Türk milletinin âb-ı hayat hükmünde değerleri ve değerlileri vardır. Bunlardan birisi de Cemil Meriç’tir. Meriç, ömrünü düşüncenin girdabında geçirmiş, Osmanlı’nın inkırazını içinde yaşamış ve hissetmiş bir akıl hocasıdır. O, fikir namusunu yüreğinin derinliklerinde hissetmiş, eğilip bükülmeden ve yalpalamadan dimdik ve haysiyetli bir duruş sergilemiştir.
Cemil Meriç, genç yaşta görme yetisini kaybetmesine rağmen ömrünün son anına kadar bu milletin selâmeti için düşünme gücünü diri ve canlı tutmuştur. Bizim görmediklerimizi görmüş, bizim hissetmediklerimizi hissetmiş, bizim duymadıklarımızı duymuştur. Bu ülkenin gençlerine yepyeni ufuklar açmıştır. Bizler ondan çok şey öğrendik.
Doğuyla batı arasında sıkışıp kalan bu milletin kurtuluş reçetesini o sundu bize. Türk mütefekkirleri arasında sözüyle özü bir olanların başında gelir Cemil Meriç… Bu büyük Türk aydınının adını muhayyilemize kazıyan birbirinden güzel ve çarpıcı sözleri vardır. Bunlardan bir buket yapıp sizlere sunmak istiyorum. “Sol ve sağ… Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit… / Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak, her namuslu yazarın vicdan borcu. / Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu insan gericidir. / Kelam, bütünüyle haysiyettir. / Kamus, bir milletin hafızası, yani kendisi; heyecanıyla, hassasiyetiyle, şuuruyla. / İzm’ler idraklerimize giydirilen deli gömlekleri. / Slogan, ilkelin ideolojisi. / İdeolojiler, uçurumları aydınlatan hırsız fenerleri. / Kitaptan değil, kitapsızlıktan korkmalıyız. Cemil Meriç dünyaya ve yaşanan hadiselere hep ibret gözüyle bakmıştır. O, hadiselerin görünen yüzünü değil, içe yansıyan cephesini teşhir ve tespit etmiştir. Hayata pembe gözlükle bakmadığı gibi kalın camlı, koca çerçeveli gözlüklerin arkasından da bakmamıştır.
Olması gereken noktada durarak gördüklerini teşhir ve tespit etmiştir. Onun dünyaya, hayata ve insana bakışını yansıtan veciz sözlerine kaldığımız yerden devam edelim: “Her çağ kendi kelimelerini söyletmiş kelimeye; her demagog(lâfazan) kendi yalanlarını… / İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime… / İrfan, kemâle açılan kapı, amelle taçlanan ilim… / Kültür, homo ekonomikus’un kanlı fetihlerini gizlemeye çalışan birer şal… / Kültür, kaypaklığı, müphemiyeti ve seyyaliyetiyle Avrupa’dır. Tarif edilmeyen, edilemeyen bir kelime… / Batı’nın düşünce tarihi akılla naklin mücadele tarihi… / Din, Avrupa için bir afyondur, bütün ideolojiler gibi… Çatışmasız toplum beraber otlayan, beraber geviş getiren adsız bir sürü… / Tarihin mimarı: isyan, kadere, zamana, insana… / Dahi, münzevi bir yıldız; anasız doğan çocuk, anasız doğan ve zürriyetsiz ölen… Zirveden zirveye akseden şarkı… / Kronoloji: aptalların tarihi… / Din, bir susuzluk, sonsuza karşı duyulan özlem. Bilgi değil, aşk… / Hapishane, maskelerin çıkarıldığı yerdir. / Mahalle kavgaları, tefekkürün zirvelerine ulaşmamalı…”