Ne hafta sonuydu!.. Yine şehit haberleriyle içimiz kavruldu, akıllardaki onlarca soru işareti birbirine eklendi. Zihinler bulanık. Ülkenin doğusunda hendekleri kapatmak, asayişi sağlamak, yalnızca askeri önlemler almak toplumsal aidiyeti pekiştirecek mi?
Neyse, zor soruları bırakalım, İzmir’de gündeme damga vuran CHP’nin 35. Olağan Kurultayı’na bakalım. Ana Muhalefet Partisi için İzmir başkent olunca, kalpler hızlı attı.
Genel Başkanlık yarışının sonucu ne kadar belli ama Parti Meclisi’ne girecek isimler hayli belirsiz olunca heyecan tavana ulaştı. Boşuna değilmiş o heyecan, 24 saat boyunca hani gökten sürpriz üzerine, sürpriz yağdı.
İKİ KİŞİDEN BİRİ ADAY
Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan seçildiği Kurultay’da geçerli oy sayısı 990. Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu olmak üzere toplam aday sayısı ise 568. Neredeyse iki kişiden biri aday. Neyse ki Kılıçdaroğlu’nun iki ayrı anahtar listesinde çok sayıda İzmirli isim yer alınca bir ferahlık hissi yayıldı başkentten.
Ama AK Parti’de anahtar listede bırakın ufak bir çiziği, haşa alt çizgi dahi yokken, muhalefet partisinde listeler kara kalem tabloya dönüşmekte gecikmedi. Kılıçdaroğlu’nun ‘birlikte çalışmak istiyorum’ dediği 52 kişilik son anahtar liste tarihinde ilk kez 25 çizik yiyince haydi, yine herşey değişti.
YÜKSEL AĞIRLIĞI
Bilim Kurulu, cinsiyet ve gençlik kotalarından isimler eklendi ve İzmir, Parti Meclisi’nde son zamanların en yüksek temsil oranına ulaştı. Üstelik bazı İzmirlilerin kendi hemşehrilerini silmeye varan kıskançlıklarına rağmen… Evet sayı arttı ve belli ki yeni İl Başkanı Alaattin Yüksel ağırlığını koydu. Bugüne kadar en iddalı sonuç elde edildi.
Tek kayıp, anahtar listede yer alan, partiye yeni vizyon kazandıracak güçlü kişiliklerin listeler savaşına kurban giderek az farkla kaybetmesi oldu. Çünkü burası CHP! ‘Değişim’ kurultayına dahi inatla ‘değişmeyeceğiz’ diyenler damga vuruyor.
Ancak herşeye rağmen ana CHP Parti Meclisi’nde alınan sonuç kent temsili anlamında iyidir. Kota avantajları ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri ile seçilen 10 İzmirli, son yılların iyi sonucu.
Artık suların dinginleşme zamanı.Bağımsızlık ve laiklik sevdasıyla kıyıları kırmızıya boyuyor diye İzmir’le gurur duyuluyor, yıllarca sırtlar yaslanıyor tamam, güzel de aman dikkat.
Açık konuşalım; vekil ya da PM üyesi bazı İzmirli isimler ise dava adamı olmayı hala protokol gezisi sayıyor. Çoktandır ara mahallelere, yoksul semtlere, çaresiz insanlara dokunmak yerine birbirini yemeye çalışan, merkezde kalburüstü siyaset anlayışı bu kez değişmeli. Alınan sürprizli sonuca rağmen il başkanı Yüksel’in işi hala kolay değil. Kırmızı renk şimdiden oluk oluk denize akıyor.
