Cumhuriyet bayramının ertesinde Cumhuriyet Gazetesi’nin basılması oldukça manidardır. Bir ay önce yapılsa yada bir ay sonra yapılsa kimsenin aklına bunlar gelmez.
Ancak tam bayramın ertesi günü ve kutlamalar hala devam ederken yaparsan, kimseye başka türlü olduğunu anlatamazsın ve inandıramazsın.
Cumhuriyet Gazetesi’nin basılması, yöneticilerinin ve yazarlarının gözaltına alınması kabul edilebilir değildir.
Gazetecileri Cumhuriyet Savcılığı’na davet edersiniz ifadelerini alır serbets bırakır yada elinizdeki delillere göre tutuklarsanız.
Bir gazetenin basılmasını, bir gazeteci olarak kabul etmiyorum.
Kaçma şüphesi taşımayan hiçbir gazetecinin ve kimseninde tutuklanmasını doğru bulmuyorum.
Gözaltıların ve uzun tutukluluk sürelerinin bir cezalandırma yöntemi olarak uygulanmasını, dönüşmesini de kabul etmiyorum.
****
FETÖ ile mücadelede yürütülen kimi soruşturmalar, örnek olarak Altan kardeşlerin tutuklanması, Cumhuriyet Gazetesi’nin basılması kamuoyunda inandırıcılığı yitirmekte, aynen Ergenekon ve Balyoz, casusluk davalarında olduğu gibi özel bir algı operasyonun yapıldığını görüyorum.
Bir davanın sulandırılması ancak böyle yapılabilir.
FETÖ davasının yanında açılacak, ek davalarla kamuoyunda ters algı yaratılması için sanki birileri özel olarak çaba sarf ediyor gibi…
Birkaç yıl sonra birileri de yapılanlardan dolayı özür dilerse de şaşırmayacağım.
****
Bugün Cumhuriyet ile ilgili yazacaktım.
Cumhuriyeti abartanlar, her hastalığın ilaca gibi görenler için yazacaktım.
23 Nisan şiirlerinde olduğu gibi, Cumhuriyet bir ana bir baba diyenlere yazacaktım.
Cumhuriyeti bastılar.
Yazarlarını, muhabirlerini, yöneticilerini gözaltına aldılar.
Hikmet Çetinkaya bu ülkede FETÖ ile ilgili yıllardır yazan bir yazara gözaltına aldılar.
Severseniz yada sevmezsiniz…
TKP kökenli, liseli dönemimde Politika Gazetesi’nde hergün takip ettiğim komünist kökenli Aydın Engin’i gözaltına aldılar.
Çetinkaya ve Engin gibi isimleri PKK ile bağlantılı gösterebilmek… Hangi akla hizmet eder, inanın bilemiyorum.
Cumhuriyet demokrasi ile taçlandırılmamış ise bir anlamı yoktur!
15 Temmuz’un ertesi günü bu ülkede kabul eder yada etmezsiniz ancak cumhuriyetinlerin fiili sahibi, 1. Cumhuriyette eksik olan millet 2. Cumhuriyetin asli belirleyici unsuru olarak ortaya çıkmıştır.
Aynı zamanda düne kadar devlet protokolu ile kutlanan Cumhuriyete aradan devlet çekilince milletin kendisi sahip çıkmaya başlamıştır.
Hemde tüm görkemiyle…
İşte 2. Cumhuriyet’in milllet ile buluşmasının son 14 yıllık hikayesi böyle devam ediyor.
1. Cumhuriyet’in medyadaki kalesi Cumhuriyet Gazetesi’ne basmak 2. Cumhuriyet’i güçlendirmez, büyütmez, aksine sulandırılmasını neden olur.
Gazetenin baskına ve gözaltına karar verenlerin başka amacı yoksa (ki öyle görünüyor, öyle olduğuna inanmak istiyorum) durum vahimdir.
****
Cumhuriyet, iktidarı göklerden ve bir ailenin elinden alarak millete veren sistemin adı.
Başka bişey değil…
Başlı başına yönetim modeli…
Ancak demokrasi değil.
Cumhuriyetler demokrasi ile taçlandırılmıyorsa bir anlam ifade etmiyor.
Düşünün, Sovyetler Birliği’de cumhuriyetti… Ancak millet iradesi partinin iradesiydi.
Düşünün, Irak, Suriye, İran, Romanya, Bulgaristan, Kuzey Kore gibi ülkelerde Cumhuriyetti…
Suriye’de Cumhuriyetin sahibi Esad ailesiydi…
Irak’da Saddam…
Romanya’da Çavuşeşku, Kuzey Kore’de aynı aile yönetiyor… Babadan oğula yönetim devam ediyor.
Çok ülke sayılabilir, başında Cumhuriyet olan ama demokrasinin hak getire olduğu ülkelere örnek olarak…
Cumhuriyette devlet bir aileye, hanedana ait değil, millete ait…
Ancak bu demokrasi ile taçlandırılmıyorsa bir anlam ifade etmiyor.
****
Yeryüzünde hanedanlığın simgesel olarak devam ettiği ve Cumhuriyet olmayan ülkelerde var. Ve bu ülkelerin çoğu demokrasisi güçlü olan ülkeler…
Avusturalya (Federal Meşruti Monarşi)
Belçika (Meşruti Krallık)
Büyük Britanya (İngiltere) (Meşruti Krallık)
Danimarka (Meşruti Krallık)
Hollanda (Meşruti Krallık)
İspanya (Meşruti Krallık)
İsveç (Meşruti Krallık)
Kanada (Meşruti Monarşi)
Lüksemburg (Meşruti Monarşi)
Norveç (Meşruti Krallık)
Svaziland (Meşruti Monarşi)
****
Yeryüzünde Cumhuriyet olan ama demokrasinin kırıntılarını bile bulamayacağını onlarca ülke var.
Tabi krallık ve monarşinin devam ettiği demokrasi ile ilgili olmayan ülkelerde var…
Neymiş monarji ve krallığın sürdüğü ülkeler demokrasi ile de yönetilebiliyor muş!
Neymiş, her cumhuriyetin yolu demokrasiye çıkmıyormuş!
Onun için Cumhuriyete yapılan musamere niyetine yapılmış methiyelerin hamaset dışında bir anlamı yoktur.
Son söz: Cumhuriyet Gazetesi’nin basılması, ve gözaltıların yapılması kabul edilebilir değildir. Bir gazeteci ve bu ülkenin bir yurttaşı ve demokratik bir cumhuriyetin savunucusu olarak yapılanı doğru bulmuyorum. Gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyorum.
