İnanın AK Parti’de hep kavga yaşansa ne olur ki? Sonuçta ‘istişare’ adı altında parti içi kavgalar sümen altı ediliyor. Ya da erteleniyor. Sonuçta yerelde ve genelde partinin iktidar olması, gücü elinde bulundurmasından dolayı parti içersinde yaşananlardan memnun olmayanlar her şeye rağmen
“kan tükürüp kızılcık şurubu içiyorlar.”
*****
Ve belki de en önemlisi, AK Parti dışında muhalefet partilerinin ürettiği politikalar ve söyledikleriyle güven vermemeleri. Doğal olarak parti içersinde olumsuz şeyler olsa da, partiye gönül vermiş olanlar yollarını partiyle ayırmıyorlar. Çünkü bizimki gibi toplumlarda her insan sosyolojik olarak gücün yanında yer alma gereği hissediyor.
*****
Bugün AK Parti’den sonra ülkenin en büyük siyasi partisi olan CHP’de ise delege seçimleriyle bildik tanıdık şeyler yaşanıyor. Küfürler, hakaretler, partiden birbirini temizlemeye ve kovmaya hazırlananlar, mahalle delege seçimlerinde yaşanan kavgalar, kafa göz yarmalar tüm toplumun önünde yaşanıyor.
*****
Birbirlerine tahammülü olmayan partililerin, herhangi bir seçimde yan yana gelebilmeleri, dayanışma içersinde olabilmeleri mümkün olabilir mi? Düşünün birbirini partiden temiz-lemeye uğraşanlar, birbirleri için “namussuz, ahlaksız, hırsız, çeteci, eşkıya” kavramı kullananların yol arkadaşı olabilmeleri, birbirlerine yoldaş olabilmeleri mümkün olabilir mi?
*****
İktidar olabilmek için; var olanı küçültmeyecek, daha da büyütmeleri gerekenler “onlar olmasın sadece biz olalım”, “küçük olsun, sorunsuz olsun bizim olsun” diyenler, nasıl iktidar olacaklar? İktidar oldukları yerlerde nasıl iktidarlarını koruyacaklar? Sorunlu, kavgalı, birbirini sevmeyen, birbirlerini ötekileştiren, bırakın yol arkadaşlığı yapmayı, birbirlerini “düşman, çete, hırsız, namussuz, ahlaksız, eşkıya” olarak görenlerin olduğu yere yeni insanlar neden katılsın, neden gelsin? Neden sorunlu olan, güven vermeyen bir partiye oy versinler ki?
*****
Bugün AK Parti’nin tüm eksikliğine ve parti içi demokrasiyi ‘istişareye’ kurban etmesine rağmen sokakta güvenilir olmasının en önemli nedenlerinden biri de muhalefet partilerinin kendi içlerinde birbirlerini yeme ve statüko görüntüsüdür.
*****
Avcılar CHP’de Ocak ayında başlayan delege seçimleri yapılıyor. Denizköşkler Mahallesi’nde muhalefet kazandı. Cihangir, Merkez, Üniversite, Firüzköy mahallelerinde ise mevcut ilçe yönetimi. Yeşilkent Mahallesi’nde ortak liste çıktı. Yeşilkent ve Mustafa Kemal Paşa mahallelerinde ise çıkan kavgalar sonucunda, muhalefete göre sandıkları kaçırıldı ve tutulan polis tutanaklarıyla seçimler iptal edildi. İlçe yönetimine göre ise, sandıklar ilçe binasına getirildi, sayıldı ve kendileri kazandı.
Muhalefet, iki mahallede seçimleri ilçe yönetiminin kaybettiğini anladığı için olay çıkarttığını ve sandıkların kaçırıldığını; ilçe yönetimi ise, muhalefetin seçimleri kaybedeceğini anladığı için olay çıkarttığını iddia ediyor.
*****
Anlayacağınız herkes kendi kazandığını iddia ediyor. Ve herkes ötekinin kötü, kendisinin iyi olduğunu, gerçek partili olduğunu anlatıyor. Sonuç: Bildik CHP…
Ancak her ilçede bunlar mı yaşanı-yor? Örnek; Beylikdüzü’nde sorunsuz delege seçimleri yapılıyor. Sandıklardan çıkan sonucu muhalefet kabul ediyor. Tabi orada da seçimler başlamadan önce, muhalefet düzenlediği toplantıda mevcut ilçe yönetimi için “bir gecede ilçe yönetimine çöken” sözü ortada duruyor.
*****
Avcılar İlçe Başkanı Acar’ın dünkü basın toplantısında seçilen 317 delege olduğunu, diğer mahallelerde seçim yapılmayabileceğini, ilçe kongresinin seçilen delegelerle yapılabileceğini ima etmesi de ilginç geldi.
Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci delege seçimlerinde tarafsız gibi dursa da, mevcut ilçe yönetimini desteklemesi, aşağı yukarı ilçe belediye meclis üyelerinin tamamının ilçe yönetiminin yanında yer alması, mevcut ilçe yönetiminin blok olarak taraf alması, muhalefetin işini zorlaştıran bir süreç.
Tüm bunlara rağmen mahalle delege seçimlerinde gerginliğin yaşanmasında, her şeye rağmen ilçe yönetiminin payının yüksek olduğunu düşünüyorum.
*****
Ayrıca muhalefet tarafından en çok eleştirilen Belediye Meclis Üyesi Ali Oral’ın mahallesinde ilçe yönetiminin seçimleri kazanması ve hiçbir gerginliğin yaşanmaması da oldukça dikkat çekici. Aldığımız bilgilere göre CHP İstanbul İl Yönetimi, Yeşilkent ve Mustafa Kemal Paşa Mahalleri’nde yapılan seçimleri iptal ederek, yeniden yapacak mış!
CHP kendi dışındaki
dinamiklere kapalı
CHP, kamuoyunda imajını düzeltmediği, güven vermediği ve politikalarını değiştirmediği sürece AK Parti birinci parti olmaya devam edeceğe benziyor. Bunu ben görüyorsam inanın toplumun büyük çoğunluğunun gördüğünü düşünüyorum.
Mevcut (belde, ilçe, il) kast yönetimlerinin, bırakın yeni insanların gelmesini, arkadaş guruplarının dışındakilerine bile kapalı olması, partiyi yeni toplumsal dinamiklerle buluşturmuyor ve zenginleştirmiyor. Bırakın gelecek olanları, gelenlere karşı da partide kast yapılarda büyük bir direnme yaşanırken, gelenler hakkında her türlü olumsuzluk üretiliyor.
*****
Mevcut kast yapılar, partiye hiç yeni üye, hiç yeni kadrolar gelmese bile bundan rahatsız olmamaktadırlar. Çünkü onların partinin iktidar olması değil, kendilerinin iktidar olması esas olduğundan dolayı, yeniye ve yeni gelenlere karşı tüm muhafazakarlıkları ile direnişlerini sürdürmektedirler. CHP’de kendi içlerindeki kavga; farklı projeler, farklı politikalardan değil, koltuklarını, (pozisyonlarını) seçimlerde adaylıklarını kendi mülkleri olarak gördüklerinden dolayı kaybetmemek için yaşanmaktadır.
Son söz: Böyle bir CHP, iktidar olan AK Parti için bulunmaz bir nimettir.
