Geçen yıl bu zamanlar terör uzun bir aradan sonra yüzünü yeniden göstermişti.
Bir yıldır acıların üzerine acı ekliyoruz.
Yitirilen canlar varken, buralarda bizim ahvaller değerini yitiriyor elbette. Gaziantep’de çocukların cesedi taşınırken,
yurdun batısında mutlu olmak kelimesi bile ağır geliyor.
Ağıtları biz yakalım
O masumların kahrını yüreğimizde taşıyalım.
Askerimiz, gençlerimiz bu ülkeye siper olsun.
Evet ama yeter ki siyaset artık bir çözüm bulsun.
Siyasetçiye esefle kınamak yetmez.
Siyasetçi sadece savaşla çözüm önermez.
Vekillerimiz ne kadar farkında bilemiyorum ancak her toplumsal acı sırtlarına binen yük demektir benim için.
Önümüzdeki yıl da İzmir Enternasyonal Fuar’ının öncesinde benzer acılara tanık olmak istemiyoruz.
Barış, demokrasi ve kardeşlik yolunda kalıcı adımların atıldığına tanık olmalıyız.
85. İzmir Entenasyonal Fuarı’na bu buruk atmosferde hazırlanıyor maalesef İzmir.
Sayılı günler kaldı.
İTİCİ GÜÇ
Enternasyonal fuar biraz nostalji, çokça gelenek, farklı bir tat ve İzmir’e eşsiz bir renk demek.
Şüphesiz yetkililer, ‘ülkede kimsenin eğlenceye dayalı fuar görecek hali yok’ diyerek kültürel aktivitelere odaklı anlayışla gece gündüz hazırlandılar.
Tiyatrolar, sanat sokağı, atölyeler birçok etkinlik gerçekleştirilecek. Folkart sponsorluğundaki gösterimlerin, tiyatro oyunlarının fuara bu yıl farklı hava katacağına inanıyorum.
Yeter mi! Hayır.
Keşke fuar bu yıl da tüm bunları örtecek dev bir göçebe çadırına çevrilmese.
Geçmiş yıllara damgasını vuran, birbirine geçmiş kokular, plastik tabak bardak yığınları kirlenmiş sandalyeler arasında dünya mutfakları yapmasak mesela.
Köşe başı adana kebaplı, kokoreç dumanlı, yatık dönerli o karmaşa bu yıl karşımıza çıkmasa.
Ne kadar seyyar satıcı varsa, fuarda toplanmış izlenimi vermesek.
Umarım bu beklentiler dikkate alınmış bir enternasyonal fuar karşımıza çıkar.
Geçmiş yılların deyimiyle ‘Beynelmilel Fuar’ İzmir için itici güçtür.
Büyükşehir Belediyesi Kültürpark’ı yeniden tasarlıyor. Birbirinden şık tasarımlar kente tanıtıldı. Kültürpark yeşil alanlar, donatılar yönünden hayli çekici olacak.
Ancak düzenlemede enternasyonal yan da unutulmamalı.
Her ülkeye ait çiçeklerden oluşan dünya bahçeleri ya da ülkelerin sanayi gücünü oluşturan ürünlerden simgeleri biraraya toplayan bir alan veya başka bir konseptle uluslararası yan korunmalı.
EŞSİZ MİRAS
EXPO’ları İzmir’in adaylığından bilirsiniz, dünya fuarcılığı anlamına gelir. 1851’de başlayan uygulama büyüyerek bugün dünyaya ve özellikle Fransızlara milyon dolarlar kazandırıyor.
1923’te daha Cumhuriyet kurulmadan, iktisat kongresi ve 1927’de ‘Dokuz Eylül Mahalli sergisiyle’ tüm ülkelerden önce fuarcılığın temellerini attık ve aslına bakarsanız EXPO’ların bugünkü mantığını o yıllarda başlatmışız.
Bu yön bize artık tarihi mirastır.
MAN, Mercedes Otobüslerini sergilemekle uluslararası fuar yapılmıyor.
“Ah vah nerede o eski fuarlar” diyerek vakit kaybetmek de nafile. Herşey döneminde güzel.
Ulusal değerini yitirmeyen, özen ve vizyonla geliştirilen bir fuar İzmir’in hakkı.
Az kaldı, umarım bu yıl ‘Enternasyonal Fuar nihayet yeniden gelişiyor’ diyebiliriz.
