyi bırakırlar. Hep keser olup kendilerine yontup, kendilerine çalışarak her şeyi kendi menfaatleri yönünde oluştururlar. Sonunda da ortak yaşanılan hayatı ister istemez çekilmez, yaşanmaz bir hale getirerek kaosa çevirirler. Yaşanılan sonuç elbette toplumun geleceği için hayra alamet olmaz.

Çünkü yaşanılan doğal hayat içinde yaşayıp varlığımızı sürdürmek istiyorsak; Bunun tek yolu var. O da “Benim varlığım senin varlığınla, senin varlığın da benim varlığımla korunup varlığını sürdürebilir.” İnancına temelde hepimizin sahip olması gerekir.

Varlıklar birbirinin hayatına duyarlı olup duyarlı davranmadıklarında ya da birbirinin hayatına müdahale edip kısıtlamak istediklerinde yada karşılarındaki varlığı yok etmek istediklerinde ister istemez doğal hayat içinde denge bozulur, sorun çıkar. Bu seferde varlıkların doğal hayat içindeki var olma mücadeleleri başlar. Onun için doğal hayat ortaktır. Ortak olduğu gibi, doğal hayatın üretip var ettiği tüm nimetler tüm insanlığın ortak değerlerindendir. Onun için hepsi tüm insanlığın hizmetinde olmalıdır.

Ancak insanların bunlardan yararlanmaları, elbette insanlığın ortak oluşturacağı hukuka dayalı demokratik kurallar çerçevesinde olmalıdır. Çünkü her şeyin temelinde insan yatar. İnsanın olduğu her yerde hak vardır. Hukuk vardır. Onun için her şeyden önce insan hayatına özenle önem vermek gerekir. Çünkü insan yaşamadan dünya var olmaz.

Bu bağlamda önce insan hayatına daha sonra da doğal hayat içindeki tüm varlıkların yaşam haklarına saygı duyulmalıdır. Hiçbir zaman hiçbir kimsenin temel yaşam hakkına tecavüz edilmemelidir. Temel yaşam hakkının elinden alınıp özgürlüğünün kısıtlanmasında da insan olduğu gözden kaçırılıp unutulup aşırıya kaçılmamalıdır. Çünkü kaybedecek bir şeyi kalmayan insanların şeytanlaşıp neler yapabileceklerini hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Doğal hayat içindeki tüm varlıkların sağlık içinde huzurlu yaşamı birbirinin hayatına ve huzuruna bağlıdır. Çünkü hayat bir oyundur. Kuralsız oyun oynanmaz. Onun için hayattaki her oyun kuralına göre oynanmalıdır.

Toplumda hakkın hukukun düzenin sağlanabilmesi için her şey demokrasiye uydun demokratik kurallar çerçevesine olmalıdır. Çünkü yapılan her haksızlık hak mücadelesini oluşturur. Mücadele haktır. Hak adalettir. Adalet hukuktur. Hukuk vicdana dayalı güvendir. Güven ortaklıktır. Ortaklık birlikteliktir. Birliktelik birbirini sevip yaşamı kolaylaştırmaktır. Onun için güven verip güven duymak insanlıktır. İnsanlık temelde vicdana dayalı haktır, hukuktur.

Onun için demokraside insanlık; halkın hukuka bağlı hak dengesini, halk gücüyle hukuk çerçevesinde, Hakka dayalı (vicdan sahipleri tarafından) vicdani sorumluluk içerisinde oluşturup sağlayıp korumak olmalıdır.

Yaşamdan korkmamalıyız. Sevgisizlikten korkmalıyız. Çünkü korku korkuyla hapsedilip, yok edilmez. Korku sevgiyle hapsedilip, yok edilir.

Bu gün içinde bulunduğumuz toplumumuzun en büyük hastalığı başta öğrenim ve eğitim olmak üzere sevgisizlik ve hoşgörüsüzlüktür. Çünkü insanımız daha cumhuriyetin kıymetini anlamış değil. Onun için daha henüz yeterince demokrasiyi bilmiyor. Demokrasiyi yeterince bilmediği içinde arzu edilen seviyede demokrat yaşamıyor.

Demek ki, bu gün insanımız yeterince demokrat değil, yeterince demokrat olmadığı içinde demokrasiye uygun yaşamıyor. Dolayısıyla demokrasiye uymuyor. Demokrasiyi kendine uyduruyor. Yada kendine uydurmaya çalışıyor.

Sevgi ve saygılarımla.

./…

Cahit KARAÇ

Paylaş
Etiketler: cumhuriyetdemokrasifelsefe
Önceki Yazı

Ali Kayıkçı’dan: Yaş 65 Yolun Yarısı Eder

Sonraki Yazı

Nuh’un Gemisine Tutunmak İsteyenler İçin..

Cahit KARAÇ

Cahit KARAÇ

İlişkili Yazılar

Cahit KARAÇ

Barış

19 Nisan 2019
5k
Cahit KARAÇ

İnsan ve Ağaç

16 Nisan 2019
5k
Cahit KARAÇ

Cahit’ten Özlü Sözler

26 Şubat 2019
5k
Cahit KARAÇ

İnsan ve Ağaç

23 Şubat 2018
5k
Sonraki Yazı

Nuh'un Gemisine Tutunmak İsteyenler İçin..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap