Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Çözümsüzlük Çözüm Değildir

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
21 Temmuz 2011
Selami Saygın
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Savaşının üzerinden 37 yıl geçti. Savaşa katılanların bir kısmı vefat etti. Kalanlar ise ihtiyarlık günlerini yaşamaktadır. Vefat edenleri rahmetle yaşayanları ise saygıyla anmak selamlamak herkesin en çokta Kıbrıs’ta yaşayanların borcu olmalıdır.

Kıbrıs’ı Osmanlılar Venediklilerden (yani İtalyanlardan) 1571’te almıştı. Ama 93 savaşının (1878) kötü sonucu olarak ve geçici olarak orayı İngilizlere bırakmak zorunda kalmışlardı. 1914’te İngilizler adayı kendi topraklarına kattıklarını ilan etmiş iseler de Osmanlı hükümeti bu kararı kabul etmemişti. Lozan görüşmelerinde İsmet İnönü, Kıbrıs diye bir ada yokmuş gibi davrandı. Kıbrıs’ı unutarak karşılığında elbette bir şey istemiş ve almışta değildir. İnönü hayatının en cömert günlerini Lozan’da iken yaşamış olmalıdır. Buna karşılık Türkiye’de heykelleri vardır. İngilizler adadan ayrılırken, adada bulunan Türkler ve Rumlar arasında başlayan çatışmalar nedeniyle konuyu takip ederek Londra ve Zürih antlaşmaları ile Türkiye’yi Kıbrıs’ta taraf durumuna getiren Başbakan Adnan Menderes ve onun Dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu ise Türkiye’de idam edilmiştir. Nankörlük kavramı ne kadar yetersiz ve ne kadar anlamsızdır bu olay nedeniyle.

Türkiye uluslar arası Londra-Zürih antlaşmalarının verdiği Garantörlük Hakkı ile ancak 1974’te Kıbrıs’a asker göndererek bu günkü fiili durumu oluşturmuştur. 1983’e kadar Rumlara “gelin birlikte bir federasyon kuralım” diye çok dil dökmüştür. Ama Rumlar bunu reddettiği için 13 kasım 1983’te birazda çaresiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini(KKTC) ilan etmiştir. Ancak ABD’nin zorlaması ile BM aldığı bir kararla KKTC’nin tanınmasını üye ülkelere adeta yasaklamıştır. Bu yüzden kimse KKTC’yi tanımamıştır. KKTC büyük bir ambargo altındadır. Oraya gemi-uçak gitmez, oradan da başka bir ülkeye gemi-uçak gitmez, gidemez BM kararları nedeniyle. KKTC başka ülkelerle doğrudan ticaret yapamaz. Mal alıp mal satamaz. Verdiği pasaportla bile başka ülkelerde seyahat edilemez çünkü o pasaport geçersiz sayılmaktadır. KKTC halkı bu yüzden 40 yıla yakın bir zamandan beri ABD öncülüğünde ağır bir baskı altındadır. Ama KKTC’nin solcuları ve onların Türkiye’deki uzantıları çare olarak Rum tezlerini savunmakta bulmuş, “Türk askerlerinin adadan çekilmesi KKTC’nin lağvedilmesi, adaya gelip 1974’ten sonra yerleşen Türklerin adadan ayrılması” sonucuna ulaşmışlardır. KKTC’nin kırmızı renkli solcuları bir de adada Kur’an Kurslarının açılmasına çok fazla muhaliftirler. Ara sıra kurs binalarını basarak orada Kur’an öğreten hocalara saldırmak gibi işlerde yapmaktadırlar.

Bu şartlar iktidar olan AKP, Kıbrıs’ta “çözümsüzlük çözüm değildir, çözüm için her zaman bir adım önde olacağız, Annan planını destekliyoruz” görüşlerini 2003-2004’te heyecanla savunmuştur. 24 Nisan 2004’te adanın Türk ve Rum kesiminde Annan planı için yapılan referandumda, Türkler plan için % 70 evet derken Rumlar % 70 hayırla bu planı reddetmiş oldular. Planı görünüşte KKTC’yi kabul ediyor gibiydi ama Türk askerinin çekilmesi, Rumlara toprak verilmesi, 1974’ten sonra adaya yerleşen Türklerin adadan ayrılması ve 60 bin kadar Rum’un Karpas bölgesine yerleşmesi gibi ağır şartları da kapsamaktaydı.

Başından beri Türkiye’nin Kıbrıs’ta bulunmasını yanlış bulan bir lobi, Türkiye’nin AB’ye katılmasının önünde Kıbrıs’ın bir engel oluşturduğu, Rauf Denktaş gibilerinin ve onunla aynı paralelde olanların “Kıbrıs nedeniyle adeta Türkiye’yi esir aldıklarını, Annan planının bu esaretten kurtulmak için bir çare olduğu” telkinleri KKTC’de planın kabul edilmesini sağlamıştır. Rumlarla yeniden birlik olmak için heyecanlanan solcu M. Ali Talat ise o esnada KKTC’de Cumhurbaşkanı sıfatını taşımaktaydı. Başbakan Erdoğan’da sıkça “Kıbrıs’ta çözümsüzlük çözüm değildir” görüşünü savunmaktaydı. Sanki Rumlar çözüm istemekteydi Türkiye ve KKTC çözüm istemediği için bunu engellemekteydi. AB yöneticileri de KKTC’nin Annan Planına evet demesi halinde ambargonun kaldırılacağını vaat etmekteydi.

