Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ERKAN

Bir Profesörün Öğretmenleri

Hüseyin ERKAN Yazar Hüseyin ERKAN
03 Kasım 2020
Hüseyin ERKAN
1
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

BİR PROFESÖRÜN İLK ÖĞRETMENLERİ

Öyle yanlış ve çürük önyargılarımız var ki!.. Bunların en yaygın olanlarından biri “dayak”… Hani şu “cennetten çıktığı” söylenen dayak…

Çok iyi bir şeymiş gibi, “Dayak cennetten çıkma” denir hep. Bu yanlış inanç sonucu, anne-babalar gibi, öğretmenlerin birçoğu da bu yönteme başvururlar genellikle.

Genellemeler yapıp sözü fazla uzatmadan, bir profesörümüzün yaşamöyküsünden örnekler sunacağım size:

1996’da Niğde Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’ne “Dekan” olarak atanan eğitimci profesörümüz, 1950’li yılların başlarında ilkokula başlar köyünde.

İki öğretmenli okulun, o yıllarda “Başöğretmen” denen müdürü Rahmi Kerem’dir. Dördüncü, beşinci sınıfların derslerine giren Rahmi Bey’i köylüler çok sever. Ancak, deve çobanlığı yaptığı için, okula iki – üç yıl geç başlayan bir Yörük çocuğu olan Süleyman Bozdemir, O’na bir türlü ısınamaz.

Neden mi?

Başöğretmen Rahmi Bey, çok dayak atmaktadır çünkü. “Korku”nun olduğu yerde “sevgi” yeşeremez ki.

Kendi sınıflarına mühendis bir vekil öğretmen girmektedir. O nasıldır acaba?

Dekan Profesörümüz’den alalım yanıtını:

“Bizim gürültü yaptığımızı gördüğü anda, hışımla sınıfa girer; hepimizi sıra dayağına çekerdi. Ondan da çok korkuyorduk.”

Balık baştan kokar. Başöğretmen öyle olursa, astöğretmen de böyle olur işte!

Fakat hakkını yemeyelim, Başöğretmen Rahmi Bey’in. Vekil öğretmen, hiçbir şey öğretmeden, karneleri baştan aşağı “pekiyi” ile doldururken, Başöğretmenimiz çocuklara bir şeyler öğretmek için çırpınmaktadır âdeta.

Şair ve yazar Mehmet Babacan, şöyle anlatıyor O’nu:

“Rahmi Kerem öğretmen, her şeyden önce bizi birer okuma sevdalısı yapmıştı. Bir yıl içinde köylüyle kaynaşmış; köyün bir bireyi haline gelmişti. 1950 yılına geldiğimizde okulumuz dışarıya öğrenci gönderen bir kurum haline dönüşmüştü.”

Rahmi Öğretmen’in bu başarısının iki nedeni var: Birincisi, o da bir köylü çocuğu… İkincisi, Düziçi Köy Enstitüsü mezunu…

Nereye geldiğini, niçin geldiğini biliyor. Öyle yetiştirilmiş çünkü.

Dekan Profesörümüz’ün Mersinli bayan öğretmeni Kâmuran Güllü nasıl bir öğretmenmiş, O’nu da tanıyalım:

“Öğretmenimiz o kadar güzeldi ve şık giyiniyordu ki, biz ona hayran hayran bakmaktan kendimizi alamıyorduk. O da dayakçı idi ama bizi iyi yetiştiriyordu.

“Bana çocuk kitapları ve dergileri verirdi. Beni âdeta okuma sevdalısı yapmıştı. Bu sevda bende halen sürmektedir.”

Bir öğretmen, okuma aşkı kazandırırsa öğrencilerine, başka hiçbir şey vermese de olur onlara.

Süleyman, çok sever bu öğretmenini. Kâmuran Hanım da O’nu… Hatta bir gün, annesini ziyaret eder evlerinde. Süleyman’dan çok memnun olduğunu söyler ki, köylü bir Yörük annesi için ne büyük mutluluktur bu!

Fakat bir gün, bir arkadaşına uyarak, öğretmeninin kendisinden istediği bir şeyi yapmaz Süleyman. Sen misin yapmayan! Esaslı bir şamar atarak yüzüne öğrencisinin, cezasını verir hemen.

Özür dilemek ister Süleyman ama kabul etmez öğretmen.

Şimdi sıra Mehmet Gürbüz öğretmende… Profesörümüz O’nun için ne diyor bakalım:

“Üçüncü ve dördüncü sınıfta Düziçi Köy Enstitüsü mezunu, Mersin / Mut ilçesinin bir köyünden Yörük bir ailenin çocuğu olduğunu söyleyen Mehmet Gürbüz adında bir öğretmen okuttu bizi. İyi bir öğretmendi ama o da çok dayak atıyordu öğrencilere. Hiç gülmüyordu. Verdiği ödevi yapmayanları, sorduğu soruyu doğru yanıtlamayanları sıra dayağına çekerdi. Bazen de çalışkan öğrencileri, çalışmayanları dövmesi için zorlardı.” (1)

Yaa!.. Bu “cennetten çıkma” böyle bir şeydir işte. Ailede ve okulda dayak yiyerek büyüyenler, misliyle öder; bunu başkalarına.

Beşinci sınıfta yeni gelen bir öğretmen girer derslerine. Gülnar’ın bir köyünden Pazarören Öğretmen Okulu mezunu Osman Sevim…

Resim yapmayı severmiş ama iyi resim yapmayı öğretememiş öğrencilerine. Ders işlemekten pek hoşlanmazmış ama şarkı, türkü söyletmeye bayılırmış; özellikle kız öğrencilere.

Süleyman, o ders yılı sonunda öğretmen okulu sınavına gireceği için bir şeyler öğrenmek istese de öğretmenin o tarakta bezi yoktur hiç. Ara sıra iyi anlamadığı konularda bir şeyler sorunca Süleyman, “Sen beni sınava mı çekiyorsun?” diye azarlarmış.

Yaa!..  Zayıf öğretmenlerin birçoğu, öğrencilerin kendisine soru sormasından hoşlanmaz hiç.    Niçin mi?

“Cevabını bilmediğim bir soruyla karşılaşır da çuvallarsam?” diye korkarlar da onun için.

“Siz bana değil, ben size sorarım.” diye azarlayıp o yolu baştan kapatırlar.

Soru sorulamayan, soru sorulmasından korkan bir “sözde öğretmen”den kime ne hayır gelir?

ANADOLU’DA EĞİTİM GÜNEŞİ

Köy Enstitüleri geçince hayata,

Anladık; üreterek yaşamanın,

Bize, nasıl bir güç kattığını!

Salih Koç

Yukarıda, ilkokul öğretmenlerini anlattığımız Prof. Dr. Süleyman Bozdemir, 1940’ta Köy Enstitüsü olarak kurulmuş olan Aksu Öğretmen Okulu mezunudur.

“Anadolu’da Eğitim Güneşi” adlı manzum bir ‘Köy Enstitüsü destanı’ yazan öğretmen Salih Koç da yine bir Köy Enstitüsü devamı olan Kastamonu / Göl Öğretmen Okulu mezunu…

Prof. Bozdemir, Akdeniz bölgemizin göbeğindeki yıldız kentlerimizden Mersin’den Salih Koç da Karadeniz bölgemizin göbeğindeki Sinop’tan…

Bakmayın, il merkezlerini söylediğime, köylü çocuğu ikisi de… Ve ikisi de Köy Enstitülerini kurarak okuyup aydınlanmalarını sağlayan önderlere borçlu olduklarının bilinciyle yazıp çiziyorlar hep.

Bakınız, şiirsel olarak ne güzel söylüyor, Salih Koç öğretmenimiz:

En büyük kötülüğü ülkemize yapmışız;

Köy Enstitülerinin kıymetini bilememekle!

***

Olmadan kitabın

Sığ düşüncenin hamalı,

Özgürce düşündürmekti

Köy Enstitülerinin amacı.

İşte en çok da bu rahatsız etti ya ağaları, beyleri… Medreselerde hocalar, müderrisler nasıl ki, Kur’an’ı anlamadan ezberlettiyse; okullardaki öğretmenler de Türkçe’yi, matematiği, tarihi, coğrafyayı ezberletsinler. Düşünmek, düşündürmek… Ne gerek var bunlara canım! Değil mi ya?

Yaşarken yaramıyorsa işine,

Bilgi bir yüktür bedene.

diyorsa da Salih Koç öğretmen, bakmayın siz O’na! Tehlikelidir düşünmek! Devam edelim biz yine:

***

Kadını okumayan bir millet

Kalkınması yarım olacaktır elbet.

***

Erkeğini adam edemeyen millet

Kızlarını kafese koyacaktır elbet.

***

Tiyatro eserleri komedi veya dram

Anadolu kokardı buram buram.

***

Ve eserinin sonuna noktayı şöyle koyuyor; şair öğretmenimiz:

Sayende öğrendik;

Yoksulluğun ve cehaletin

Bir “kader” olmadığını!(2)

Haklısın, sevgili meslektaşım, haklısın! Gerçekten, yoksulluk da “kader” değil, cehalet de… Ve bu önemli gerçeği, Köy Enstitüleri ve onların devamı olan Öğretmen Okulları öğretti bize.

Hüseyin Erkan

huseyinerkan@dilemyayinevi.com.tr

(1)Bir Yaşam Öyküsü – Eğitime ve Bilime Adanmış Bir Ömür, Prof. Dr. Süleyman Bozdemir, Karahan Kitabevi, Adana 2018; iletişim: süleyman.bozdemir@hotmail.com; Telefon: (0535) 694 25 47

(2) Anadolu’da Eğitim Güneşi, Salih Koç, Tunç Yayıncılık 2020; iletişim: kocsalih57@hotmail.com; Telefon: (0546 )740 62 55

Paylaş
Önceki Yazı

Tababet, Doktorluk Oyununa Dönüşüyor

Sonraki Yazı

Ruh Asalakları

Hüseyin ERKAN

Hüseyin ERKAN

İlişkili Yazılar

Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim

Sevdiğim Öğretmenelerimin Pek Çoğu Köy Enstitülü Hep

30 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Tam 107 Yıl Önce, Ne Diyor Ziya Gökalp?

23 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Eğitim & Kültür

Hayvanlarımızla Birlikte Bir Aileyiz Biz

09 Kasım 2025
5k
Biz Ne Güne Duruyoruz Burada
Hüseyin ERKAN

En Büyük Eksikliğim

03 Kasım 2025
5k
Sonraki Yazı

Ruh Asalakları

Yorumlar 1

  1. ibrahim Ekmekci says:
    5 yıl önce

    Bugün okullarımızda dayak tarihe karıştıysa, uyandıran Köy Enstitüsü çıkışlı, bilinçli öğretmenlerimize borçluyuz. Anadolu’muzun köylerine öğretmen olarak atanan öğretmenler, yörenin baskısı ve isteğine uyarak, öğrencilerinin iyi yetişmeleri için, dayakla eğitim yolunu seçmek zorunda kaldılarsa da, günümüzde terk edilmiş olması olumlu bir gelişme olmuştur. Ancak taşımalı eğitim, Cumhuriyeti köylümüze en iyi anlatacak olan öğretmeni kentlere almış, uyanışı çirkin politikacıların eline bırakmıştır. Günümüzde her aydın uyanışın öğretmeni olmak zorunda olduğunun bilincinde olmalıdır. Aydınlatıcı yazıları için HÜSEYİN ERKAN’ı kutlar, başarılar dilerim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap