Bir Zamanlar DİSK…

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik açıkladı.

“ Sendikalaşma, sendikalara göre yüzde 59,8

SGK kayıtlarına göre yüzde 8,9”

Gerçek rakam yayınlanırsa, 35 sendika kapanacak.

Türk- İş iyice eriyor.

Hak-İş, DİSK tarihe karışıyor.

*

Nereden, nereye.

Hak-İş 1976’da kurulduğunu, 550 bin üyesi olduğunu ilan etse de, 1980’ li yılların ortasında ismini duyurmuştur.

2000’li yıllarda palazlanmıştır.

Bugün “ Biz kapanmayız” diyecek yapıya da gelmemiştir.

*

Ya, DİSK?  (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu)

Türk-İş’in politikasını “Yağlı, yumuşak” bulduğundan oradan kopmuş, 1967’den beri “ Emek, ekmek, özgürlük” çıkışlarıyla bir dönem devleşmiştir.

Hakkını vermek gerek, vurduğu yerden ses getirmiştir.

Üye sayısı bir tarihte 700 binleri aşmıştır.

Üstelik bugünkü gibi lafla, naylon kayıtla değildi.

12 Eylül ihtilalından sonra kapandı, bir daha toparlanamadı.

*

2007’de, DİSK’in kuruluşunun 40’ncı yıl dönümünde Genel Başkan Süleyman Çelebi  şöyle demişti:

“ DİSK, Türkiye işçi sınıfının tarihidir.  Kökleri, Osmanlı Amele Cemiyeti’dir. Demokrasi mücaledesidir. Aydınlık ve laik bir Türkiye’nin umududur.  Türkiye’nin bugünü ve geleceğidir… Direnişin simgesidir…”

*

Son genel Seçimde, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu AK Parti’den, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi CHP’den aday oldu.

Her ikisi de seçildi.

Hak-İş,  Bakan Çelik’in “Tarihe karışırlar” sözüne alınmadı.

Çünkü kamudaki 30 bin toplu sözleşmeleri vardı, imzalattırıldı.

İstediği oranı aldı, “ Allah bereket versin” dedi.

*

Disk birkaç gün sessiz kaldı.

Yapısına uygun sert tepkiler beklenirken, kurumsal yazılı açıklama geldi:

“ Ülkede sendikalaşma, bakanın dediği gibi yüzde 59 değil yüzde 5’dir. Bugüne kadar hükümetler gerçeği gizledi, istatistikî açıklamalar da demoklesin kılıcı gibi kullanıldı. Türkiye’de sendikaya hele DİSK’e üye olmak işten atılma sebebidir”

Açıklamanın sonu şöyle bağlandı:

“ Bu haksızlıklara ses çıkarmayanlar, toplumun vicdanında yargılanacaktır”

*

Bugün ses çıkarmayan kim?

Toplumun vicdanında yargılanacak kimler?

Sendikaya sırtını dayayan partiler mi?

Sendikanın ismiyle meclise gidenler mi?

Burası belirsiz, karmaşık

*

Acaba mesaj Süleyman Çelebi’ye mi?

Çünkü tek kelime etmedi.

Oysa seçim öncesi, “ Sendikal mücadelem devam edecek, emek ve özgürlükler savunulacak” demişti.

Sendikacı ruh ve liderliğiyle…

Hapisteki arkadaşı Mustafa Balbay için tek başına da olsa direnmesi beklenirdi.

Tıpış tıpış yemine gitti.  Gazeteci-Milletvekili Balbay’ın özgürlüğü de ötelendi.

*

Koca sendika geçmişin özleminde.

Tarihe karışmak değil…

Tarihiyle yaşamak istiyor.

İstiyor da…

İğneyi kendine batırmıyor!

**************