Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Emine PİŞİREN

Çok Yaşa, Sende Gör!

Emine PİŞİREN Yazar Emine PİŞİREN
13 Ocak 2021
Emine PİŞİREN
0
433
Paylaşma
5.4k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Neden hapşırırız hiç düşündünüz mü?

Belki size şaşırtıcı gelecek ama yeni öğrendiğim bilgiyi yazmalıyım size:

Hapşırma, cinsel birleşme başlangıcında ya da cinsel uyarılmanın doruk noktasında da meydana gelebiliyormuş.
Aristoteles bir kitabında hapşırma olayını, gözün ani ışık karşısında oluşan bir refleks olduğundan bahsetmiştir.

Bir benzer araştırma 1950 yılında Fransız araştırmacı Sedan tarafından yapılmıştır. Göz muayeneleri için kullanılan lambayı bu hastaların gözüne tuttuğunda hapşırdıklarını görmüş. İncelediği altı hasta güneş ışığına, fotoğraf makinalarının flaşına ve biri de ultraviyole ışığa ilk maruz kaldığında hapşırmışlar.

Bir diğer araştırmacımız da yurdumuzdan bir Türk Akademisyen. İstanbul Üniversitesinin Araştırma Görevlisi Haldun Numanoğlunun CNN de hapşırıkla ilgili bir tezinden biraz bahsetmek istiyorum. Şöyle der:

“…8. yüzyılda veba hastalığı İtalya’yı kasıp kavurmuştur. Hastalığın en karakteristik özelliği insanların genellikle hapşırmalarıdır. Papa, insanlara hapşırmalarının hemen ardından hastalara ‘Huzur içinde yat’ demelerini tavsiye etmiştir.”

Başka bir nedeniyse ayna karşısında başımıza gelir. Hani kaşımızı veya burun kıllarımızı cımbızla alırken de birkaç kez hapşırırız.

Genelde güneşe bakış attığımızda, temiz havaya çıktığımızda birkaç kez hapşırdığımız olur.
Çok hapşırmak da genetikmiş.
Benim hapşırıklarım her sabah kahvaltısından sonra başlar.
En az 10, en fazla abartısız 17-18 kez…
Anneannem de çok hapşırırmış.
Rahmetli annemde ve teyzelerimin 8- 9 kez hapşırdıklarına tanık olmuştum.

Burun içinde mukoza ve kıllara hava yolu ile bulaşan yabancı cisimler sonucunda trigeminal sinirler uyarıya geçer. Bu uyarı beyne ulaşır. Bu sinyaller sonucunda hapşırma gerçekleşir.

Hapşırma için tıpta kullanılan teknik terim Sternutation’dır.
…
Hapşırmak, insan yaşamının bir parçasıdır. Herkes hapşırır, ama bunu yapmamızın farklı sebepleri vardır.
Hapşırık her ne kadar ölü hücrelerin dışa atılımı varsayılsa bile bize bir hastalığı da işaret eder.
Gün ışığı, soğuk hava, polen, toz, vs, allerjen ve enfeksiyona neden olduğu gibi bakteri ve virüsler, aşırı yeme, toz, duman, vs gibi nedenler de hapşırığı tetikleyebilir.

Dilimizi ağzımızın tavanına bastırmak veya biraz burnu sıkmak belki basıncı azaltmaya faydalı olabilir.

Bu arada hapşırığınızı sakın tutmayın, hapşıran birini de sakın ola engellemeyin!
Hiç unutmam, annem ve teyzem hapşırık nöbetine tutulduğunda, kese kağıdı veya poşet paylaşırdık. Ani bir sesle hapşırığı geçsin, diye. Bu yol, meğerse çok tehlikeliymiş!

Arkansas Üniversitesi Tıp Bilimleri Fakültesi’nden bir odyolog olan Dr. Allison Woodall şöyle der:
“Burnunuzu ve ağzınızı bir hapşırmayı engellemek için kapalı tutmanız, baş dönmesine, kulak zedelenmenize ve işitme kaybına neden olabilir. Hatta kalbinizin durmasına!..”
Hapşırmanın faydası olduğu kadar zararlarından biri beyin kanaması ve basınca bağlı iç organların patlamasıymış.
…
Biraz mitolojiye döndüğümüzde hapşırmanın aşkla yanan yüreklerin vuslatına işaret edildiğini öğreniyoruz:

“Penelope, kocası Odysseia’nın gittiği savaştan uzun yıllar boyunca geri dönmemesine rağmen kendisine talip olan hiçbir erkekle evlenmemiştir. Kocasının geri geleceğine inanmaktadır. Gerçekten de kocası bir gün yurduna geri döner. Dilenci kılığında evine gider. Penelope, tanıyamadığı kocasını dilenci sanarak konuşurken oğlu hapşırmaya başlar. Penelope bunu kocasının döneceğine dair tanrılardan gelen bir mesaj olarak yorumlayıp sevinir.”

‘Jüpiter seni korusun’ duası, özellikle Roma döneminde hapşırığa verilen tepkilerden en ünlüsüydü. Bunun yanında, ‘Uzun yaşayasın’ ve ‘Sağlıklı olasın’ gibi…
…
Dünya ülkelerinin hapşırık konusunda temennileri ise kanımca nezaket gereği sosyalleşmenin bir kuralı olduğunu görmekteyiz.
Örnek vermek gerekirse:

…Türkmen inanışına göre, ise Cuma günü hapşırmak bir buluşmaya işarettir.
Pers inancına göre, biri dilek tuttuğu zaman yanındakilerden biri hapşırdığında bu dileğinin kabul olduğu anlamına gelmektedir.
Kökeninde çoğunlukla dini bir temenni bulunsa da neredeyse bütün milletlerde hapşıran kişi için söylenen bir söz bulunmaktadır.

Örneğin:

Müslüman inancını benimsemiş ülkeler; Elhamdülillah,
Azeriler ‘Sağlam ol’,
İranlılar ‘Afiyet (sağlık, esenlik) olsun’,
Boşnaklar ‘Sağlığına’,
İrlandalılar ‘Tanrı bizimle olsun’,
Danimarkalılar ‘Yararına olsun’,
Ermeniler ‘Uzun yaşayıp başarılı olasın’,
Çekler ‘Tanrıya selam’,
Finler ‘Sağlığına’,
İzlandalılar ‘Tanrı sana yardım etsin’,
Maltalılar ‘Yaşa’,
Ruslar ‘Sağlıklı ol’,
Vietnamlılar ‘Doğa ana kutsasın’ demektedir.

Türkçe’de hapşırana söylenen ‘Çok yaşa’ ve cevap olarak verilen ‘Sen de gör’ kalıbı, en çok Hindu geleneğindeki temenniyle benzerlik göstermektedir.

Hindu geleneğinde bir kişi hapşırdığında yanındaki ‘Yaşa’ der, hapşıran ise ‘Seninle beraber’ diye karşılık verir.

Araştırma görevlisi Haldun Narmanoğlu’nun tezinde ilkel kabilelerin dini ritüellerinin günümüze ışık tuttuğunu işaret etmiştir:

“…Zulular, hapşırmayı insanın içine giren kötü ruhu dışarı çıkarmak için vücudun bir çabası olarak düşünürdü. Benzer bir algılama biçimine şaman inancında rastlanmaktadır. Honko, hastalıkların tedavisiyle uğraşan bir şamanın sağaltım seansını anlatırken, şamanın kendisine yardım etmeleri için çağırdığı ruhları nefesiyle içine çekmesinden bahseder.”

“…Eski Türk inanışında da benzer adetler bulunmaktadır. Türklerde insanın ağzı, ruhların bedenle ilk temas noktası olarak görülmektedir. Bu nedenle, ölen bir kişinin çenesi, içine şeytan girmesin diye bağlanmaktadır.”

Sonuç olarak;

Hapşırık vücudumuz için gerekli bir reflekstir. Azı yarar, çoğu zarardır.
Belki de bu nedenle hapşıran birisine, ÇOK YAŞA diyoruz.

Emine Pişiren/ Kocaeli
…

Kaynak:
CNN, Wikipedia, Haldun Numanoğlu Tezi, BBC Dergi/ Josen Goldman / Neden Hapşırırız?

Paylaş
Etiketler: baktericinselenfeksiyonHapşırmakJüpiterpolenTürkmenultraviyolevirüs
Önceki Yazı

Yardımlaşmak İnsan Olmanın Gereğidir

Sonraki Yazı

Düşük Karbonhidratlı Diyet Tip 2 Diyabeti Düzenliyor

Emine PİŞİREN

Emine PİŞİREN

İlişkili Yazılar

Ve Bilirsin
Edebiyat

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
5k
Sen veya Sizlere
Edebiyat

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025
5k
Bu Topraklar Bizim, Başka Vatan Yok!
Doğa-Çevre

Bu Topraklar Bizim, Başka Vatan Yok!

29 Kasım 2025
5k
Edebiyat Kartalı
Edebiyat

Edebiyat Kartalı

18 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Düşük Karbonhidratlı Diyet Tip 2 Diyabeti Düzenliyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap