Tanıtım kartında; “çağ vazosu” diye yazılıydı. Satıcıya yaklaştık ve vazo ilgimizi çekti, bilgi verebilir misin? Diye sorduk. Satıcı yaslandığı koltuktan başını çevirdi ve arkasındaki gence seslendi.
Genç vazoyu eline almadan, antika kaba; “çağ vazosu” adı verilir. Tarihi değere sahiptir. Şeklini, kulplarını ve deseninin yapılış safhalarını kısaca özetledi. Sarayların vazgeçilmez, süsüdür. Üzerinden en az iki yüzyıl geçmiş olmasına rağmen boyası bir sır olarak kalmıştır. Vazonun sırrı onu cazip hale getirmektedir.
Çağ vazosu, belleğimize kazındı. Zarafetine adeta büyülendik. Toprak kapların sırrına belleğimizde ulaştık. Böylece bir tür sırlı kap olan çağ vazosunu almaya karar verdim. Satıcı genci yerine gönderdi.
Ederini sordum. Solgun bir çehreyle, oturan adam, “alacaksan yakından bakabilirsin yoksa dokunma,” dedi. Alıcı kılığında yanımıza birikenler de vazoyu beğendiler. Tok satıcıya parasını verdim ve vazoyu aldım. Sarayına neşe getirmesini, dilerim. Onu ilk gördüğümde beş yaşındaydım. Babam; dedemin vazoyla askerden geldiğini söylemesi hiç aklımdan çıkmaz, dedi.
Sarayımızda iki yüz yıldır, neşe dağıttı. Çağ vazosu bizi sevgiyle büyüttü. Onu satmak aklımın ucundan bile geçmezdi. Fakat onunla neşelenecek ve mutlu olacak ehil ellere gitmesini istedim. Biz geldik gidiyoruz, dedi. Satıcı samimi duygularla bizi uğurladı. Çağ vazosunun güzelliğiyle kalın. Gününüzü aydınlatsın, sevgiyle yaşayın, dedi. Sözlerinden çok etkilendim, tekrar teşekkür ettim.
Satıcının yanından yüzümüz gülerek, fakat içimiz biraz hüzünle ayrıldık. Böyle bir sırlı kaba sahip olduğum için çok memnundum.
Tarihi sırlı kapları önündeki tahta üzerine dizilmişti. İsteyen parasını verip alırdı. O kadar sergi içerisinde onun kapları kadar güzel olanın yoktu.
Arkadaşlara, satıcının savaş dediği, Osmanlı Rus 93 harbi olsa gerek dedim. Yıllar önce askerin böyle bir vazoya ilgi duyması gerçekten önemli bir anlayış. Öğretmen arkadaş, sanatçı olmazsın ama sanat eserinden anlarsın, dedi.
Öğretmen arkadaşımız, satıcının yanından ayrılana kadar herkesi gülmekten kırdı. En sonunda çağ vazosuna bir daha bakarsan aydınlıkta kalırsın, dedi. Satıcı ayağa kalkmadan, ben her zaman aydınlıkta kaldım, dedi.
Tarihi kaplara özentim, çağ vazosuyla bir kat daha arttı.
Hasan TANRIVERDİ























