Pencereden gözleyen bir çift gözdü. Bir çift kara gözden kaldırım taşlarına sığındım. Taşların çizgilerine basmadan sığıntı gibi geçtim. İzleyen bir çift göze karşı. Sevgi yüklü o gözler.
Önümde giden bir çift gözdü. Bakmıyor fakat uzaklaşıyordu. Ufuk için dalgalardı engeli. Taşların çizgileri adımlarıma denk gelmeseydi. İki basamak yükseldim, zilin sesini ancak duyabildim. Koridoru geçtim ve bir uğultu duydum, sarsıldım.
Bir çift göz için geri baktım, görmeyi ummadım fakat yine de kontrol ettim. Zil erken çaldı, dalgalar hep aynı kaldı. Bir çift göz için.
Siyah gözler duygu yüklü, hüzünlü ve kaldırımlar nemli. Bir kâğıt atıldı önüme, dikkate almadım yürüdüm. Bir çift göz desem, bakmış, görmüş olur mu? Masaya oturdum, kaldırımda yürüyor gibiydim, yüzüm soldu, gözlerim nemlendi ve kitaplarımı aldım.
Ruhunun isyanını hissetmedi, yüreğinin sesini dinlemedi, geçmedi kaldırımdan ve peşimden. Sevgi tohumları yeşermedi içinde ve kalbinin derinliğinde. Sınıfa kitapları da getirdim ve sorularla öğrencileri denedim.
Bir çift göz, serada çiçek açmamış gibiydi. Yoksa açmadan mı solmuştu. Gülmesini aradım bir çift kara gözün.
Bir tutkuydu bir çift göz, bir neşeydi bir çift göz. Yazıya dökülmüş dünya, yaşayan dünya.
Dalgaları aşmadan sefasını süremezdi kaldırımın, taşların çizgilerine basmadan adımların.
Bir çift göz ve bir dünya.
Vahada bir çift göz, samimi bakandı.





















