Yaşadığı bir travma nedeniyle, doğal hayatı seçmişti. Bunun için barınak ve koyun satın aldı. Barınakla tepenin arkasında karşılaştı. Hayal dünyası onu Toros’un yamaçlarının ardına attı, diyenler de vardı.
Özlemler, kırgınlıklar ve küçük sevinçler yamacın arkasına çok az uğruyordu. Doğanın doğallığı, yaşanılanları dengelemek, için her gün biraz daha net sinyaller veriyordu.
Yüksek okulda jeoloji okumuş, diyorlardı. Yeryüzü şekillerini, teknolojik olayları ve depremleri inceliyor, diye söyleniyordu.
Koyun barınağında kendine de bir yer yapmıştı. Yaz kış orada kalıyordu. Soğuğa kendine göre bir çare bulmuştu. Kayalardan topladığı yosunlarla kaldığı yeri izole etmişti. Küçük sobası bile ısı işlevini başarıyordu.
Depremi yolu düşenlere anlatıyordu. Depremin dili olmanın peşindeydi. Onun için barınağa kim gelirse onlardan kitap istiyordu.
Yaşadığı yoksulluğu, okuyarak yenmeye çalışıyordu. Hayvanlarının katkılarıyla ayakta kalıyordu. Kurt köpeği, her şeyiydi.
Toros dağlarına gezimize hazırlanırken, “barınak” gündeme geldi. Hikâyenin içine mi girecektik. Çünkü, Jeoloğun barınağı, ilginç görüşmelere neden oluyordu. Bilgini görmek istiyorduk. Böyle bir duyguyu yaşamak ve ziyaretimizi gerçekleştirmek, hepimize çok iyi gelecekti.
Hikâyeye dönmeden, yaşantısının büyüsünü yerinde tatmak amacındaydık. Bilgin kara ışığın altında, gecesini gündüzüne katıyor ve okuyordu.
Bilginle barınağın dışında karşılaştık. Yüzü gülüyordu. Işıldayan gözleri, çok şeyler anlatmak ister gibiydi. Kendisine gönderilen elbiselerin üst üste giyilmesiyle oluşmuş bir bez yumağı gibi bize bakıyordu. Kimseyle bir bağıntısı ve kırgınlığı yoktu.
Doğaya olan sevgisinde, kitapları ve defterleri önemli yer tutuyordu. Bilgin, bizden de kitap istedi. Jeoloji kitabının adını da arkadaş yazdı. Kitapları nasıl göndereceğimizi de anlattı. Köyünün muhtarı ona iletiyormuş.
Bilgin doğaya her geçen gün biraz daha bağlandığını söyledi. Hayatın kurallarını ciddiye alıyorum, onun için yaşantıma dikkat ediyorum, dedi.
Tepeyi aşmak için yürüdük. Gücümüzün tükenmiş olmasına rağmen, tırmanmak zorunda kaldık. Yer hareketleri dünyanın oluşumu ve ilginç yeryüzü şekli, dedik.
El salladık, yalnız baktığının farkında değildik.
Hasan TANRIVERDİ























