Seçimlerin üzerinden, 2 haftaya yakın bir süre geç ti. Ben, halâ sağlıklı ve mantıklı bir tahlil yapamıyorum. Zira; Nerede o;
1- 7 milyona yakın işsiz kitlesi ve yakınları?
-Tayin bekleyen öğretmen adayları ve aileleri?
-Zulme uğrayan, işten atılan, hapsedilen, mazlumlar?
-Geçim sıkıntısı çekenler; işçiler, emekliler, memurlar?
-Başta tütün-pamuk-pancar-fındık-çay – vb. üreticileri olmak üzere, kan ağlayan çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri?
-Nerede, evlâtları, dünyanın en kalitesiz eğitim sistemine mahkûm edilen, aileler?
-Kepenk kapatan, on binlerce esnaf ve yüzlerce sanayici?
-Borç batağında boğulmuş, binlerce aile?
-Dinine ve vatanına sahip çıkması gereken gerçek vatanseverler ve samimi dindarlar?
-Güvendiğimiz kadınlarımız, gençlerimiz?
-Çevreciler? Meydanları dolduran, coşkulu milyonlar?
2-Nasıl olur da, insanlarımız; bu kadar başarısız ve baskıcı bir iktidara, bu kadar oy verirler? Kendi elleri ile demokrasiyi katlederler? Kula kul olmayı kabul ederler? Ülkelerinin ve evlâtlarının geleceğini hiçe sayarlar? Çağ dışı bir rejime, sefalete, hukuksuzluğa destek olurlar?
-Hele hele; yüzü hiç gülmeyen; devamlı bağırıp çağıran, tehdit ve hakaretler savuran; hiç bir projesi ve hedefi olmayan; Devlet Bahçeli, nasıl bu kadar oy alır? Buna mukabil; her açıdan mükemmel vasıflara sahip, gerçek anlamda dindar ve dürüst bir Temel KARAMOLLAOĞLU; bu kadar az oy alır? (Bu Ülke’de, gerçek dindar sayısı, bu kadar mı azaldı?)
3-Anladık. Tam anlamı ile haksız rekabet, baskı, tehdit ortamı vardı. İktidar, Devletin tüm kaynaklarını ve kurumlarını kullandı. Anadolu Ajansı, TRT, yandaş medya, vb. kurumlar, tam anlamı ile yüz kızartıcı, tarafgirlik tabloları çizdiler. Her türlü yalanı mübah saydılar. FETÖ ile mücadele edebiyatı yapılırken, yandaş cemaatlere her türlü imkanlar sağlandı.
4 -Peki, ama; bir toplum, bu kadar sorumsuz ve dar ufuklu olabilir mi? Ben, işin içinde, birçok “Bit Yeniği” olduğunu düşünüyorum;
a) Nasıl oldu da, 1 milyon 33 bin oy geçersiz hale geldi?
b) Silahlı kutlamaların amacı neydi?
c) Sandıklarda, ne tura hileler yapıldı? (Ger ek, “Adil Seçim Plâtformu”, gerekse muhalefetin “Seçim Takip Grupları” çok başarısız oldular.)
d) Cumhurbaşkanı, niçin, sonuçlar belli olmadan, konuşma yaptı? Akşener ve İnce niçin saatlerce, ortadan kayboldu?
e) Haftalar öncesinden zikredilen, yüzde 52 rakamı nasıl gerçekleşti? Bilgisayarda yapılacağı söylenen hileler gerçekleşti mi?
f) Acaba, HAARP denilen, beyin yıkama metotları mı uygulandı? Yandaş TV’ler, bilgisayarlar, cep telefonları ile “subliminal mesajlar” mı devreye sokuldu?
5- Bütün bu soruların cevabını bulmak için muhalefet partilerinin, çok ciddi biçimde, (gerçek bilim adamlarına, sosyologlara, psikologlara )araştırmalar yaptırılması şarttır. (Bu bulgular, aynı zamanda, muhtemelen erken mahalli idare seçimleri için de yararlı olacaktır.) Demokrasiye kavuşmanın yolları, ciddi biçimde araştırılmalıdır.
6- Bakınız, tahrikler başladı bile. Ülkede huzuru ve barışı sağlamakla görevli içişleri Bakanı, (saraya yaranmak uğruna) halkı tahrik ediyor. Kaos ve kardeş kavgası ortamını körüklüyor. Tetikçilik yapıyor. Şehit cenazelerini istismar ediyor.
a) Kaldı ki, bu cenazelere gitmeye, asıl sizin hakkınız yoktur. Zira, bu evlâtlarımız, sizin hatalı dış politikalarınız yüzünden, toprağa düşmektedir. Suriyeli asalaklar, benim vatanımda sefa sürerken, benim kaynaklarımı tüketirken, bizim evlâtlarımızın Suriye ve Irak’ta ne işi vardır?
b) 2002’de,terörü sıfır olarak aldınız ve siz azdırdınız. ABD- İngiltere ve İsrail’in telkinleri ile “açılım sureci” ihanetini irtikâp ettiniz. Hainlere, büyük imkânlar sağladınız. Bu günahlarınıza rağmen, muhalefeti FETÖ’ye ve “teröre destek vermekle” suçladınız. Aslında tüm vebal sizindir.
c) Bay, içişleri bakanı; Ülkede terör-uyuşturucu-kumar-fuhuş-her türlü kaçakçılık -tecavüzler-cinayetler- hırsızlıklar – gasplar- sapıklıklar-mafya şebekeleri -zirve yaptı. Ne can güvenliği kaldı, ne de mal güvenliği. Sen, önce aslî görevlerini yerine getir, ki konuşmaya yüzün olsun. Kaldı ki; genel başkan olduğu dönemde, Fuar’daki, DYP İzmir İl Kongresinde, Tayyip Erdoğan hakkında söylediklerini, henüz unutmadık. Nasıl bu kadar çark edebildin? Hayret doğrusu?
Son söz; Ülkemin geleceği, beni çok korkutuyor. Hele; yeni ABD Büyükelçisi’nin, BOP projesini ortaya koyan, Condoleca Rice’in baş danışmanı ve projenin en önemli mimarlarından biri olduğunu; Tam bir Türk ve Müslüman düşmanı olduğunu, biliyorsak, daha da endişeleniyoruz. Bu işler, zart-zurtla ve perde önünde icra edilen, kayıkçı kavgaları ile yürümez. Bağımsız dış politikalarla yürür. O beceri de, sizde yok…
8 yılda kaybolan 104 bin çocuğun vebali bile Ahrette sizi perişan edecektir.