Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Hüseyin ŞENGÜL

Beylikdüzü’nde Heykele Saldırı

Hüseyin ŞENGÜL Yazar Hüseyin ŞENGÜL
25 Mayıs 2017
Hüseyin ŞENGÜL
0
402
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kırk yıl düşünsem bir Denktaş heykelini savunacağım aklıma gelmezdi! Aslında heykeli savunmuyor, heykele yapılan saldırıyı kınıyorum.

Okumayan bir toplumun bu kadar politikleşmesi tehlikelidir. Çünkü bu politik yüzeysellik, ideolojik körlüğün bir yansıması olarak tarih bilincinden, sanattan ve kültürden yoksunluğun ve çarpıklığın göstergesidir. Sığ, slogan ve simge düzeyindeki politikleşme, müzakere yerine münakaşayı esas alır.

Bu temel sorunun kaynağı toplum gibi görünse de aslında devlettir. Devletin ideolojik aygıtları yani eğitimden dine, tarihten coğrafyaya, sanattan edebiyata, simgelerden kültüre dek geniş bir alanda bireyi şekillendirmeye ve ona resmi görüşü enjekte etmeye çalışır ki, Türkiye Cumhuriyeti bu bakımdan başarılıdır.

Devletin ideolojik yapısının heykel sanatına yansımasının neredeyse tamamı siyasi figürler üzerinedir. 12 Eylül askeri darbesi döneminde Atatürk heykelleri yapımı o kadar çığırından çıkarıldı ki, yapılanların heykel sanatıyla bir ilgisi kalmadı. Amorf, donuk, stilize etme adına aslından uzak tipleştirmeden ibaret Atatürk heykelleri, bir propaganda dayatması haline dönüştü. Çok sayıda Atatürk heykeli dikmekle Atatürkçü, çağdaş, modern falan olunmuyor! Önceden yapılan Atatürk heykellerinin bir bölümü gerçekten de heykel sanatının içinde değerler ifade ederken, hele şu son yıllarda yapılanlar çok kötü ve itici birer şekilsizliklerden ibaret. Çünkü heykelde kompozisyon ve estetik yok. Dolayısıyla heykelde ‘ruh’ yok!

Bu kadar çok sayıda Atatürk heykelinin yapılmasının altında cumhuriyetin demokratikleşmesini istemeyenlerin heykel üzerinden hegemonya kurma düşüncesi yatmaktadır.

1980’lere gelene kadar cumhuriyet döneminde az sayıda da olsa değerli heykeller yapıldı.50. Yıl Anıtı, Güzel İstanbul, Akdeniz Heykeli, Kuşlar Heykeli, Periler Anıtı, Kibele Çeşmesi, Kadıköy’deki Boğa Heykeli ve diğerleri.

Bu heykellerin bir kısmını AKP’li belediyeler müstehcen diye kaldırdı. Melih Gökçek Periler Anıtı için “Tükürürüm böyle sanatın içine” dedi. Bunlardan da bu beklenirdi zaten!

Devletin ideolojik yapısı AKP iktidarıyla birlikte bu kez de Osmanlı tarihini ve geleneği öne çıkaran heykeller, rölyefler yapmaya ağırlık verdi. Ortalık heykel adına bir yığın garip, amorf, itici şekillerle doldu. Bir yandan da yukarıda örneklerini verdiğim türden değerli heykelleri yok etmeye çalışıyor. Bu iktidar da madalyonun diğer yüzü olarak heykel üzerinden hegemonya kuruyor. Otoriter rejimlerin ortak özelliği.

Sonuçta heykelcilik, siyasetin simgeler üzerinden yürütülmesinin bir aracı haline geldi. Hal böyle olunca bir sığlaşmadır devam ediyor. Heykelin anlatım sahası bir resim, müzik, roman, tiyatro, sinema sanatı gibi geniş, etkin ve kapsamlı değildir. Kompozisyonu ve ifade imkanları bu dallara göre epeyi sınırlıdır. Yine de bir heykelin kompozisyonu, estetiği bir soyutlama düzeyine erişmişse, diğer bir deyişle bunlar bir soyutlamanın ürünü olarak işlenmişse, o heykelden konusuna göre çok şey çıkarsanabilir.

Heykelden pek anlamam. Dolayısıyla bu konu üzerine daha fazla ahkam kesmeye kalkışmak, destursuz bağa girmek gibidir. Saygısızlıktır…

Heykel konusu için niye bu kadar devletten, ideolojiden, resmi tarihten söz ettik?

Beylikdüzü Yaşam Vadisi’ne yapılan Rauf Denktaş’ın öne çıkarıldığı Kıbrıs kompozisyonlu bir heykel-rölyef çalışması da, bu çalışmanın vandalist bir saldırıya uğraması da işte yukarıda kısaca yazdıklarımın bir ürünüdür.

Yaşam Vadisi parkında bu heykelden başka bir de Çanakkale konulu daha büyük bir heykel-rölyef çalışması olacakmış. Bana göre böylesine güzel düzenlenmiş bir parkta bu tür siyasi figürlerin yer aldığı heykellerin bulunması gereksiz. Buralarda insan-insan, insan-doğa, insan-hayvan, özgürlük, mutluluk, yaşama sevinci gibi konular üzerinden üretilecek kompozisyonlara sahip heykeller yapılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum. Böylesi yöntemlerle bu kadar çok politikleşmek insanı sınırlıyor!

Bu benim düşüncem. Başkaları da başka tarzda düşünebilir. Bu bakımdan Beylikdüzü Belediyesi de söz konusu heykelleri uygun görmüş ve yaptırmış. Bu başta Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve yönetimin taktiri. Bu heykeller konusunu eleştirmek ve uygunsuz bulmakla birlikte, heykele saldırının da karşısında olduğumun altını çizmek istiyorum.

Heykele saldırı, heykel bahanesi üzerinden Başkan Ekrem İmamoğlu’na ve CHP’ye saldırıdır. Heykelin kompozisyonu hakkında bilgiye sahip olmayanların tarih bilinci ya yoktur ya da çarpıktır. Milliyetçiliğini tarihe yaslayanlar, tarihi bilmezlerse nasıl bir milliyetçilik üretmiş olurlar? Osmanlıcılığını tarihe yaslayanlar, tarihi bilmezlerse nasıl bir ecdat edebiyatı üretmiş olurlar?

Bunlar bir fikir üretemezler! Fikir üretemedikleri için şiddet üretirler! Şiddeti siyasetin bir aracı olarak kullanırlar. Bunun yüzlerce örneğini yaşadık, yaşıyoruz.

Heykel-rölyef alanının çok küçük bir kısmını kapsayan Makarios* rölyefini görüp de heykelin tümünü görmemek, ağacı görüp ormanı görmemek gibidir. Bir insan bütünü görmeyen bir açıya sahip değilse, onun tarih bilinci nasıl olur?

Bir anlaşma masasının anlatıldığı rölyef çalışmasında Makarios’un bir taraf olarak bulunmasının nesi yanlış? Bir Türk düşmanın orada ne işi varmış diye saldırıyorlar değil mi?

Lozan’daki düşmanlarımızla yapılan görüşmelerin resimlerle, rölyeflerle anlatılmasına ne diyeceğiz?

Bir Türk düşmanı Venizelos’un elini kim sıktı?

Bir Rus düşmanı olan Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’ya, Ruslar tarafından esir alındığında ona büyük bir saygı duyarak kılıcını iade eden Türk düşmanı kimdir?

Çanakkale’de yaralı bir İngiliz askerini taşıyan Mehmetçik heykelini bilmiyor musunuz?

Çanakkale Şehitlik Abidesi’nin rölyeflerinin birinde Türk ve İngiliz subayları el sıkışıyorlar. Bu iki düşman nasıl el sıkışabilir değil mi diye sorduğunuzda sizin tarihten bihaber olduğunuzun kanıtıdır.

Zaten tarihten bihaber olduğunuz için bu heykele saldırdınız. Makarios’un orda ne işi varmış?

Bu nasıl bir tarih bilinci çarpıklığıdır?

Bu nasıl bir kör milliyetçiliktir?

Körlüğün en iyi göstergelerinden birisi, Makarios rölyefine yapılan tahribatın aynısının Fazıl Küçük rölyefine de yapılmasıdır!

Beylikdüzü’ndeki kimi AKP’lilerin bu olay üzerinden İmamoğlu’na ve CHP’ye saldırılarının neresinde bir tarih ve heykel bilinci var?

El insaf!

Bu saldıranlara soruyorum; Kıbrıs üzerine kaç kitap ya da makale okudunuz?

