Rant..
Ölüm…
Şehitlikle aldatma ve
Cennet yutturmacılığı…
Ve Diyanetin sessizliği!
Yok böyle şey ya.
Ne rant bu kadar kolay kazanılmalı, ne ölüm bu kadar ucuz olmalı, ne şehitlik mertebesi böyle aldatılmalı, ne bu tür aldatma ahlaki sayılmalı ne de Cennet kelimesi (ki Kur’an’da geçen, ödül olarak verileceği Allah tarafından zikredilen) Allah kelâmına bu saygısızlıklar yüklenmeli.
Bu nasıl bir gaflet?
Bu nasıl bir Müslümanlık?
Bu nasıl bir İslamiyet anlayışı?
Bu nasıl bir Allah inancı?
Diyanet nerede, görevlilerinden neden ses çıkmaz?
Yapmayın yahu. Bizi dinden imandan ettiniz. Siz Müslümansanız, ben değilim diyesim geliyor!
Frensiz arabaya ehliyetsiz bineceksiniz, son sürat gideceksiniz, sonra geberip öleceksiniz ve bunun adı ŞEHİT olacak öyle mi?
Kum yığınından evler yapılacak, denetimden kaçıracak, kaçırmasına göz yumacaksınız, 3 katı 8 kata çıkaracak ve iskan ruhsatı vereceksiniz, elektrik, su, doğal gaz, vereceksiniz, imar barışı ile bunların yasal olmasını sağlayacaksınız ve durduk yerde ya da bir depremde yerle bir olacak, içinde onlarca can hayata veda edecek ve ailelerini şehadetle, kaderle, Allah’tan gelmiş gibi göstererek ailelerine güya teselli vereceksiniz! Ahiretle bağlantılı mükâfatlandıracaksınız! İşte cennete gittiler, ne mutlu size vs.vs.
Sonra nasıl bilirdiniz?
Evet iyi bilirdik amma ona oynanan oyunlar iyi değil. Çirkin, ahlaki değil, helal değil, insani değil.
Evi bilemeden alanlar belki bu tarifeden yararlanacaktır amma ya; bunun müteahhidi, yaptıranı, izin vereni, göz yumanı, denetimcisi, kanunsuzluğu kanunlaştıranı ne olacak? Nasıl hesap verecek? Başını yastığa nasıl koyacak?
Ölüm bu kadar ucuz olmamalı. Durduk yerde bir bina çöküyor, toplamda 23 kişi ölürken; bir aileden 9 can gidiyor ve ocağı sönüyor. Yazık günah.
Bunun bir bedeli olmalı.
Öteki dünya da mutlaka vardır. Göstereceklerdir! Buna inanıyorum amma bu dünyada da olmalı.
Izdırap çekmeli…
Utanmalı…
Ahlar tutmalı, inim inim inlemeli ve sesi beldeyi, ili, ülkeyi hatta dünyayı inletmeli.
Çektiklerinin; yediği yetim hakkından olduğunu, haramdan olduğunu, rüşvetten, riyadan, yalakalıktan, emekli dul ve yetim hakkından olduğunu bilmeli. Yani durup dururken bu kendisine müptela olduğu sıradan bir illetten kaynaklandığını sanmamalı.
Yazık bu vatandaşa.
Yazık bu vatan uğruna can veren evlatlarımıza.
Yazık çoluk çocuğunun boğazından kestiği üç beş kuruş biriktirip ev alan anneye, babaya.
Yazıklar olsun yavan ekmeğe talim eden halkın cebine göz diken sahtekarlara.
Yazıklar olsun bu vatandaşı soyulacak mal gibi gören kahpelere.
Uzun vadede ki umudunu bile bir anda, canıyla, malıyla ödeyen insanımıza yazık. Gerçekten artık bu yanlış gidişata DUR demenin zamanı gelmiştir.
Kendilerine din adına konuşma izni verilenler artık ARMUT ile ELMAYI karıştırmamalı. Gerçeği konuşmalı. Yalanın, çalmanın, hırsızlığın, kul hakkının, rüşvetin, aldatmanın, tecavüzün, alın terinin ne olduğunu, ahlak, edep ve insanlığın ve İslamın şartlarının bunlardan geçtiğini anlatması gerekiyor.… Hac ve zekatın parası olana farz olduğunu söylemeleri gerekiyor. Kıçı açıkta olanların hac ve zekat, kurban ibadetlerini yapmamalarını gerektiğini anlatmaları gerekiyor. Herkesin şehitlik mertebesini elde etmelerinin mümkün olmadığını, bunun çok zor ve Allah’tan başka hiç kimsenin bilemeyeceğini anlatmaları gerekiyor.
Devleti yönetenlerin de artık bu yapı, imalat, ihracat, ticaret, üretim yapanlara AHLAKI öğretmesi gerekiyor. Ahlaklı insan nasıl olunura örnek olacak ve olunması için de hal ve hareketlerine dikkat etmesi gerekiyor.
Sözün Özü!
Hayat nasıl ucuz ve kolay kazanılmıyorsa, inanın bana Cennet veya Şahaddet de kolay kazanılacak bir değer değildir. Her şeyin yolu İNSAN olmakta yatar. ÜFÜRÜKLE, SİYASETLE, TAPUYLA, DEMEKLE, DİLEMEKLE, KAFA KOL SALLAMAKLA, ÖLÜMÜ KENDİ SEÇMEKLE, İNŞALLAHLA, MAŞALLAHLA Allah’ı kandıramazsınız! Ancak kendinizi kandırırsınız.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bile kızı Fatma’ya (r.a) kefil olamamış, kim kime tapu veriyor ve kefil oluyor. İşte bunların hepsi Cennetle avunurlar amma gidecekleri yer belli değil mi? CEHENNEM. Bu kadar açık ve net.
Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY