Açılım adı altında, bölünmeyi destekleyen, liberal ve Ilımlı İslamcı kesimlerde, bir ana sevgisidir gidiyor.Analar ölmesin, analar ağlamasın!
Biz de sanıyorduk ki, Türk analarının ağlamasını istemiyorlar.
Meğerse öyle değilmiş.
Eli silahlı kadın teröristin çamaşır yıkarken ve silahlı eğitim yaparkenki resimleri medyada boy gösterdi.
Onlar için hayat, ABD’nin yazdığı senaryodan ibaret olduğundan, CIA’nın ellerine tutuşturduğu resimler ile duygu sömürüsüne girerek, Türk halkının bölünmeye karşı direncini kırmayı planlıyorlar.
Bu ana sevgisinin depreşmesi; AKP’nin “Analar Ağlamasın” propagandasının çoğaltılmasıdır.
İsmet Yılmaz’ın ifade ettiği, ülkemizde görev yapan kırk CIA ajanının, bölünme için malzeme hazırlamadığını kim söyleyebilir?
2011’de Amerika’da, 2012’de Almanya’da Eyalet Yönetimleri konusunda, dersler alan, İçişleri bürokratlarını kimler götürüp, getirdi dersiniz?
İsrail, Amerika ve AKP bölünme işlerini sıkı tutuyor ama işlerin bir başka bahara kaldığını işaret eden, olgular da var.
Bölücü-ajan faaliyeti düzeyinde yürütülen Açılım Programına halkın gösterdiği tepkiyi görenler var.
AKP’nin Ankara İl Başkanı Aziz Babuş, “Dün bizimle yürüyenler, yarın karşımızdakilerle olurlar”
Her halde liberallerin ayrılmasından korkuyor.
İl başkanı, AKP’nin tabanında başlayan çözülmeyi görmüş, içeriden uyarıda bulunuyor.
Her ay AKP’nin oylarının arttığına dair kamuoyu yoklaması yapan anket şirketleri, anketlerini açıklamıyorlar.
Bazı bağımsız anket kuruluşlarının yaptığı anketleri de yok sayıyorlar.
Öte yandan, PKK’nın güven artırıcı önlemlerine dair haberleri de manşetliyorlar.
Evet, savaş medyada başlar ama medyada bitmez.
Türk ordusunun savaşmadan yenilgiyi kabul etmesine bakarak, Türk halkının da medya savaşı ile teslim olacağını sanıyorlar.
Zaten bu mesele, sanma veya yanılma meselesi de değildir.
Birilerine Türkiye’yi bölme görevi verilmiştir.
Onlar da aldıkları menfaat (burada iktidar anlamında) karşılığında görevlerini yapıyorlar.
Bu görevi ajan düzeyinde yürütenler olduğu gibi yalakalık düzeyinde yürütenler olacaktır.
Mustafa Kemal’i putlaştırdınız diyenler, dönsün billboardlara bir baksınlar.
Tayyip’in resimlerinden geçilmiyor.
Sanki Kurtuluş Savaşı yaptı da ülkenin miti oldu mübarek…
Haber programları Başbakan Tayyip Erdoğan ifadesi ile başlıyor, Tayyip’le bitiyor.
Billboardlarda, Netanyahu’nun özür dilemesini, “Minnettarız Başbakan” sözleri ile yalakalığın tavan yaptığını görüyoruz.
Minnettarız Başbakan propagandası için Amerika’dan Gökçek’e teşekkür e-postası da gelmiş.
Gelmiş gelmesine de, şu haber hiçbir yerde çıkmadı.
Netanyahu “Suriye’deki krizi şiddetlendirmek için özür diledik.” dedi.
Bundan da daha ötesi; Türkiye ile İsrail arasında, İsrail’in ürettiği doğal gazın Avrupa’ya Türkiye üzerinden nakledilmesi işi var.
Anlayacağınız, ABD+AB İsrail ile Türkiye’yi İran’a karşı hazırlıyorlar.
Tayyip eyalet sözcüğünü ifade ederek, ABD planları ile ne kadar iç içe olduğunu bir kez daha belirtmiş oldu.
Ne de olsa efendisine, arada sırada beraberiz mesajı vermek, “sesini özlemek” gelenektendir.