Makarios ve Yunanistan cuntası üzerine birkaç not

Makarios, Yunanistan’da faşist cuntaya karşı olan bir siyasetçi papaz. Bir ara ENOSİS’i savunan ama daha sonra 1960’larda bu tavrından vazgeçen ve İngilizlere direnen bir insan. Elbette Makarios bir Rum milliyetçisi ve bu anlamda da adadaki Türklere karşı onları Rum egemenliği altına almaya çalışan bir siyasetçi.

Peki, Makarios’u devirenler kimler?

EOKA’cı faşistler!

Bunların kökü İkinci Dünya Savaşı’nda Yunanistan’ı işgal eden Nazi ordularıyla işbirliğine dayanır. Savaşın sonuna doğru Atina’yı kuşatan Yunanistanlı Komünistler bu faşist güruhu bulundukları garnizonda teslim almak isterler. Atina’ya daha önceden giren İngiltere Almanya ile iş birliği yapan bu faşistlerin bu kez kendi işlerine yarayacağını hesap ederek buna izin vermez. İngiltere bu çeteleri kullandı. Yunanistan’daki darbeci siyasetlerin bir aparatı olan bu güruh, 1950’lerin ortalarından itibaren Kıbrıs’a sevk edildi.

Neden mi?

Çünkü Yunanistan iç savaşında yenilen Komünistlerden ve solculardan sağ kalanların büyük bir kısmı Kıbrıs’a gittiler. Kıbrıs AKEL (Emekçi Halkın Partisi) partisinin gücü buradan ileri gelir. Kıbrıs’ta İngiliz egemenliğine karşı mücadele başlatan Rumların bu mücadelesini engellemek için EOKA’cılar darbecilerin desteğinde Kıbrıs’a gönderildiler. Bu faşist çetenin başındaki Georgios Grivas’tır. Bu çete oradaki ırkçı Rumlarla birlikte Kıbrıs’taki bu sol ve demokrat kesimlere karşı mücadele etti. Bu mücadelede Türklere saldırıp katliamlar yaparak çatışmayı derinleştirerek diğer Rumları yanlarına çekmeye çalıştılar. Böylece bir taşla iki kuş vuracaklardı: Hem Türkleri ezecekler hem de İngiltere taraftarlığında ve Yunanistan hegemonyasını ENOSİS bağlamında kuracaklardı.

Makarios’u kim devirdi?

EOKA-B örgütünün lideri Nikos Samson!

Onun arkasındaki asıl güç ise, Grivas ve onu destekleyen Yunanistan cuntalarıydı!

Bu süreci anlamak için bu işin başlangıç noktalarından biri olan İkinci savaştaki Yunanistan’da olanlara uzanmak gerekiyor. Bunun için de en iyi kaynaklardan biri Dominique Eudes’in “Kapetanos-Yunanistan İç Savaşı” kitabıdır.

Kıbrıs meselesinin bir başka başlangıç noktası ise, İngiltere faktörü nedeniyle Michel de Grece’nin Milliyet yayınlarından çıkan “II. Abdülhamit” kitabı değerli bir kaynaktır.

Kıbrıs’ın II. Abdülhamit eliyle 93 Harbi sırasında nasıl İngiltere’ye verildiğini objektif olarak anlatır.

Yazıyı bu noktalara kadar uzatmamdaki amaç, vandallara ve iftiracılara karşı savundukları siyaset hakkında bile ne kadar sığ ve boş olduklarını yüzlerine çarpmaktır.

Kırk yıl düşünsem bir Denktaş heykelini savunacağım aklıma gelmezdi! Aslında heykeli savunmuyor, heykele yapılan saldırıyı kınıyorum. (HŞ/HK)

* Mihail Hristodulu Muskos ya da bilinen adıyla Başpiskapos III. Makarios

Paylaş
Önceki Yazı

Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin Bildirim Süresi Uzatıldı

Sonraki Yazı

Aliyyü’l Mürteza

Hüseyin ŞENGÜL

Hüseyin ŞENGÜL

İlişkili Yazılar

Yeni Bir Anayasa (mı?)
Hüseyin ŞENGÜL

Yeni Bir Anayasa (mı?)

17 Eylül 2023
5k
Çivisi Çıkmış Dünya
Hüseyin ŞENGÜL

Çivisi Çıkmış Dünya

09 Temmuz 2023
5k
Prens ve Hayal Kırıklıkları
Hüseyin ŞENGÜL

Prens ve Hayal Kırıklıkları

11 Haziran 2023
5k
28 Mayıs Seçimi Üzerine
Hüseyin ŞENGÜL

28 Mayıs Seçimi Üzerine

01 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Aliyyü'l Mürteza

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap