Sis, yüzeyi kapladı. Sisin edeni net olarak bulunamadı. Şaibeli durumu, bilinse de bilgi verilmedi. Sis boğazımıza gelecek olanı nereden biliyordu, yoksa dert yüklemek adına boğazımızı mı sıkmıştı. Bırakmaya da niyeti de yoktu, ortamı eline bir defa geçirmişti. Uygulamayı görsek de yapılacak olan, işe yaramasa da karşı durmaktı.
Sis boğazı kaplamış ve yolu tutmuştu. Suyun yolunu da tıkamış ve aşağıya akmıyordu. Önemli geçiş yapacak olan vitaminler de yolunu bulamayınca karışıklık baş gösterdi. Çare olarak yoldan sapsa da sis bırakmadı. Yolların kapanması özellikle şekere etki yaptı. Çünkü şeker vücudun enerji kaynağıydı. Enerjisiz kalan birim yapılar dilenmeye başladı.
Vücut kontrolünü kaybetmek üzere, yağ ve proteine koştu. Sinirler bu durumdan çok rahatsız oldu ve kaslarda titremeler başladı. Açlık dendi ve su verildi. Yetmedi yeşillikler pişirildi ve içildi. Rahatsızlık kısmen giderilse de birim yapılar arayışını sürdürdü.
Topraktan yeni koparılmış patates devreye girdi ve boğaza iletilmeye çalışıldı. Patatesin de önü kesildi ve sis esnemeye meyilli, değildi.
Boğaza giren lahana, pırasa ve ıspanak için yol açıldı. Fakat gereken enerjiyi sağlamadı ama hiç değilse ayakta durabilme başarısını gösterdik. Bunun üzerine dua edip sabır dilendi. Sabır üçlü yeşilliği damar yoluna kadar ulaştırılmasına vesile oldu. Böylece birim yapıya ulaşıldı.
Birim yapılar, yeşilliklerin yağ ile pişmesini istedi. Yağ olarak tere yağı ve zeytin yağı bulunamadı bile. Ancak çiçek yağı imdada yetişti. Bu durumda akla gelmeyen yağ konusu da sise takıldı ve boğaz yolundan bırakılmadı. Bunun üzerine acilen kırmızı etin boğaza bir motorla gönderilmesini istediler. Fakat yine sisin kontrolüne takıldı. Kırmızı ete de geçit verilmedi.
Boğazı tıkayan sis, yalnız yeşilliğe izin çıkartmıştı. Yeşilliklere aileler, tezgâh altında yaklaşılıyordu. Bu durumda bekçiliğe gerek olmaması için yeşilliğin dışında besini alacak maddi gücü elinden alınanlar, artık sise gerek kalmadan, boğaza yeşillikten başka bir şey gönderemiyordu. Çünkü maddi karşılığı, bulamıyordu.
Böylece vatandaşın, maddiyatı olmadığı için, besine de kavuşamadı.
Boğazı bekleyenler, vatandaşa, yeşillikleriniz de çiçek açtı, diyordu. Bizler ancak izleyebiliyoruz, dediler.
Boğazın sisi etkisini sürdürüyordu.
Hasan TANRIVERDİ






















