Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Mahmut Celal ÖZMEN

Ben Diyeyim Mahalle Sen De Memleket..

Mahmut Celal ÖZMEN Yazar Mahmut Celal ÖZMEN
16 Şubat 2010
Mahmut Celal ÖZMEN
6
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

…Peşinden gelen adam daha ciddi o da sakallı, o sünneti falan bilir, yalnız o da kendi için yaşar. Etrafındakilere biraz acır ama nazik değildir… Belli ki kitabın yarısında henüz.. Allah tamamına erdirsin…

-Adı ümmet olan şu kalabalıkların bir portresini çizelim mi, ne dersiniz?

-İyi de nasıl?

-Aklıma bir fikir geldi. Bizim mahalle memleketin kopyası sanki.

-Haydi, gidelim o zaman.

-Yoo, asıl kopya bizim mahalledir. Hem beni mahalleye kadar bırakırsınız, hem de portrenizi çizersiniz.

-Mülayim amcamın hatırı var, buyurun gidelim.

-İşte geldik burası bizim mahalle, kim çizecekse portreyi, buyursun.

-Hayır, biz portre çizelim derken ana hatlarıyla tanıyalım demek istedik. Şimdi sen kısaca tanıtacaksın bu mahallenin insanlarını bize.

-İyi, ondan kolay ne var.

-Bakın takkeli bir adam; kesin tarikatçıdır, hangisinden acaba ?! Sakalı da var bir de ağzında sigarası! Adıyaman Nakşisi bu ben bilirim, sırf şeyhi sigara içerdi diye sigaranın tadını çıkarır bunlar.

-Tahminde bulunmayın lütfen, bildiklerinizi konuşun.

-Peşinden gelen adam daha ciddi o da sakallı, o sünneti falan bilir, yalnız o da kendi için yaşar. Etrafındakilere biraz acır ama nazik değildir. Eline bir günahkâr düşmeye görsün, kasabın deriyi sevdiği gibi güçlü bir muhabbetle sever onu. Belli ki kitabın yarısında henüz.. Allah tamamına erdirsin. Bakın şu parlak yüzlü çocuk, incecik de bıyığı var, sakallılara pek hoş bakmıyor, selam bile vermedi, biraz utangaç biraz da ajan gibi baktı geçti, tanıdınız mı? Nurcu bunlar nurcu. Bunların da birbirlerini kötüleyen, kendini üstün sayan üç beş çeşidi var. Peygamberin sadece adı geçiyor sohbetlerinde lakin okuyup da anlamadıkları kitapları yazmış, bir adam var, üstadmış adı, onu çok seviyorlar. Bak kibirli bir adam geliyor, kravatlı, bıyıklarını biraz inceltmiş, bir de bunların bıyıksız ve kel olanları var TV. ye de bol çıkarlar. Bunlar da felsefeci Müslüman. İlahiyatta öğrenmişler din felsefesini, akıllarını beğendikleri kadar hiçbir şeyi beğenmezler ya, kullansalar bari! Sadece onun bunun dediğini ezberleyip birbirleriyle münakaşa ederler, ömürleri hep Müslümanlarla didişmeyle ve insanların aklına şüpheler atmakla geçti, şeytanın yaptığı gibi. Bunların içinde peygamber postacıydı diyenler bile var. Şu gelen bey de cuma kılmaz. Hükümeti sevmedikleri için kılmıyorlarmış, biz bu hükümetleri tanımayız diyorlar. Evin tapusunu aldı, işyeri de var, vergi-bağkur; gününü sapıtmaz cayır cayır öder, sosyal hakkı var diyor. İşte bu yüzden cuma namazı kılmıyorlar. Galiba bunlar da laik ama biraz karıştırıyorlar gibime geliyor.

-Mülayim amca niçin Müslümanları bu denli eleştiriyorsun?

-Elhamdülillah biz de Müslümansız fakat siz demediniz mi adı ümmet olan şu kalabalıkların portresini çizelim diye. İşte bu ümmeti oluşturan fertler bizim mahallede bunlar, isterseniz sizin mahalleye gidelim.

-Hayır, lütfen devam edin.

