Aslında başlığı “Bizi bu pis kokudan kurtar Başkan!..” diye atacaktım, ama özel bir rica olursa, belki daha çabuk yerine getirir diye düşündüm.
Efendim, ben de dahil olmak üzere, Bandırmalıların sabah sporu yaptığı bir tek mendireğimiz var, bilindiği üzere.
Burada günün değişik saatlerinde belki yüzlerce, belki de birkaç bin kişi, mendireğin bir ucundan diğer ucuna kadar, ya tempolu, ya da koşar adım yürüyüp duruyoruz.
Bu arada Cemal Öztaylan’ın belediye başkanı olduğu dönemde, mendirek elden geçirilip, tabanı kırılan Çin granitleri ile kaplanıp, bozuk beton zemini de yenilendi.
Öyle ya, üzerinde bol yağlı ve bol kilolu insanlar, hiç acımadan taban teptiği için, buna demir olsa dayanmaz örneğindeki gibi, beton zemin de bir süre sonra delik deşik hale gelmişti!..
Mendireğin, büfenin bulunduğu yerden, fenerin bulunduğu yere kadar uzunluğu yaklaşık 1 km.’ye yakın. Sabah sporu yapmak isteyenler, 3 kez gidip geldiğinde 6 km., 5 kez gidip geldiğinde ise 10 km. yürüyüş yaptığını düşünüyor.
Fakat, mendireğin hem dar, hem de güzel havalarda spor yapanların çok olması durumunda, arkadan hızlı tempo ile yürüyenler ile onların önünde yer alıp da aheste-beste yürüyenler arasında doğal bir trafik tıkanıklığı da yaşanmıyor değil!..
Bir de sağolsun hanımlar, dört-beş kişi bir araya gelip de, akşam ne yemeği yaptıklarını, bir gece önce hangi programı izlediklerini sohbet havasında birbirlerine aktarırken, gözleri ne karşıdan geleni görüyor, ne de kulakları arkadan gelen uyarıları duyuyor.
Yani küçük de olsa, ara sıra bir hengame yaşanı-yor. Daha da kötüsü, mendireğin yarısını geçip de, fenere doğru yol alırken, limandan gelen son dere-ce ağır ve kötü bir koku, bu tempo içerisinde yürüyüş yapan herkesin ciğerlerine doluyor.
Hani, sabah sabah bol oksijen alalım derken, ne idüğü belirsiz, berbat bir koku ile ciğerlerimizi doldurup, belki de sağlıklı kalalım derken, kansere yakalanma riski ile de karşı karşıya geliyoruz.
İşte, burada başta ben olmak üzere, mendirekte yürüyüş yapan tüm sporseverler adına Bandırma Belediye Başkanı Recep Eraydın’dan hassaten ve de özellikle bir ricamız var. Sayın Başkan, lütfen bizi bu iğrenç kokudan kurtarın artık. İnanın fazla bir tahammül kalmadı.
Haa, bu nasıl mı olacak?
Tabii ki, sahil bandında yapılan çalışmaları hızlandırmak suretiyle.
Aslında, geçen yıl bitmesi planlanan sahil bandı, her nedense uza-dıkça uzadı taa bu yıla sarktı. Korkarım ki, bu yıl da kolay kolay bitecek gibi görünmüyor!..
Oysa ki, sayın başkan mutlaka hatırlıyordur, geçen yıl sahil bandında yapılan düzenlemeler içerisinde oluşturacakları bisiklet parkurunda bisiklete bineceğime dair sözü de vardı.
Ben artık bisiklete falan binmekten de vazgeçtim, şurasının bir an önce bitmesini bekleyip, yürüyüş parkurunda adam gibi yürüme hayali içerisindeyim. Umarım bu hayalim de gerçekleşir inşallah.
Tabii sadece benim hayalim de değil, mendirekte yürüyüş yapan o kadar insanın da beklentisi bu doğrultuda.
Her sabah oralarda dolaştığım için, dikkat ediyorum da, iki üç tane amele, ellerinde ya kazma-kürek, ya da tırmık düzenleme çalışması yapıyor.
Bu hesapla, yani bu kadar eleman çalıştırmayla, burasının en iyimser bir tabloyla 2015 yılında falan bitebileceğini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.
Her inşaat alanını dolaşan ve çalışmalar hakkında bilgi alan Başkan Recep Eraydın, acaba hiç buralarda dolaşmıyor mu?
Doğrusu bunu da merak etmiyor değilim.
Dolaşıyor da, bu durumu görmüyor mu?
Görüyorsa da, hiç mi ses çıkartmıyor?
Eğer, ses çıkartmıyorsa, sanırım iki nedeni olmalı, ya müteahhit firmanın parası ödenmiyordur, ya da yine müteahhit firma torpilli olduğu için sözü geçmiyordur. Umarım her ikisi de değildir…
Ve, eğer bir sabahını feda edip de, bizlerle birlikte bir iki tur atma zahmetine katlanırsa, mendireğin yarısından sonraki kokuyu kendisi de ciğerlerine çekecek ve orada spor adına nasıl bir kötü kokunun teneffüs edildiğini de görecektir Sayın Eraydın.
Ben kendisini en kısa zamanda oraya davet ediyorum. Umarım bu ricamı da kırmaz.
Belki, o zaman bu kokuyu kendisi de ciğerlerine çekerse, ola ki, işin hızlanması için elinden gelen çabayı da sergiler.
Hani diyorum, iki günde koskoca Atatürk Caddesi’ni kazıp, devasa boruları döşeyip, üzerini kapatan ve ardından da asfaltı döken bir zihniyet, yıllar yılı kaplumbağa hızı ile ilerleyen sahil bandının ikinci kısım inşaatına neden bu kadar duyarsız kalıyor, akıl sır erdirmek mümkün değil.
Önümüz yaz!.. Bandırmalı’nın gidebileceği bir tek yer var. O da sahil bandı.
Anlaşılan bu yaz da, daracık bir sahil bandına tıkışıp, mendirekte birbirimize omuz ata ata yürüyüş yapacağız!..
Fakat, ben yine de umudumu kaybetmek istemiyorum. Belki Sayın Eraydın’ın geçen yıl için verdiği sözünü bir takım nedenlerden dolayı yerine getirememiş olabileceğini düşünerek, bu yıl yaz bitmeden, bu sahil bandını bitirmek istediğini düşünüyorum.
İnşallah Sayın Başkan beni haksız çıkarmaz!..
