AKP kongresini yaptı. Kongreye pek çok yabancı konuk davet edildi. Ve bu konuklar kürsüye çıktılar. Kongreye katılanları selamladılar.
Kimdi bu yabancı konuklar?
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin lideri Barzani,
HAMAS lideri Meşal,
Mısır Cumhurbaşkanı Mursi,
Sudan Devlet Başkanı Yardımcısı, Ali Osman Muhammed Taha,
Irak Meclis Başkanı, Usame Nuceyfi,
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Tarık Haşimi,
Irak Başbakan Yardımcısı, Salih Mutlak,
Tunus Hareket Lideri, Rashid Al-Ghannushi,
Endonezya Prosperuos Justice Partiy (PJP) Genel Başkanı Luthfi Hasan İshaaq
Irak Kürdistan İslam Partisi Genel Başkanı Muhammed Faraj
Irak İslami Partisi Genel Başkanı Ayad Samarrai
Libya Justice and Construction Party Genel Başkanı Mohammed Hasin Sowan Elmkrish
Lübnan Fature Movement Genel Başkanı Ahmed Hariri,
Mısır Wasat Parti Genel Başkanı Abou Elela Mady,
Mısır Wafd Parti Genel Başkanı El-Sayyid el-Badawi,
Somali Daljir Partisi Genel Başkanı Hassan Moallim Bin Abdullah Al-Yadomi
Pakistan eski Başbakanı Yousaf Raza Gilani
Bu isimlere ilave olarak Bulgaristan, Sırbistan Kosova ve Bosna’dan siyasetçiler Balkan ülkelerini temsilen katıldılar.
Türkî Cumhuriyetlerini temsilen Kırgızistan ve Kazakistan’dan temsilciler vardı.
Tek batılı temsilci ise, Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder idi… Bu durum dış politikada yeni rotamızın ne olduğunu göstermesi bakımından önemli bir göstergedir!
Zaten Sudan temsilcisi Muhammet Taha’da konuşmasında bu duruma işaret etmiştir.
Bu konukların tanıtımı sırasında en çok alkış alan isim, HAMAS lideri Meşal oldu. Barzani’nin tanıtımı sırasında salondan alkış sesleri ve “Türkiye, seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı!
AKP kongresine katılanların Barzani ile ‘gurur duyma’ sloganı atması şaşırtıcı ve de düşündürücüdür.
Acaba o katılımcılar, Barzani hakkında ne kadar bilgiye sahip?
Yeterli bilgiye sahip olsalar, gurur mu duyarlar yoksa ‘burada ne işi var’ mı derler?
Daha önce Çırağan Sarayı’nda devlet töreni ile karşılanan ve AKP Kongresinin konuğu olan Barzani için, delegelerin ve partililerin “Türkiye, seninle gurur duyuyor” sloganı atması, pek çok vatandaşımızın kafasında soru işaretleri yaratmıştır.
AKP’nin terörle mücadelede izlediği siyasetin, kimlerle hangi ilişkiler üzerinden sürdürüldüğünü de gösteren bir örnektir.
Başbakan, bir süredir BDP ile köprüleri atmış görüntüsü çiziyor. Gerekirse Öcalan ile görüşülebileceğini ama BDP ile görüşülmeyeceğini söylüyor.
Kendi için çelişik ve tutarsız bir açıklamadır.
Öcalan kim?
Terör örgütünün ağırlaştırılmış müebbet almış lideridir.
BDP kimin adına siyaset yapıyor?
Hani bir zamanlar denildi ya, “düz ovada siyaset yapın” sözü… BDP, ‘düz ovada siyaset’ söylemine uygun olarak, terör örgütü adına siyaset yapıyor.
Ve BDP her zaman şunu söyledi.
“Siyasi irademiz Öcalan’dır”
Yani BDP’de sürekli olarak Öcalan’ı işaret etti. Onun muhatap alınmasını söyledi.
Başbakan’da, Öcalan’ın bir kez daha muhatap alınabileceğini söylüyor.
Oslo Görüşmelerinde de muhatap alınmamış mıydı? Dolaylı da olsa görüşülmemiş miydi?
Bir başka nokta daha dikkat çekicidir.
Başbakan BDP’lilere neden kızıyor. Bazı BDP milletvekillerinin terör örgütü elamanları ile kucaklaşma görüntülerinden dolayı kızıyor.
Örgütün militanları ile ‘kucaklaşanlara’ kızıyor. Örgütün lideri ile ‘görüşebiliriz’ diyor!..
Herhalde başbakanın aklı epey karışık…
Kongre konuşmasında dile getirdiği; “Ya başkanlık, ya yarı başkanlık, ya da partili cumhurbaşkanı” olmalı sözünü de irdelemek gerekiyor.
Başbakan, “hedef 2023’ derken, ülkemizin sisteminde kendi tek adamlık isteğine göre değişiklikler planlamaktadır.
Cumhuriyetin 100. yılında, yeni(!) bir cumhuriyet vaat etmektedir.
Bunun içinde ilk adım ‘yeni anayasa’dır!
O zaman sormak gerekmez mi?
Bu değişimin değirmenine su taşımak amaçlı ‘yeni anayasa’ çalışmalarında, CHP’nin ve MHP’nin ne işi var?