Ancak Annan Planının Rum tarafına verdiklerini Rumlar yetersiz bularak planı % 70 bir çoğunlukla reddettiler. Bu yüzden Plan uygulanamadı. Referandumdan bir hafta sonra Rumlar bütün Kıbrıs’ı temsilen “Kıbrıs Cumhuriyeti” adıyla AB’ye üye yapıldılar. Buna karşılık aynı AB, referandumu kabul etmesi halinde KKTC’ye yaptığı vaatlerin hiç birisini yerine getirmedi.

Evet gerçekten Kıbrıs’ta çözümsüzlük çözüm değildir. Ama çözümsüzlüğü daha çok ve özellikle Rum tarafının istediğini nihayet AKP’de Başbakan Erdoğan’da görmüş takdir etmiş oldu. Başbakan Erdoğan, 20 Temmuz törenleri için Kıbrıs’a sürekli bir bakan gönderirken 19 Temmuz 2011’de ilk defa kendisi bu törenler için adaya gitmiş oldu. Adaya giderken ve adada yaptığı konuşmalarla, 2003-2004’te savunduğu görüşlerden çok farklı bir yere geldiğini de göstermiş oldu. Artık çözümsüzlük çözüm değildir demiyor.

Çünkü bu görüşte, çözümsüzlükten Türk tarafını sorumlu görme anlamı vardı. Oysa T.Erdoğan 2003’ten beri doğrudan olayların içinde sorumluluk sahibi olarak görmüştür ki, Kıbrıs’ta çözüm istemeyerek bunu zamana yayarak, KKTC’yi ve Türkiye’yi zor durumda bırakarak istediklerini bu sayede elde etmeye çalışan Rum tarafıdır ve onun arkasındaki AB ve ABD’dir. T.Erdoğan’da görülen bu farklılığı çıraklık ve ustalık dönemi ile mi açıklamalı?
Kıbrıs sorununun Türkiye-AB ilişkileri için ciddi bir sorun oluşturduğu açıktır. Çünkü bütün adayı temsilen (KKTC yok sayılarak) Kıbrıs Cumhuriyeti ismiyle AB’ye üye yapılan Rumlar, AB karar organlarında Türkiye hakkındaki kararlarında alımına katılacaktır. Türkiye’nin temsil edilmediği organlarda Rumlar KKTC ve Türkiye hakkında alınacak kararları elbette etkileyecektir. Böyle bir durumun Türkiye ve KKTC açısından kabul edilemez olduğu açıktır.

Ancak Fransa gibi ülkelerde Türkiye’nin AB’ye üyeliği zaten halk oylaması şartına bağlanmıştır. Bunun Türkiye’nin üyeliğinin imkansız sayılmasından başka bir anlamı da yoktur.

Üstelik AB’nin içinde bulunduğu siyasi-ekonomik durumda şimdiye kadar bu konuda yapılan propagandanın doğru olmadığını göstermeye yetmiştir. Çünkü AB büyük ölçüde zenginliktir, gelişmedir diye anlatılırdı. Yunanistan’da kişi başına düşen yıllık gelirin 30 bin Dolar olduğu ve bunun AB sayesinde olduğu anlatılırdı. Şimdi Yunanistan tek kelimeyle iflas etti. Sırada İspanya ve İtalya var. AB’nin ekonomik gelişmeyi garanti etmediği gibi ekonomik çöküntüyü de engellemediği de görülmüş oldu.

Galiba Kıbrıs, AB gibi konularda birileri bizi fena halde yanıltmış oldu. Pek çok yanlışı bir arada topluca ekonomik gelişme-refah-özgürlük demokrasi gibi kavramlarla bize kabul ettirmiş oldular. Eğer Rumlar Annan planına evet demiş olsalardı, biz belki bu yanlışların farkına henüz varmamış olacaktık veya iş işten geçmiş olacaktı. Rusya Annan Planının reddedilmesini Rumlara telkin ettiği için o tarihte Rauf Denktaş, “Allah Ruslardan razı olsun” demişti. Allah kimlerden razı olacağını elbette daha iyi bilendir. Ama Rumların bu planı reddederek KKTC’ye ve Türkiye’ye bir büyük iyilik yapmış olduğunu zaman göstermiştir. Bir hafta önce Lefkoşe’nin Rum kesiminde meydana gelen bir patlama nedeniyle Rum kesiminde büyük bir elektrik sıkıntısından dolayı KKTC’den alınan elektriğe Başpiskopos 2. Hrisistomos karşı çıkmıştır(19 temmuz 2011 Star Gazetesi). Elektrik alımına bile itiraz eden bir kafanın egemen olduğu bir yönetimde barış ve huzur olur mu? Gerçekten de Kıbrıs’ta çözümsüzlük çözüm değilmiş.

Paylaş
Etiketler: akpGaliba KıbrısKıbrıs’takktcKKTC’ye ve Türkiye’ye bir büyük iyilik yapmış
Önceki Yazı

İşte Gazeteci, Akademisyen Ajanlar

Sonraki Yazı

Hekimlik ve Türkü… Okuyunuz Lütfen….

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Hekimlik ve Türkü... Okuyunuz Lütfen....

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap