Haklıyız. Ülkede gelişmeden çok daralma yaşamak canımızı sıkıyor. Şehit haberleri, komşu, dost bırakmayan dış politika, market fiyatları, hayatın içine sızan sıkıntılarla boğuştuğumuz doğrudur. Ancak çözümlere salt şikayet, eleştiriyle ulaşılamıyor. Bu gemi, yalnızca kaptanların değil.
Alternatiflere her zamandan çok, ihtiyaç var. Şimdilerde Avrupa Parlementosu kaynaklı gelişmeler ihracatta yeni rota tartışmaları yaratmışken, adı Güney Afrika ile özdeşleşen İzmirli işadamı, fahri konsolos Tamer Taşkın’la en iddialı alternatif pazarı, Afrika kıtasını masaya yatırdık.
PARTNER ÇOK ÖNEMLİ
Önceki yazımızda sektörel fırsatları değerlendirmiştik, bu kez Taşkın’a ‘KOBİ’lerin zorlu kıtayla bağlantı kurmaları kolay mı’ diye soruyoruz; “Doğru partneri bulursanız evet. Alman Petrofer nasıl gelip beni buldu ve bu yıl 20. yılımızı büyük başarılarla yaşıyorsak; bu ülkelerde de yola doğru partnerler bulunarak çıkılmalı” diyor Taşkın.
Ardından izlenimlerini aktarıyor: “Hangi ülkeye girersen etrafında 300 milyon dolarlık pazar çevrili. Türkiye olarak Afrika kıtasında yapılacak inanın çok iş var. Öncelikle fabrikaların ihracat departmanlarında Türkiye’de eğitim gören Afrikalı öğrenciler stajyer olmalı. Mezun olduklarında en iyi satış elemanlarınız onlar oluyor ve mutlaka bir bağlantı kuruyorlar” diyor.
Taşkın’ın anlattıklarından kıtada Türk bankalarının eksikliğini öğreniyoruz. Ayrıca Türkiye ikili anlaşmalara ağırlık vermeli. AB’den sıfır gümrükle gelen mallarla rekabet zorluyor. Taşkın İzmirli ama Ege’nin Afrika ile ilişkilerine bakıldığında, anlaşılan henüz kendi bölgesine o inandığı büyük potansiyeli anlatamamış: “Ülkemizin en kapalı yeri Ege Bölgesi. Afrika ülkelerinde Gaziantep’li, Konya’lı, Kayseri’liye rastlarken İzmirli işadamını görmüyorum. Ege Bölgesi, Avrupa pazarı ile daha çok iş yaptığı için yeni pazarlara yeterli ilgi göstermiyor. Oysa gelişmeler de gösteriyor; tek pazara ihracat yapanlar özellikle alternatiflerin üzerine eğilmeli. İzmirliler olarak rahatız biraz.”
İyi ama akıllardaki o soru; bu kara kıtanın riskleri çok değil mi, sefalet dizboyuyken nasıl olacak yeni bağlantılar… “Televizyonlar bilhassa çaresizliği, yoksulluğu gösteriyor, ben de size Porche arabasını uçakla Almanya’ya servise gönderenleri gösteririm. Evet fakiri var ama zengini de çok.”
Taşkın, Afrika’yı bilhassa Güney Afrika’yı öyle güzel anlattı ki, yaz rotam belli.
