Başkanlık Koltuk Kavgaları Başladı

Menfaatin ön planda tutulduğu, “Vatan/Millet/Sakarya…! ambleminin, rozetinin bol keseden atıldığı bir milletvekili seçimi geride kaldı. Kimler Aday Adayı oldu, kimler Aday listelerine konuldu, kimler seçildi, rüzgâr gibi geldi/geçti.
Milletin Vekili, davasına ve inançlarına bağlı, Vatanperver, ahlakı bütün, dürüst ve samimi, imanından taviz vermeyen Millet Vekilleri de seçildi, Meclise girdi, zaman içtinde onlarında karnelerini göreceğiz.
Yakın bir tarihte Mahalli seçimler var. Koltuk kapma kavgaları, yarışlar, daha şimdiden başladı. Neler, neler, maydanozlu köfteler misali, başkanlığa soyunanlar ufukta belirdi.
Ciddi olmayan şakavari, mizâhi yazıları ile köşesi bulunan, mahalli bir gazetede yazan bir kardeşimiz: “Şansı Olmayan Başkan Adayları” başlığı altında güzel ve isâbetli bir yazı yazdı.
Yazısı malûm gazetede, belki karambola geldi, ben aynen buraya almak istiyorum.
“Mart 2019’da başlayacak yerel seçimde kimler Belediye Başkan Adayı olmayacak? Açıklıyorum…
*Daha bugünden adını başkan aday adayı olarak basında bilerek veya isteği dışında geçirenler…
* Partisinin etkinliklerinde potansiyel belediye başkan adayı havasıyla dolaşanlar…
*Ankara’ya çok sık gidi/gelen, Genel Merkezi kestane şekerine boğanlar…
* Medyaya ve partililere milletvekilleriyle çok fazla samimiymiş gibi görüntü vermeye çalışanlar…
*Bulunduğu ortamlarda mevcut belediye başkanlarının hizmetleri, projeleri hakkında olumlu veya olumsuz görüş bildirenler…
* Sosyal Medyadaki “Îşte mevcut başkan adayları” adlı sallama anketlere adını yazdırıp, tıklatanlar…
* Eski sıfat taşıyan Bakan, Milletvekili, Bürokrat, Parti yönetici ve Belediye başkanları…
Sıralanan bu görüş ve düşünceler içerisinde, doğru olanlar, isabetli olanlar çoğunlukta.
Bunlara daha çokları ilave edilebilir. Olayların, olup/bitenlerin saniyesinde MEDYADA yer aldığı bir teknolojik imkân çağını yaşıyoruz. Doğruların, yalanların birbirine karıştığı, vicdan zerazilerinin bozulduğu, menfaat ve paranın hükümran olhduğu, bizi kendisine kul ettiği bir zaman dilimindeyiz.
Koltuklar, koltuklara getirilmek istenenlerin arkasında ateşten gömlek para var. “Bastır parayı, al karıyı…” diyorlar ya…
Osmanlının Dibacesi, hakiki medeniyetin kök saldığı, ikiyüz bin velinin, altı cihangir padişahın medfun bulunduğu, ayni zamanda da Masonların üst merkezlerinden biri olan Bursa; biraz talihsiz midir desem, garip kalmı tır mı desem, sahipsiz midir desem, bilemiyorum.
Gerek Milletvekilliği, gerek mahalli idare seçimlerinde, layık olanlar değil, menfaat ile parayı bastıranlar seçiliyor gibi geliyor bana…
Seçilen Vekiller ile Belediye Başkanlarını yıllardan beri gördük, yaşadık ve icraatlarına şahit olduk.
Deveyi havudi ile götüren, ihalelerde kendine pay çıkaran, özel kurulan şirketlerde hissesi olan, kısa zamanda kendileri ve aile çevreleri köşeleri dönen, gökdelenler yapan, imparator ve baronları, mahkemelerde sürünen, ceza alan, soruşturma geçiren ve görevlerinden alınanları gördük.
Bursa da büyük bir kambur olarak şâibe bataklığına gömülen Timsah Arenayı, Bursaspora yapılan tüyü bitmemiş yetim hakkı yardım ve bağışları, trafik Yunan saçında kaybolan yılları gördük.
Belediyeleri trilyon lira borca sokan, çalışanlarının maaşlarını veremeyecek hale geldikleri halde; Kültür Turları, sözüm ona Edebiyat ve sanat etkinlikleri, Geri Dönüşüm, kaçak inşaat yıkımları şovlarında kendilerini teşhir edenleri gördük.
Dergi ve gazetelerle reklamlarını yaptıran, meddah MEDYA organlarını besleyen, destekleyen, belediye bütçelerini sefahatla harcayan başkanların serüvenlerini okuduk, gördük.
Koltuklarda bulunan Başkanları “Vıy vıy” sardı… Geliyorlar koltuk, gidiyorlar koltuk, yatıyorlar koltuk, kalkıyorlar. koltuk.
“Ben de buraya kazık dikmeye gelmedim” diye mesajıma cevap veren bir başkanın itirafı çok güzel ve yerinde.. Kazık dikmeye gelenlerin akıbeti bellidir. Gün ola, harman ola… Mevlâ hayırlısını, hayırlıları nasip ede…