Annesi, kırtasiyeciye “Bir kurşun kalem,” dedi.
Kırtasiyeci, “defterler için,” ne düşünüyorsunuz? Diye sordu.
Anne “kitapları belli değil, onlara göre de defterlerini alırım,” dedi.
Kırtasiyeci, ucu açılmış bir kalemi anneye uzattı. Çocuk, ağladı ve on iki tanesi sarılmış demet halindeki (bir düzine) kalemi, parmağıyla gösterdi ve peşine ekledi. “Bir düzine kalem isterim,” dedi.
Anne “bir kalem,” çocuk “bir düzine kalem” istiyordu. Kırtasiyeci “bir düzine kalemi ne yapacaksın,” dedi. Anneye “Tebrik ediyorum. Çocuğun isteğini kırmadınız ve bir düzine aldınız,” dedi.
Annenin çocuğunun arzu ettiği okul malzemelerini alması, çok güzel bir anlayıştı. Anne “esasında, bu kadar da hoşgörü fazla,” dedi. Buna rağmen çocuğunu kırmadı. Okul ihtiyaçlarını, çocuğunun beğendiği şekliyle almış oldu.
Kırtasiye çıkışı, arkadaşıyla annesine rastladılar. İhtiyaçlar alındı, yarın okullu oldular. Allah zihin açıklığı versin, dediler.
Çocuğun kaleminden bir tane alan anne, kullandıktan sonra yerine kayacağını söylediği halde, çocuk, hayır olamaz, bir kaleme bir demet isterim, diye tutturdu. Kalemliğinde bir düzine kalem, yer alıyordu. Bir kalem alan, bir demet borçlanıyordu. Bu şekilde birer düzine anne ve baba kalemliğe bıraktılar. Çocuğun üç düzine kalemi oldu.
Baba olayı saçmalık gibi görse de zorunlu olarak alıyordu. Öğretmeni de bir gün onu ziyaretine geldi ve bir kalem aldı. Çocuk içeride ağladı. Öğretmeni iki gün sonra bir demet kalem gönderdi. Çocuğun dört düzine kalemi oldu.
Serkan’ın kurşun kaleme olan tutkusu, anlaşılınca ondan bir tane hediye kalem aldım. Aldığım kalemi, saklayacak ve öğrenciden bir kalem ve öğrenciye bir düzine kalem diye sardığım kâğıda tarihiyle birlikte yazacaktım.
Sınıfın birincisiydi, öğretmenlere göre yarının bilim adamı olacaktı.
Serkan’dan tüm öğretmenler bir kalem alıyor ve bir düzine sarılı kalem veriyordu. Bu durumda Serkan, on iki tane ikişerli deste kaleme sahip oldu.
Serkan mühendis olduğunda, ziyaretine gittim. Altı tane kalemliğinde on ikişerli deste kalemleri vardı. Aynı tutku devam ediyordu. Kurşun kalem fakat ucu kesilmiş olacaktı.
Kalemliklerine birer tane kurutulmuş kırmızı gül astım. Kalemler yeşil ve güller kırmızıydı.
Bire karşı, bir düzine kalem.
Hasan TANRIVERDİ