-Şu hacı emmi de cami cemaati, bir vaktini sapıtmaz. Bu seçimde dinsiz oğlana oy verdi. ‘Öyle deme yavrum Türkiye’de yaşıyor ya demek ki Müslüman’ diyor. Beni en çok şaşırtan şu adam, geçen gün tanıştık dini bir yaşantının gerekliliğinden konuştuk, ahlaklı bir toplum yetişmesi için beni hükümet yapsalar her şey hallolur demişti. Bir gün sonra hanımı ve kızı yanında gördüm onu, o da beni gördü hiç yüzü kızarmadı, galiba onları mankenlik yapacakları elbiselerle podyuma yetiştirecekti ki acele gidiyordu. O benimle dalga mı geçmişti yoksa memleketin ahlakını böyle mi halledecekti hâlâ anlayamadım. Al, bu da imamın kızı. Önceleri okulu bırakmasın diye saçını örtemedi. İmam, akıllı adam, ‘Müslümanlar her köşeyi kaptırsınlar mı zalimlere demişti’, haklıydı okutmalıydı kızı ama köşe kapalım derken, kızı hippilere kaptırdı. Oysa ne mütevazı, ahlaklı insanlar dünürlüğe gelmişlerdi. Şu ikisi birbirinden hiç ayrılmaz. Ayrı partileri tutarlar, ayrı futbol takımlarını. Dırdırları hırgürleri hiç bitmez. Konuşacak laf kalmazsa biri hükümet olur, biri muhalefet, memleket işlerini yürütürler. Onları birbirine bağlayan tek şey okey masasıdır.
¬ Şu kulaklarını dünyaya tıkamış olan genç, öğretmen olacak. Ağzındaki sakıza, giyindiği pantolona, yürüyüşüne bakınca inanasım gelmiyor ama babası volkmenden ders dinlediğini söylüyor. Yavan ekmekle kalem pili çok sever. Kore gazimiz de pazardan geliyor. Âhir ömründe madalya gösterişinden halen vazgeçmiş değil. Geçen gün pazarda beraberce alışveriş yapıyorduk. Poşet satan bir genç sordu ona; amca bu göğsündeki ne madalyası, gençliğinde güreşçi miydin? “Hayır, evladım, ben Kore Gazisi’yim”. Kore’ye niye gittin amca? “Ne bileyim evladım devlet git dedi gittik.” Hiç adam öldürdün mü orda? “Yavrum biz ha bre salıyorduk kurşunu, karşıdan patır patır dökülüyordu adamlar, amma ben vurdum, amma başkası bilmem” dedi. Niye öldürdünüz Korelileri amca, hem bir hayli uzak orası, hem de bizimle bir alavereleri olduğunu hiç duymadım !? Bizim gazi biraz durdu, tam kafa çatlayacaktı ki kesti düşünmeyi, kaşlarını çattı çocuğa ve dönüp bana “Mülayim efendi yürü gidelim, zamane çocukları da çok lüzumsuz sorular soruyor” dedi ve uzaklaştık oradan. Sıkı durun, bu ürkek sevecen yaratık da halis bir münafık, cinci hoca! Sabahlara kadar kafa çeker, akşama kadar muska yazar, evi kadınlarla dolar taşar, bu cahil müşteriler sayesinde cincimiz de yükünü tuttu. Ona sorarsanız herkeste büyü vardır, ya da muskaya muhtaç olmayan yoktur. Yazdıklarını da görsen eski Sümer alfabesi, ya da kerrat cetveli, anlayan mı var sanki! Artık yazmayı da bıraktı, fotokopi yapıp sarıyor sarmalıyor, muska hazır, bekle ki çare olacak derde! Şehir dışından gelen müşterileri de var. Geçenlerde bir genç sordu bunun adresini. Ne yapacaksın dedim. “Falanca hoca efendi buraya gönderdi, bende büyü varmış” dedi. Demek 400 km. yolu bu şarapçıyı bulmak için mi geldin, sen git seni bu şarapçıya gönderen hoca efendinin yüzüne; “eûzü billahi mineşşeytanirracim” de,” iyice bir tükür hiçbir şeyin kalmaz” dedim. Bazılarını da böyle, sen falan hocaya git, ben anlamam diyerek, başkasına gönderip birbirleriyle paslaşıyorlar. Uzaktaki ilaç pek kıymetli olur, bu da işin cazibesi! Eee dinini bilmeyen milletin müstahakkı bu şarapçı, bu şarapçının müstahakkı da cehennemin dibidir, Allah-u a’lem.

-Mülayim amca sen çok mülayimsin ama çok yorum yapıyorsun.

-İyi de evlat, hakkında kanaat sahibi olmadığım birini tanımış olur muyum sence? Ben tanıdıklarımdan bahsediyorum.

-Galiba haklısın fakat insanları sadece dini ölçülerle değil de birazda insanî yanlarına bakarak değerlendirsek ne dersiniz?

-Bak delikanlı, bir dine inandığını söyleyip de dininin emir ve yasaklarını umursamayan adamın insanlığına da, sakın güvenmeyesin. Çünkü ilahını saymayan insanları hiç saymaz.

-Bunu biraz düşünmem lazım.

-Evet, düşün, şu yaşlı adam da hep düşünür, bir gün sordum ne düşünüp duruyorsun diye. Bu güne kadar işe yarar, insanlara faydalı hiçbir şey yapmadım, üzülerek bunu düşünüyorum dedi. Peki, niye hemen bir şeyler yapmaya başlamıyorsun dedim. Onu da düşünmüyor değilim dedi. Bakın bu kodaman bizim mahallenin İMF’si, soydu soğana çevirdi milleti. Kapı kapı gezer borç para vermek için, sonra ödeyemeyene biraz daha açar keseyi. Maksat o ki; eski borcun faizi, faizinin faizi derken neyi var neyi yok hepsini haczedip alsın elinden. Evcek oturduğu komşusunun bile evini hacizle boşalttı, çoluk çocuk kış günü perişan oldu. Mahalleli para topladık, bir soba aldık, onu da haczetmiş. Ahirette elim yakasında sevaplarını faiziyle birlikte alacağım diyor! Onun hesabına (inancına) göre ufak bir sevap kıyamet kopuncaya kadar bekledi mi vade uzun ama iyi kâr getirir! Faiz borcunu ödeyemeyenlerin sevaplarını da aldı mı yedi sülalesine yetermiş! Bu da bizim bakkal; bir kalıp peynirin kaç gram geldiğini hiç öğrenemedim, teraziye bir atıverir ibrenin ilerlediğini görürsün de geri gelmeye kalmaz, peynir paketlenmiştir. Her tartmasında da “vay be elin terazi mi mübarek” deyiverir. Ha unutmadan çocukları pek sever bir dediklerini iki etmez, tek sigara falan satar yavrucaklara. Bu gelen de Afra Hanım, devlet dairesinde memur. Küçük kızını konu komşu büyüttü ama Allah var; süveter, fanila ne lazımsa işyerinde ördü getirdi. Dairede vatandaşla pek ilgilenmez ya, eli çabuktur örgüye. İşte mahallenin delisi de geliyor, bozuk para verirsen, karnı da açsa alır, kâğıt para verirsen yırtar atar. Bu mahalle, deli etti onu. Hep sorardı bana; bu adam niye yalancı, bu adam niye kindar, kadınlar niye dedikodu yapar, hırsız niye başkasının malını çalar, derken; inanın bu sorulardan deli olacaktım ki, o delirdi de ben kurtuldum. En müthiş sorularından biri şuydu: Allah’ın isimleri arasında “elâlem” diye bir isim var mı? Niye sordun dediğimde, “insanlar en çok ondan korkuyor ve onu memnun etmeye çalışıyor da” demişti. Elâlem duymasın, elâlem ne der diye de ekledi durdu.

-Mülayim amca aslında bizim mahalle de sizin mahalle gibi ama senin gözlemine hayran oldum ve şu karşımızdaki insanlar içinde kendimi düşündüm de benim hakkımda neler söyleyebileceğinizi tahmin etmeye çalıştım. Kendim için tahmin ettiklerim, senin anlattıklarından pek aşağı kalır değildi. İçimde bir burukluk hissettiğimi itiraf etmeliyim. Kendime olan abartılı saygımı da tashih etmem gerektiğini anladım.

-Peki, evladım karşıdan gelen sen ol, sonra senin hakkında söyleyebileceklerimi –iyi veya kötü- ciddi ciddi yaz bir deftere. Sonra yazdıklarınla ister övün, ister dövün. Hatasız insan olmaz, lakin adam olan kurtulur, hatasında sebat kılmaz.

-Mülayim amca bu sohbetimizi yazmama müsaade eder misin? Sizin yorumunuz pek ilginç geldi bana arkadaşlar da okuyuversin.

-Ne demek evladım istersen toplayım mahalleyi resimlerimizi de çek, mahallece gazeteye falan çıkarsak övünürüz millete, hem de hatıra olur bize! Sonra bahsettiğimiz kişileri de resim üzerinde ok işaretleriyle gösterirsin. Nasıl olsa herkes halinden pek memnun!

Paylaş
Etiketler: Kentkültürmahallememleketşehiryaşam
Önceki Yazı

Kırk Yıl Geciken Kitap

Sonraki Yazı

Misket: İnci Gürbüzatik

Mahmut Celal ÖZMEN

Mahmut Celal ÖZMEN

İlişkili Yazılar

Mahmut Celal ÖZMEN

Anneler Günü Kimin Günü

12 Mayıs 2013
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Facebookta Bir Arkadaşla Sohbetimiz…

29 Mart 2012
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Tarikat mı? Sakın ha!

27 Mart 2012
5k
Mahmut Celal ÖZMEN

Öğüt Almak İsteyene Kur’an Yeter!

03 Ağustos 2011
5k
Sonraki Yazı

Misket: İnci Gürbüzatik

Yorumlar 6

  1. bekir says:
    16 yıl önce

    gözlerimize sokmuşsunuz güzel abim
    çok haklısınız bir de ne yaptığımızın farkına varabilsek bir biz değil alem düzelecek
    hayırlısı inş

  2. İ.Halil BAYRAM says:
    16 yıl önce

    Sosyal bir kesimin yaşam biçimini resmederek-Ülke insanının,dolayısıyla,Onu hayat cenderesinin kısır döngüsünde kıvrandıran kendi açmazıyla da yüzleşmesine bir kapı aralamışsınız..
    Umarım ki,yazdıklarınızla-ne yapmak istediğinizi kavrar ve hiç olmazsa bundan böyle, hayatına yeni bir istikamet verir ve “sosyal/sorumlu turttaş” olmanın da farkına vararak-adam gibi yaşamaya devam eder..
    En derin dileklerimle..

    ADIYAMAN BİRARALIK GAZETESİ
    Sahibi/Genel Yayın Yönetmeni

  3. bünyamin says:
    16 yıl önce

    yazınızı beğendim bence gerçekçi bir portre çizmişsiniz. memleket aynı halde .etrafta kendi cemaatinin tebliğini yapan insan çok ,ama islamı kimden ve nasıl öğreneceğiz dediğimizde cevap yok.akılcılar aklı ön plana çıkarıp herşeyi inkar etti kurtuldu.cemaatler kendileriyle her şeyin kapandığını söyleyip nübüvvet halkasını kopardı.peki allah bu ümmeti bu kadar sahipsiz bırakırmı sizce.

  4. ŞERAFETDİN says:
    16 yıl önce

    Evet bizim mahalle Türkiyedede Almanyadaki Türkler arasında da böyle nedenmi böyle! Çünki ortam ve yaşantı böyle olmak istemesede Yaşantı İslami ve İnsani değil, Yaşantı öğle bir sirkeki içindeki kurdu öldürmüyor Kıvrandırıyor dedi kodu yapamadımı kıvranıyor, Zina yapamadımı, Faiz yemedimi, Bizimkiler demedimi kıvranıyor bu kıvranmaya alışmış başka bir derdi yok İnsanları Futbol takımları ve Partilerle, Zaten ayrıştırmışlar ellerine bir sorun vermişler onunla oynarken zamanın geçtiğinden habersiz herkezin uğraşıp takıldığı yalancıktan bir Sosyal sorumluluğuda var kendince tabii başka derdi dert edecek vakti yok kalmıyor birde buna yaşam şartlarını ekledimi işte tamam, akşamlarıda diziler, Filimler eklendimi ömür bitiyor. Haaaa Camilerde açık, ezanlarda okunuyor, Tevbe tevbe beni söyletmeyin Şimdik Bak Başbakan, Cumhurbaşkanımız namaz kılıyor cumayada gidiyor daha ne istiyorsunuz yeter Camiden her Cuma yardım toplanır parada veririz daha ne istiyorsun kardeşim sen,-Hacı amcaların Tarikatıda var tamammı daha ne demeye getiriyorsun, Anarşitmisin sen yoksa aaa Elhamdülillah hepimiz Müslümanız yetmiyomu? Namaz kıldında kılmamı dedik yaaa Evladım Tevbe estafurullah sen ne diyon evladım Kıl5şini Ye aşını Serin tut başını Fazla tıkabasa yeme Karabasanlar görüyon sen her halde tevbe, tevbe işine bak işine fazla ileri gitme yahu yerin kulağı vardır suusssss…().

  5. M. Hanefi says:
    16 yıl önce

    Tebrik ederim Mahmut Bey. Hele şu paragraf: “-Peki, evladım karşıdan gelen sen ol, sonra senin hakkında söyleyebileceklerimi –iyi veya kötü- ciddi ciddi yaz bir deftere. Sonra yazdıklarınla ister övün, ister dövün.” Mesajın hepimize; eline, gönlüne sağlık.

  6. fatoş says:
    16 yıl önce

    Şu ana kadar okuduğum yazılar arasında günümüzdekileri göz önüne çıkartan ve en hoş şekilde anlatan bir yazı. Anlatanın yüreğine, yazanın kalemine sağlık diyorum. Mahalledeki delinin dediği gibi “Elâlem duymasın, elâlem ne der” gibi düşüncelere sahip insanlar varolduğu müddetçe uyanma halinden uyanıklık haline hiçbir zaman geçemeyiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap