Sonunda beklediğim oldu.
Bakanlarınbaşıda malum şahsın yakalanmasıyla ilgili demecini verdi ya işte şimdi her şey tamamlandı.
Tüm ülkeye bu mükemmel teslimiyet operasyonundan kimlerin sorumlu olduğu gösterildi.
Mikrofonların karşısında zafer pozları verenler 197 günlük aczi fazlasıyla telafi etti kendince.
18 yaşında bile olmayan birinin teslim edilmesiyle, destanlar yazılmaya başlandı bile.
**
Bir kişinin ele geçirilmesinden böyle kendine pay çıkarma hevesini daha önce aponun yakalanışında görmüştüm veya teslim edilişinde.
Yine benzer bir etki var ortada.
O zaman ki koşullarla şu an ki koşullar çokta farklı değil aslında.
Çıkar Garipoğlu ailesini koy yerine o dönem sözde baskı yaptığımız ülkeleri alın size tekerrür.
Oysa hepimiz biliyoruz aponun bize kimin hediyesi olduğunu, hangi şartlarla teslim edildiğini.
Ve hava yine aynı teslim edilen bir katil ve sefasını süren yetkililer.
Tüm bu zafer ortamında unuttukları bir şey var ki, 7 aydır gözümüzün önündeydi ve biz göremedik.
İşte böyle bir ortamda madem bu kadar da benziyor durum Cem Garipoğlu neden İmralı’da çekmesin cezasını.
Zaten apoya arkadaş göndereceklerdi.
Hem belki Cemi bunca süre saklayan zengin hısımları öder, milletin cebinden çıkartılarak en büyük katillere harcanan yüz binlerce lirayı.
%90 mı?
Kandildekilerin yukarıdaki orana tekabül eden kısmı cezasız inebilirmiş.
Yani %10’u suçlu.
Peki hangi %10’u veya buna kim karar verecek?
Bir mucize oldu ve hepsi inmeye karar verdi diyelim suçluyu suçsuzdan ayırmanın kıstası nasıl belirlenecek veya suçlu olan nasıl tanınacak?
Döşenen mayınlardan veya sıkılan kurşunlardan parmak izi kontrolü mü yapılacak?
Ya da koy ver gitsin hepsi insin mantığıyla mı çözülecek bu sorun?
Günden güne komik olmayan bir fıkraya dönüşmekte söylenenler.
Bu kafa yapısıyla açılacaksak anlaşılan havanda su dövmeye devam edip duracağız.
