Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Cahit Sıtkı Tarancı ve Şiir

Mehmet Nuri PARMAKSIZ Yazar Mehmet Nuri PARMAKSIZ
10 Eylül 2010
Mehmet Nuri PARMAKSIZ
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş
ŞAİR OLMAYI MEFKÛRE EDİNMİŞ BİR ADAMIN ŞİİR GÖRÜŞLERİ CAHİT SITKI TARANCI
(Bu makale, Tasvir Gazetesi (Ankara)’nde (20 Ekim 2006, s.5.) yayımlanmıştır.)
Cahit Sıtkı Tarancı, mevcudiyetinin gayesini daha on dokuz yaşında iken çizmiş bir insandır: Talihinin bedbahtsızlığına ve çekmekle mükellef olduğu bütün ıstıraplara rağmen şair olmak.
 
Bütün her şeyiyle kendini şiire adayan Tarancı’yı, babası, derslerine engel olur gerekçesi ile bu şiir merakından vazgeçirmek istemiştir: [b]”Oğlunuzu teselli hususunda gösterdiğiniz ihtimam, serdettiğiniz deliller bana anlattı ki yüksek ve asil kalpli anne ve babaya mâlik olmak da başlı başına bir saadettir…”(5) .

Onun şiir yazmaya başlaması, bu sahada büyük ümitler beslemesi ve bütün varlığı ile şair olmak istemesi, içinde bulunduğu çirkinlik kompleksi ve boynunun kısalığı gibi fiziki kusurlarının bir neticesidir: “Hakikaten Nihal, gözüm çok uzaklarda ve çok yükseklerdedir. Tuttuğum yolda çok muhterisim. Beni tanıyanların vücudumdaki kusurların yanında ruhumun da birçok meziyetleri olduğunu takdir etmelerini elbette isterim. Mesut olmadıktan sonra muvaffak olabilmek büyük bir tesellidir”(1). İçinde bulunduğu bu menfi ruh halinden ve karamsarlıktan kurtulabilmesi için ona göre sanat bir kurtuluş yoludur: “Sanat, şiir benim için bir teselli vesilesi, bir kurtuluş kapısıdır…”(2). Benliğinde hissettiğin bu eksikleri ve her an içinde bulunduğu karamsarlığını kendisine hayat arkadaşı yapan Tarancı, bu yolda döktüğü gözyaşlarının şiirin yardımıyla kesileceği inancındadır:

“Kitaplara vakfettim hevesimi neşemi,
Onların kucağında kesilir gözyaşlarını.
Şiirde bulacağım ben yaldızlı Kâbemi;
Şimdilik karanlıklar somurtkan yoldaşlarım” (3).

 Galatasaray Lisesi ‘nde okurken şekillenen bu şair olmak mefkûresi, onun için, boş bir heves değil aksine varlığının yegâne temelidir: “Boş zamanlarımda ara sıra şiir yazıyorum. Ne yapayım benim zevkim, aşkım, gayem de odur.”(4) .

 

Babasının kişiliğinin hayranı olan ve onu çok seven Tarancı, sözlerinin kendisi için dikkate şayan bir özellik taşıdığını ve kendisi için beslediği ümitlerini boşa çıkarmamak için elinden geleni yapacağını ifade etmektedir: “Seciyesinin hayranı ve takdirkâr olduğum aziz ve biricik babacığım nasıl ki Gazi’nin nutku Türk gençliğine destur oldu, sizin de: “Benim senden pek büyük ümitlerim vardır… Bu ümitlerimin boşa çıkmamasına gayret et, hayatta her şeye gül, neşeli ol, insan ol…” sözleriniz içimde doğan yeni çocuğa, yeni gence hayat alfabesi, mücadelede muvaffakiyet, dünyada saadet desturu olacaktır…(6) . Tarancı için yaşamak demek, idealine erişmek için mütemadiyen bir cehd içinde bulunmak demektir: “Benim için yaşamak bir saadet değil, mütemadi bir sa’y ve gayret demektir… Mektepteki sevemediğim derslere çalışmak değil, mefkûremin esrarını anlayabilmek için sarf edeceğim gayrettir…( 7 ). O, bu uğurda bütün bir hayatim ortaya koymuştur: “Hayatim mefkûre uğrunda sönse de ona acımam… Mefkûre uğrunda şehit düşmek harpte vatan uğrunda şehit düşmekten bin kat hayırlı ve bin kat büyük ve mukaddes bir sevaptır. O kadar zavallı değilim! Eğer düşündüğüm gibi olsaydım ilk ve son işim intihar olurdu… Fakat hayır yaşayacağım”{8).

Tarancı, bütün amacının öldükten sonra ardında bir eser bırakmak ve memleketiyle kendi nâmını yükseltmek olduğunu söylemektedir: “Babacığım hayatta muvaffakiyet yalnız aç kalmamakta değildir… Asıl muvaffakiyet göçüp gittikten sonra ardında bir eser bırakmaktadır… Bu eseri meydana getirmek için saadeti memnu telakki etmeli…

Benim de çizilmiş bir mefkûrem vardır… Ben her şeyden evvel yaşamış olduğuma delil olmak için bir eser meydana getireceğim, nâmımızı, memleketimizi ve nihayet nâmımı yükselteceğim…”(9) . Tarancı, mefkûresinin bu dünyada para kazanmak değil, şair olmak olduğunu, şairlerin aç kalsalar bile değerli bir şahsiyete sahip insanlar olduğu fikrindedir: “Para kazanmak! Nasıl olsa ekmeğimi çıkarabilirim… Ne diyorum, bir şey yapmak, ölmez, yıkılmaz bir abîde yaratmak, işte şair mefkuresi…

Şairlerin açlığı bile ne kadar büyük olduklarına delil değil mi? Hakiki şair ahlâksız değildir, faziletin ta kendisidir… Şair kafasında ticaret usulleri, para kazanmak için türlü türlü kurnazlıklar yer alamaz…”(10).

Tarancı, uğruna çalıştığı bu yolda muvaffak olacağına emindir: “Ümitleriniz boşa çıkmayacaktır… Sizin hakkımdaki ümitleriniz benim mefkûremdir… Mefkûremin peşinden gitmek ve onu varlığımın esaslı laboratuarında eritmek, işte hayatta yapacağım ve şüphesiz de muvaffak olacağım…”(11) . Onun tek isteği sevdikleri tarafından da anlaşılmak ve desteklenmektir: “Siz bu saadeti arzu ettikten sonra, husule gelmemesinde mânâ yoktur.”(12) . O, bu başarısını ailesi içinde istemektedir: “Gelecek nesiller bir Pirinçizade(13) ailesinin var olduğunu bilecekler ve bu ismi hürmet ve takdirle anacaklardır… Siz haldeki saadetten mesulseniz, ben istikbaldeki şöhretimizi hazırlamakla meşgulüm…”{14) .

Cahit Sıtkı, genç yaşta kazandığı olgunlukla istidadını birleştirerek başarıya ulaşacağına emindir: “Zanedersem ne deliyim ve ne de çocukça şeyler düşünecek bir yaştayım!.. Vaktinden evvel acı bir surette pişmiş bir meyveyim ki varlığımda toplanan lezzeti şiirin ilahi kalbinde göstereceğim…”(15).

