Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Buğday

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.) Yazar Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)
20 Mayıs 2022
Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Yetmişli yılların başıydı, hiç unutamam şehrin ekin pazarı tıklım tıklım dolardı. Bereket, kazanç demekti ekin pazarı. Köylüler, ekip biçtikleri her şeyi buraya getirirler, sıkı bir pazarlıktan sonra mahsullerini satarlardı. Bazen kadınlar ve çocuklar da eşlik ederdi erkeklere. Nasıl etmesinler ki? O gün evin, çoluk çocuğun ihtiyaçları karşılanmalıydı. Bunların hepsi de tarladan çıkan o mahsule bakardı.
Yetmişlerin sonuna doğru traktör köy hayatının önemli bir simgesi haline gelmişti. Gücü yeten tek başına traktör alabiliyor ya da iki üç kişi bir araya gelip bir traktöre sahip olabiliyordu. Köyün her karış toprağı ekilirdi o yıllar. Yazın her yerde harmanlar kurulur, gece gündüz makineler çalışır, harman sürülür ve bereket yağardı evlere. Tonlarca buğday evlere istif edilir, bahara doğru fiyatlar yükselince ekin pazarının yolu tutulurdu. Kimse de para yoktu ama her evde buğday vardı. Alış veriş buğdayla yapılırdı. Buğday öyle önemli bir değerdi ki, düğün evine hediye olarak buğday götürülürdü. Köy düğünlerinin en gözde yemeği olan keşkeğin ana malzemesinden biri yarma buğdaydı. Buğdayı çok olan aileler köyde hatırı sayılır kimselerdi. Kışın unu tükenenler bu ailelerin kapısını çalar, yaza kadar birkaç çuval buğday alırlar ve harmanda geri verirlerdi.

Tohumun toprağa ekilmesi zahmetli, bir o kadar da keyifli bir iştir. Şuraya şu kadar, buraya bu kadar ektim, mevsim de iyi giderse şu kadar buğday alırım gibi konuşmalar hâlâ zihnimdedir. Dikkatimi çeken bir şey vardı; bu insanların geneli pek okul filan görmüş insanlar değildi, ama aşağı yukarı doğru tahminlerde bulunuyorlardı. Kış iyi geçerse, baharda yağmurda yağarsa hangi tarladan kaç ton, kaç traktör buğday alabileceklerini ve kazançlarının ne olabileceğini tahmin ederlerdi. Bu tür hesapları kâğıt kalem kullanmadan zihinden yapıp söylemelerine hayran kalırdım. Baharın başında buğday taneleri filizlenir ve tarlalar yem yeşil olurdu. Buğdayın büyümesini gün be gün takip eden köylülerin, “bir yağmur daha yağarsa tarla kendini kurtarır” sözü umudun ve bereketin ifadesiydi. Haziran sonuna doğru buğday iyice büyümüş ve olgunlaşmış olurdu. Rüzgâr çıktığında buğday tarlalarının kendine has sesi dün gibi kulağımdadır. Başakların toprağa eğilerek bir o yana bir bu yana sallanmasını duyar gibi olurum.
Doksanlı yılların sonuna kadar, eski canlılığı olmasa da köyde tarım bir biçimde devam etti. Bu süreç içerisinde köyün gençleri iş bulmak amacıyla büyük şehirlere taşındılar. Böylelikle köyün ilkokulu da kapanmış oldu. Başta şeker pancarı olmak üzere köyde sulu tarım bitmişti. İki binli yılların başından günümüze kadar, tarım ve hayvancılık sürekli azalarak yok denebilecek bir noktaya geldi. Köyün meralarında hayvanlar yoktu artık, tarlalar bozkır olmuş ve dedelerimizden kalan bağ bahçeler kurumuştu. Köyün bereketi kalmamıştı, insanlar eski insan değildi. Kimse ekip biçmek istemiyordu. Parası olan şehirden alıyordu her şeyini.
Pandemi döneminde köyde uzun bir zaman geçirme fırsatım oldu. Sevgili babacığım akıllı ve öngörüsü yüksek bir Anadolu insanıdır. “Biz eskiden dağlar, tepeler gibi buğday satardık, ekin pazarında buğday yok, bu millet bir gün aç kalır aç” diye kaygılanıyordu. Bir savaş çıkarsa Rusya buğdayı kendisine saklar, bize vermez endişesiyle beş dönüm buğday ektirdiğini söyledi. “O tarlanın buğdayı size iki sene yeter, çuvallara doldurup evde saklarsınız” diyordu. Babam bunu 2020 yılının nisan ayında söylemişti. Kim bilirdi, iki sene sonra Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açacağını. Hatta ekmeğin ve her türlü gıdanın fiyatının birkaç kat artacağını. Balkan harbini, milli mücadeleyi ve ikinci dünya savaşını yaşamış büyükler, “aman ha bir tarafa bir ambar buğday koyun ne olur ne olmaz” diye sıkı sıkı öğütte bulunurlardı. Ne kadar haklılarmış. Bu insanlar yokluğu, yoksulluğu ve kıtlığı görmüştü. Buğday onlar için her şeydi.

İnsanın aklına ister istemez şöyle bir iki soru geliyor. Biz zamanlar yurt dışına buğday satan bu güzel ülke nasıl oldu da kendi buğday ihtiyacını karşılayamaz oldu? Anadolu insanı, yani üreten insan böyle bir öngörüye sahipken, dahası bunu sezgisiyle, deneyimiyle bilirken, uzun yıllardır memleketi yöneten kadrolar bunu nasıl göremediler? Demek ki, hak etmediği koltuklarda oturup üç beş maaş almakla feraset sahibi insan olunmuyor. Sezgi, öngörü ve akıl deneyimle birleştiğinde böyle bir nitelik ortaya çıkıyor. İşte Anadolu insanının feraseti, yüzyıllardır bu değerler üzerinde biçimlenerek, her yerde ve en zor koşullarda kendini gösteriyor.

Paylaş
Etiketler: başakbereketbuğdayekin pazarıkazançköylümahsulŞeker Pancarıtarlatohumtraktör
Önceki Yazı

Manavgat-Side Legend Otel’de Tatil…

Sonraki Yazı

Hayatta Mutlu Olmak Mutlu Yaşamak İnsanın Elinde?

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

İlişkili Yazılar

”Ah Şu Önyargı Ah Şu Toptancı Bakış”
Eğitim

”Ah Şu Önyargı Ah Şu Toptancı Bakış”

14 Şubat 2023
5k
Anma

Yaşasın Cumhuriyet

31 Ekim 2022
5k
Mehmet ÖZDEMİR (Dr.)

Neden Laiklik…

20 Eylül 2022
5k
Neden Karma Eğitim?
Eğitim & Kültür

Neden Karma Eğitim?

15 Ağustos 2022
5k
Sonraki Yazı

Hayatta Mutlu Olmak Mutlu Yaşamak İnsanın Elinde?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap