“Bindikleri Dalı Kesenler” Kimden Yana?…

AK PARTİ Mayasından uzaklaşan, mayaya kir,pas, leke sokmak isteyenlerin sayısı çoğaldı. San ki bir projeymiş gibi; birileri tarafından yönetilen, servis edilen, belki de FETÖ çetesinin bir oyun/tuzağı gibi işleyen acayip/garaip olaylara şahit oluyoruz.
Kanla/Canla/İmanla/İrfanla kazanılan Cumhuriyetimizin 94. Yıl dönümü kutlamalarında; Belediye başkanlarının sanki kasıtlıymış gibi yüz binler ödeyerek sahnelere çıkardıkları yosmalar, tartışılabilen direktiflerle başkan istifaları, teşkilatlarda kırılma ve çatlamalar, rahatsızlıklar, mayadan ayrılan kirlenme ve sulanmalar, AK Parti’ye kan kaybettiriyor gibi geliyor bana…
Bardağı taşıran bir damla daha…
Doğan medyasının başını çektiği Oda TV, Birgün, Evrensel, Cumhuriyet ve Sözcü tarafından son dönemlerde kamuoyunun yakından bildiği İslam alimlerine yönelik gerçekleştirilen itibar suikastlerinde başı çekerek, İlahiyatçı Dr. İhsan Şenocak hocayı hedef haline getirmişti. Şenocak’ın söylemlerini bağlamından kopararak provakatif başlıklar atan şer medyası adeta bir itibar suikasti gerçekleştirmiştir.
İlahiyatçı Dr. İhsan Şenocak, ayetleri ve sahih hadislere dayanarak tesettür konusu ve Müslümanca yaşamak üzere önemli açıklamaları azgın azınlık tarafından bir türlü hazmedilemedi. Bu sistematik baskının ardından Şenocak’ın, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Samsun Aşıkkutlu Eğitim Merkezi’ndeki görevinden açığa alındığı ortaya çıktı.
Ağlar mısın, güler misin, şaşar mısın, çıldırır mısın?… Pravda kopyası gazeteler, malum medyanın çamur ve pislikleri üzerine; Diyanet İşleri Başkanlığı nasıl olur da bu hataya düşer. Veya ihanet çemberi içine girer?…
Reis, Başbakan ve ilgili Bakanların bu olaydan haberi var mı?…
Sevinç naraları atanların operasyonu olarak kabul edilen, Millȋ ruh ve heyecanda büyük infialler meydana getiren olay, vicdan sahibi medyada büyük ses getirdi, yer aldı.
İlmi ve Fikri Araştırmaları Merkezi (İFAM) Kurucusu da olan İlahiyatçı Dr. İhsan Şenocak, açığa alınma gerekçesi olarak tesettür ile ilgili yapmış olduğu açıklamaların gerekçe gösterildiğini belirtti. Varoluş gayesinin İslam’a hizmet olduğunu kaydeden Şenocak, “Tesettürle ilgili konuşmamız ve onlarla alakalı rahatsızlıklar nedeniyle açığa alındığım yönünde tebligat geldi. Tesettür üzerine yaptığımız konuşmalar ve onların belli kesimlerdeki değerlendirilmesi neticesinde böyle bir karara varılmış. Bu benim için bir şereftir” dedi. Büyük müctehidlerin de bu tarz saldırılara maruz kaldığını kaydeden Şenocak, “İmam Ebu Hanife kırbaçlanarak ruhunu Allah’a teslim etti. İmam Malik yaşlıydı ama ona rağmen vurdular, omuzlarını çıkardılar. İmam Şafi’yi zincire vurdular, Yemen’den Bağdat’a götürdüler. Ahmed Bin Hanbel kırbaçlandı. Allah onun yolunda, ayetlerini müdafaa yolunda, Efendimiz’in sünnetini anlatma noktasında bizi de şereflendirsin. Ahiretimize beraat olsun” ifadelerini kullandı.
“Ayet ve sahih Hadis tek kaynağımız” diyen Şenocak; “İlmi manada karşımızda durmayanların şu anda sevinç çığlıkları atamaları bunun kimin adına yapılan bir operasyon olduğu, kimlerin bunu zafer olarak değerlendirdiği noktasında belki bir kriter olabilir. Şunu söyleyeyim ki; konuşurken yazarken mutlaka bir ayeti ve ya sahih bir hadisi referans alırım. Ya da müçtehid imamların içtihadlarını, dört mezhebin büyük fakihlerinin içtihadlarını referans dayanak noktası görürüm. Allah’ın izniyle tesettürle ilgili ifadelerim de ayete ve hadise dayanıyor. Bizim varoluş gayemiz budur. İnşallah Allah bizi bu vazifeyle ölene kadar şereflendirir. Ahiretimize beraat olsun”şeklinde konuştu.
İnananları itidale davet ederken, İhsan Şenocak’ın kimliği hakkında kısaca bilgi verelim:
1974 yılında Samsun’da dünyaya geldi. İlkokuldan sonra hafızlık yaptı. 1994’te Samsun İmam Hatip Lisesi’nden 99’da Ondokuzmayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Okul yıllarında muhalled usulde İslâmî ilimler okudu.
2002’de Diyanet İşleri Başkanlığı İstanbul Haseki Eğitim Merkezi’ni bitirdi. 2004 yılında OMÜ İlahiyat Fakültesi İslâm Hukuku Anabilim Dalında “İslâm Hukuku’nda Taklit” konulu teziyle yüksek lisans yaptı.
Aynı fakültede “İslâm Hukuku’nda Örfün Hükümlere Etkisi” adlı tezini tamamlayarak doktor oldu. Diyanet İşleri Başkanlığında farklı kademelerde görev yaptı.
1996 yılında Yedibeyza dergisini neşretti. 2005-2010 yılları arasında yayımlanan İnkişaf dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Milli Gazete ve Yeni Şafak’ta müstear isimle dizi ve düşünce yazıları yazdı.
2008’de Tv5’de “köprü” programını hazırlayıp sundu. Ülke tv ve çeşitli kanallarda programlar yaptı.
Müstear isimlerle farklı türlerde çok sayıda yazı kaleme aldı. Kurucusu olduğu ve kısa adı İFAM olan İlmi ve Fikri Araştırmalar Merkezi’nde tefsir, hadis, fıkıh, akâid, usûl, nahiv, mantık, kavâid ve makâsıd gibi temel ve yardımcı ilimler okutmakta, ayrıca araştırma merkezindeki hocalarla birlikte aylık ilim, fikir ve hareket dergisi olan Hüküm Dergisi ’nin ve İFAM‘ın aylık olarak Arapça neşrettiği “ألمجلة الحميدية/el-Mecelletü’l-Hamidiyye” dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapmaktadır.Evli ve 3 çocuk babasıdır.
Tekerleğin tümsekten çıkıp, başlayan dirilişle, yeni bir İstiklal Savaşı kazanan aziz milletimizin hızlı gidişini hazmedemeyen iç ve dış düşmanlar, şer odakları, beynelminel emperyalistler; 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra da durmayacaklar, daha çok kuduracaklar, yeni oyun ve tuzaklara başvuracaklar hepimiz biliyoruz.
Önemli olan itidalle, imanla, ihlasla, âzimle, vahdetle, tevhitle dimdik ve diri ayakta durmak, mücadeleye devam etmektir. Düşman ayni düşman, şer ayni yılan, Haçlı zihniyeti ayni zihniyettir. Bunlara yalaka ve yağdanlık yapanların da aynidir.
İman kalesi ile ayakta duran son kale ve son karakolu yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecek, Şeytan başarılı olamayacaktır. Allah böyle buyurur, Peygamber böyle söyler. Hak gelince, bâtıl her zaman zâil olur. Biline..