B. Brecht’in “Halkın Ekmeği'” den alıntıladığım incileri 2014 senesinde defterime not tutmuşum.
O çok beğendiğim manidar söylemlerini yazmadan duramayacağım.
Dünyaya kafa tutup, sitem edenlere bir güzel dokunmuş:
“Hiçbir borcu yok size dünyanın
Gitmek istiyorsanız, paçanızdan kimse tutmaz.”
Giden gider, kalan sağlar bizimdir, der gibi…
O kalanlara da dünyaya nasıl sahip çıkılacağı konusunda fikir sunuyor:
“İyi insan olacağına;
Öyle bir yere götürün ki dünyayı,
Kavuşsun özgürlüğe herkes.
Özgürlük sevgisi geçersiz olsun.
İyilik beklenmesin.”
Dünyaya sahipleniyor. Ve sözlerini güçlü bir öğütle sürdürüyor:
“Akıllı insan olacağına,
Öyle bir yere götürün ki dünyayı
Akılsızlık zararlı olsun.”
Yazar insanlığa rehberlik ederken, eskiyen yıllarını betimliyor. Yorgun sesini ılık bir esintiyle kulağımıza taşıyor rüzgar:
“Şöyle bir bak üstümüze başımıza
O saat öğrenirsin her şeyi
Çünkü elbiselerimizi yıpratan neyse
Odur vücutlarımızı yıpratan.”
…
Alman şairi, nedense bir telaş almış gidiyor. Belli ki, hayat onu pek mutlu edememiş. İçsel kaygılarını kaleminden damıtmış.
“Genç iken tasalıydım
Yaşlı iken tasalı
Ben ne zaman güleceğim, peki?
Artık elimi çabuk tutmalıyım!”
…
Dünyanın nereye doğru gittiğini, hala yenilgi ve taht kavgalarının sür git devam ettiğini, silahların güç sağladığını anlatıyor. Geleceği mantığı ile kısaca harmanlamış.
“Bir gün gelecek, oh diyecek insanoğlu
Silahları bırakın, artık ihtiyaç kalmadı!”
…
“Yukarıdakiler ne der?
Yolun sonu zafer!
Aşağıdakiler ne der?
Yolun sonu mezar!”
…
Yazar, Gönüllü Gardiyan adlı eserinde biraz değil bayağı sitemli söz ediyor. Ama bir o kadar da onurlu ve asi bir direnişle, bir kış günü Almanya’dan sesini duyar gibiyim.
“Her şeyin satıldığı bu şehirde
Beni gözlüyorlar durmadan
Zengin evler, ilginç konutlar
Sanki yasaklanmış bana
Görmeye hakkım yok bazı kişileri
Ne zaman ‘satın almak istiyorum’ desem,
Bir iki koltuk, bir güzel masa
Kırılırlar gülmekten
Bir pantolon almak istersem
‘İşte ayağında var ya,’ derler.
Beni aralıksız kolluyorlar
Yüzüme şunu söylemek için
Satılmayan biri var
Bu şehirde, biliyoruz.”
…
Satılmadık, güvenilir, emin insanlar kaldı mı bu devirde?
Evet, kaldı…
Az da olsalar, var olduklarına şükrediyoruz.
Değil mi?
Biraz da mantık dünyasından uzaklaşıp duygu dünyasında dolaşalım mi, şairin?
“…Dolu ellerinizi boşaltınca
Sevinen insanın yüzünden
Daha güzel olamaz, hiçbir gül.”
Tadı damağımda kaldı Alman şairin sözleri. “19 Sonnet” adlı şiiriyle biraz da sol yanımızı beslesek mi?
“…Yalnızca benden kaçma yeter
Boş sözler de etsen duymak istiyorum seni
Sağır olsan gönlüm sözlerini ister
Dilsiz olsan gördüğünü.
Kör olsam, seni görmek isterdim
Sen yanımda yol gösterici oldun
Uzun yolun daha yarısı bile aşılmadı
Bir düşün içinde yaşadığımız karanlığı
‘Bırak beni yaralıyım’ desen de boşa
Görevden dönülmez, yalnızca ertelenir
Başka bir yerde değil, yalnızca burda
Bilirsin özgür değildir gereksinilen kimse
Gönlüm herşeyden önce seni ister
Biz de diyebilirim, ben yerine…”
Emine Pişiren / Kocaeli
Kaynak: Say Dağıtım/ (1972-1985) A. Kadir- A.Bezirci





















