Biliyoruz, ABD vatandaşı bir rahip Türkiye’de tutuklu. Birkaç gün önce ev hapsine çevrildi cezası.
Son yıllarda yargı verdiği kararlarla büyük oranda güven kaybına uğramışsa da bir karar vermiştir. Ve bu hukuki karar herkes için bağlayıcıdır.
ABD başkanı tramp başta olmak üzere, bu tutukluluk uluslararası krize dönüştürülmüştür. Verdiği bir beyanda , “Türkiye, ABD vatandaşlarının tutukluluk haline son verinceye kadar kredi vermeyin, verdirmeyin” diyor.
Peşinen söyleyelim ki; bu siyaseten de, hukuken de bir ülkenin onuruyla oynamaktır. Muhatap aldığı ülkeye dominyon ya da tutsak muamelesi yapmaktır.
Buraya kadar Türkiye’nin her kesiminden gösterilen tepkileri içtenlikle desteklemeyi yurtseverliğin gereği olarak görüyoruz..
ANCAK;
İşte söyleyeceklerimiz de bu “ancak” sonrası…
Star Gazetesi’nin niteliğini bilmeyen yok. O gazetedeki köşe yazarlarından birisi Nuh Albayrak bir köşe yazısıyla güya Tramp’a cevap veriyor. Ne var ki; cevabı doğrudan Tramp’a göndermek yerine, kendi ülkesinin geçmişine yönelik yıllardır zihninin arka planında biriktirdiği kin nefret ve öfkeyi de cevapla birlikte kusuyor.
Bugünün yönetimini kutsarken, geçmişin yöneticilerine ağır küfürler ediyor. İşte kelimesi kelimesine o paragraf:
, “Türkiye’yi artık ‘o çocukları’ yönetmiyor. Ne pahasına olursa olsun ABD, Türkiye’nin bağımsız bir ülke olduğunu öğrenmesi gerekiyor. Ve öğrenecekler…”
Şimdi soruyorum, Türkiye’nin bağımsız devlet olmasını istemeyen “o çocukları” kim.
Sormayacak mı bu ülkenin Cumhuriyet savcıları?
Ve yetmiyor!. Gösterilen tepkiler üzerine ikinci yazısı ile küfrü pekiştiriyor. Diyor ki; ABD’nin “o çocukları” günümüzde ne kadar da çoğalmış…”
*
Bu ülkenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, havasını teneffüs etmiş bir duyarlı vatandaş olarak, yönetimde hiç payım olmasa da, hakaretin ve küfrün, payıma düşenini kendisine misliyle iade ediyorum.
Ve bir şey daha… ’68 kuşağı ki ben de o kuşağın bir neferlerinden birisiyim, 6. FİLO’ya karşı çıkıp Amerikan askerlerini denize dökme mücadelesi verilirken, 6.FİLO’yu kendilerine kıble yapıp namaza duranlar kimlerdi!?.
Ayna hilesiz bir yansıtma aracıdır. Bakmasını bilen görecektir gerçeği. Bu böyle biline Bay Nuh Albayrak!…
Mehmet Halil Arık