Çakma Kent Şurası ve Çiftçi’ye Yanıt (III)

«… kamuoyu algısında yapılan her şeye karşıyız, izlenimi yaratan her işte yolsuzluk arayan” demişsin ya, ben sözümün arkasındayım. Siz kamuoyunun gündemine getirdiğiniz bir konuda kamuoyunu yanlış ve eksik

bilgilendiriyorsanız, manipüle ediyorsanız, şeffaflık arayışı yapamazsınız. Çünkü başından itibaren kamuoyuna yanlış bilgi veriyorsunuz. Ve bunu bilerek yapıyorsunuz. Son toplantıdan sonra, bu gerçek tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmadı mı? Bilenler söylemiyorsa öyle anlaşılmaz mı?
Adıyaman Biberini ağızlarınıza sürmedim, sürseydim de iyi olurdu ancak size Sivil Girişimciliğin nasıl olması gerektiğine yönelik tartışma olanağı yarattım.
******
Bir hatırlatma daha; Dr. Hasan Akgün benim başkanım değil. Büyükçekmece’de oturduğum dönemde başkanımdı. Bugün Beylikdüzü’nde oturuyorum. Sizi başkana sataştığınız için eleştirmedim hala anlayamamışsın be Çiftçi kardeş.
Dersinizi eksik çalıştığınız için, kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğiniz için, kamuoyunda ‘yeminli Dr. Akgün düşmanları’ diye bir algılanma yarattığınız için, Kaymakamlığa ‘Tahmin ediyorum’ diyerek dilekçe verip, son yapılan toplantıda bizzat Kent Şurası üyelerinin, Yat Limanı ile ilgili “Ruhsatı ve projesi vardır” açıklamasından sonra ne kadar haklı olduğumu ortaya koyduğunuz için eleştirdim. Söz söyledim…
Bir de başkanı savunmadım, bana da düşmez… Başkan kendini savunabilecek kadar yüreği de bilgisi de olduğuna inanırım. Farkında değilsin ama ben, gazetecilik yaptım. Çakma Kent Şurası’nda bulunan arkadaşlara da bildiğim bir konuda mütevazi küçücük katkıda bulundum.
******
Ben Silivri Platformunu eleştirmiyorum ki, kendini savunmak zorunda kalmışsın. Benim eleştirdiğim en son toplantıda, Şura’nın 30 STK tarafından kurulduğu açıklamasına yapanlara yöneliktir. Büyükçekmece’de kurulan bir platform içersinde Silivri’de kurulmuş bir platformun temsilci olmaz. Ancak sen Baki Çiftçi olarak yer alabilirsin. (yasal bir kuruluş değilsin ama!) 
Sivil Girişimlerde yurttaşlar birey olarak yer alabilirler, ne dernek, ne meslek örgütü, ne de bilmem neyin temsilcisi olmak zorunda değildir. Dedim ya, kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu yapılırsa, gazeteci olarak sorarız, yazarız. Neden kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorsunuz?
Yaptığımız budur… “Mal bulmuş magribi” gibi tartışmayı başka yönlere çekmeye gerek yoktur.
Bölgenin ve Türkiye’nin her yerinde sivil girişimlerin temsilcileri, Büyükçekmece’de kurulmuş olan bir sivil girişim toplantısına gelerek görüşlerini, başarı hikayelerini anlatabilirler, bunda herhangi bir sakınca yok ki… Katılımcısı, kurucusu olamazlar, söylediğim bu…
“Ah be Ali Tarakçı; Ah be sevgili dostum; Bu yazıları yazmak canımı acıtıyor ama, “600 adet ekonomik olarak üst seviye olan insanların…” diye devam eden bold yazıyla gözümüze soktuğun paragrafların içeriğini eski bir solcuya yakıştırdığımı söyleyemem.” demişsin ya, doğru söylemişsin. Eski bir solcuyum. Bugün kendimi solcu olarak nitelemiyorum. Beni ifade etmiyor. Kendimi daha çok demokrat diye ifade ediyorum. Şimdilik yetiyor, beni anlatmaya.
Solculuğu zenginliğe karşıymış gibi sunanlara karşıyım. Bir kentin kalkınmasını isterim. Bir kentin gelişmesini isterim. Bir kentte yaşayan insanların kentin geliş-mişliğinden pay almasını isterim. Bir kentin, büyümesine isterim. Bunun adını solculuk görmeyenlere de söyleyecek sözüm yok ki.. Öyle olanlara da mutlaka ihtiyaç vardır. Ancak toplumda bir karşılığı olmadığını ifade etmek isterim.