iire büyük önem veren ve onu varlığının esası olarak kabul eden Cahit Sıtkı, şiirlerinde ve davranışlarında samimi olmak taraftarıdır: “Kıymetin kol kola yürüdüğü kardeş samimiyettir. Mesela ben şiirlerimde gülmekten, neşeden, bahardan, bülbüllerden, güllerden bahsetsem yalan söylemiş olurum”(16) . Ayrıca Tarancı, müellif ile yazılan arasında sıkı bir ilişki olmasından yanadır: “İnsanın her yazısı kendinden, benliğinden bir parça olmalı nasıl ki bir kuşun kanatlarından bir tüy koparabilirsin, bir çuval parçası değil. Bu tüyle kuş arasında ne kadar sıkı bir münasebet varsa yazılarla muharrir arasında da öyle bir münasebet olmalı…”(17). Ve Tarancı, şiiri müstehzi bir biçimde ele alan kişilerden müşteki bir vaziyet takınarak eserle sanatkarın yekvücut olmasını istemektedir: “İş olsun diye, alay kabilinden, eğlence kabilinden şiir yazan delikanlıların haddi hesabı yok… Muvaffak olamamalarının sebebi meydanda.. Kendi kendilerini yazılarına koymuyorlar. Yazılan ile kendileri arasında hiç akrabalık, dostluk, yakınlık yoktur. Hâlbuki sanatkârla eser yekvücut olmalıdır… Bütün kıymet, güzellik burada”(18).

Şiirlerini daima kısa olarak yazan Tarancı, kız kardeşine öğüt verirken az ama öz yazma taraftan olduğunu ortaya koyuyor: “Asıl maksat, asıl sanat ve marifet az şeyle çok şey ifade etmektedir… Senin de buna alışmam çok isterim. Az yazmalı fakat öz yazmalı… Başkasının bir sahife ile ifade edebileceği bir fikri sen bir cümle ile ifade etmeğe çalış…

Söylediğin laf ne kadar veciz olursa o kadar lehindedir”(19) . Güzel şeylere karşı zaafı olduğunu söyleyen Tarancı, yazılarını şu desturla yazdığım söylüyor: “Güzel şeylere zaafım vardır… Tabii ruh güzelliğini kastediyorum… Fakat itiraf etmeli ki şekil güzelliği pek de yabana atılır bir nesne değildir… İş, mesele, hüner bu iki güzelliği mezcedebilmektir…”(20).

İmzasının haysiyetini ve şerefini her şeyin üstünde tutan Tarancı, şairin edebiyat için çalışan bir çırak olduğuna inanır. Cahit Sıtkı, şiirleri yanında birçok hikâye ve bir de roman(21) yazmıştır. Yalnız kendisi edebiyatta iş bölümünden yanadır: “… bir adam hem şair, hem hikayeci, hem romancı olamaz… İş bölümü her sahada cârîdir”(22) .

Tarancı, yazdığı şiirlerin mükemmel olmasını isteyen gerçek bir sanatkârdır: “Ben bir mısra üstünde bazen aylarca uğraşan titiz bir sanatkârım”(23) . Şiirlerini içinden gelen bir samimiyetle yazan Tarancı’nın, sosyal hayat içinde karşılaştığı hadiseleri şiirlerinde malzeme olarak kullandığı bir vakıadır: “… Şiirim ömrümün enstantanesidir.”(24).

1-Cahit Sıtkı Tarancı, Evime ve Nihal’e Mektuplar (Haz: İnci Engünün), Türk Dili Kurumu Yay:551, Ank., 1989, s.48
2- a.g.e., s.31
3- a.g.e., s.6
4- a.g.e., s.22
5- a.g.e., s.89
6- a.g.e., s.89
7- a.g.e., s.90-91
8- a.g.e., s.10
9- a.g.e., s.90
10- a.g.e., s.89-90
11- a.g.e., s.90
12- a.g.e., s.90
13- Cahit Sıtkı’nın Tarancı soyadını almadan önceki soyadı Pirinçcizâde’dir.
14- Cahit Sıtkı Tarancı, Evime ve Nihal’e Mektuplar (Haz: İnci Engünün), Türk Dili Kurumu Yay:551, Ank., 1989, s.89
15- a.g.e., s.91
16- a.g.e., s.35
17- a.g.e., s.36
18- a.g.e., s.31
19- a.g.e., s.42-43
20- a.g.e., s.70
21- “Korkuyorum” ,Hafta, nr.95-92; 18 İkinci Teşrin 1935-6 İkinci Kanun 1936. (7 tefrika)

22- Cahit Sıtkı Tarancı, Evime ve Nihal’e Mektuplar (Haz: İnci Engünün), Türk Dili Kurumu Yay:551, Ank., 1989, s.73

23- a.g.e., s.73
24- a.g.e., s.25

Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Paylaş
Etiketler: cahit sıtkı tarancıturk dili kurumu
Önceki Yazı

Özürlülerin Bayramı

Sonraki Yazı

Ben Seni Değil, Bizzat ‘kendimi’ Kıskanıyorum!..

Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Mehmet Nuri PARMAKSIZ

İstanbul’da doğdu. Aslen Düzceli'dir.İlk, orta ve lise tahsilini, İstanbul’da tamamladıktan sonra, 1991 yılında girdiği Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 1995’te mezun oldu. Aynı yıl Mardin Derik Lisesi edebiyat öğretmeni olarak atandı. 1997 yılında Ankara – Gölbaşı Anadolu Lisesi edebiyat öğretmeni olarak geldiği okulda mesleğine devam etmektedir. Lise yıllarında başlayan şiirle ilgisi, üniversite öğrenimi içersinde heves olmaktan çıkmış ve branşı gereği sanatın bu dalıyla ciddi olarak ilgilenmeye başlamıştır. Şiir üzerine yazdığı makaleleri ve şiirleri “İlk Yaz, Erciyes, Sarmaşık, Gülpınar, Simav Anadolu, Maki, Hisler Bulvarı, Kümbet, Karınca, Bizim Ece, Size, Çağrı,Bizim Külliye, Berceste, Türk Dili vb... birçok dergide yayınlanmıştır. Son beş yıl içinde, Milli Eğitim Bakanlığı adına, Başkent Öğretmenevi ve Milli Eğitim Şura salonunda, öğretmen şairlerin katıldığı toplam altı şiir dinletisi organizasyonu gerçekleştirmiş, birçok Devlet töreninde de sunuculuk görevinde bulunmuştur. 2006 yılında yapılan seçimde İLESAM Yönetim Kurulu üyesi olarak seçildi ve 2008 Ocak ayına kadar İLESAM'ın Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. Birçok dinleti ve toplantı da, “Şiir Estetiğimiz ve Şiirde Olması Gerekenler” konulu bildiri sunmuş ve konferans vermiştir. Türk edebiyatı ve şiirine yaptığı katkılardan dolayı, Antalya ve Simav'da (Kütahya) düzenlenen şiir organizasyonlarında "Türk Şiirine ve Kültürüne Hizmet Ödülü"ne layık görülmüştür. 2006’nın Ekim ayından itibaren Polis Radyosu’nda “Gönül Köprüsü” adlı bir şiir-edebiyat ve sanat programı yapmıştır. 2007’nin Ekim ayından itibaren ise, yine Polis radyosunda, her Perşembe günü saat 21’de yayınlanan “İmbikten Damlalar” adlı şiir-edebiyat ve sanat programını yapmaktadır. “Mektuplarıyla Cahit Sıtkı” adlı inceleme, "Mogan Şiir Akşamları", "Mogan Şiir Akşamları (2008)" ve "Anne Konulu Şiirlerden Seçmeler" adlı üç antoloji eseri bulunmaktadır. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Halk Edebiyatı alanında “Âşık Edebiyatında Ağıt Konulu Destanlar”adlı tez çalışmasıyla master yapmıştır.

İlişkili Yazılar

Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Türk Edebiyatında Mektup Geleneği

05 Nisan 2011
5k
Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Ses ve Ahengin Önemi Üzerine

20 Eylül 2010
5k
Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Unutulmuş Bir Şair: Asaf Halet Çelebi

19 Eylül 2010
5k
Mehmet Nuri PARMAKSIZ

Süveydâ’ya Mektup(XVI)

11 Eylül 2010
5k
Sonraki Yazı

Ben Seni Değil, Bizzat 'kendimi' Kıskanıyorum!..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap