Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Ahmet YALÇINKAYA

Başımıza Örülen Çoraplar

Ahmet YALÇINKAYA Yazar Ahmet YALÇINKAYA
19 Şubat 2015
Ahmet YALÇINKAYA
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Zamanı biraz geri alıp Amerika ve Saddam Hüseyin işbirliğiyle gerçekleştirilen Kuveyt işgali ve onu izleyen yıllara döndüğümüzde, o dönemde bir planın ilk adımlarının atıldığını hissetmeye başladığımızı hatırlar, Ortadoğu ‘da artan kan ve gözyaşını gördükçe de bu hissimizde yanılmadığımızı anlarız.

Kuveyt işgaliyle başlayan yeni dönemde, Siyonizm güdümündeki, Batı diye adlandırılan, kokuşmuş Yunan-Latin medeniyetinin vahşi ve acımasız uzantısı güçlerin, kendileri dışında kalan ve iliklerine kadar sömürdükleri tüm dünyaya yeni bir düzen getirmeye çalıştıkları iyice ortaya çıktı. Bu yeni düzende artık sömürü yeterli görülmüyor, tüm dünya tam kölelik ile ölüm arasında bir tercih yapmaya zorlanıyordu. Müslümanlar içinse iki seçenek bile fazla görülmüştü.

Bosna ‘da ilk Avrupa saha denemesini yaptıklarında, İslam dünyasının belli oranda kör ve sağır olduğunu, bu oranın dışında kalan ve çığlıkları duyanların da ağlamaktan öte bir güçlerinin bulunmadığını gördüler. Fakat bilmedikleri bir şey vardı. Gözyaşı o kadar güçlüydü ki aktıkça kör ve sağırların göz ve kulaklarını açmaya başlamıştı. Evet, çok Müslüman öldürdüler ancak çok Müslümanı da uykudan uyandırdılar.

Aynı dönemde, kendi tezgahlarını bahane ederek Irak ‘a uyguladıkları ambargo ile bir milyonu aşkın çocuğun ölümüne sebep oldular. Bunun bir trajedi olduğuna hiçbir zaman beni kimse inandıramadı. Olaya hep modern yöntemlerle uygulanan bir soykırım olarak baktım.

Bu soykırım yöntemini yeterli görmemiş olacaklar ki kendilerinin sahneye koydukları bir 11 Eylül oyunu ile dünyayı şaşkına çevirip önce Afganistan ‘ı, sonra da Irak ‘ı işgal etmekle ikinci büyük adımı attılar. Bir taraftan işgal altındaki yerlerde katliam yaparken bir taraftan da katliamların tesiriyle Müslüman coğrafyada oluşan nefret potansiyelini kanalize edebilecekleri IŞİD gibi örgütler kurdular. Böylece hem katliamın boyutunu bu örgütler aracılığıyla büyüttüler hem de bu örgütlerin göstermelik bazı atraksiyonlarını kullanarak kendi coğrafyalarındaki İslam karşıtı nefreti körüklediler.

Bu da yetmedi.

İşgal ettikleri coğrafyalarda,  vahşi Yunan-Latin egoizminin zulmü altında sömürülen, eziyet gören ve öldürülen Müslümanların çığlığı artık dünyayı sarmış ve diğer sömürülen coğrafyaların dikkatini çekmişti. İnsan fıtratı gereği Batı toplumlarındaki bir kısım birey, çevre ve sivil toplum kuruluşlarının da bu çığlıkları duymaya başladığı anlaşılınca üçüncü adım için harekete geçtiler.

Artık hedef kendi toplumlarındaki Müslümanların emniyetini ortadan kaldırmak, bunun sonucunda ya onları o coğrafyalardan sürmek ya da katledilmeleri için altyapı oluşturmaktı.

Son haftalarda yaşananlar bu üçüncü adımın parçalarıdır. Fransa ‘da Charlie Hebdo adlı derginin ismiyle artık somutlaşmış provokatif, seviyesiz, edepsiz, kalitesiz ve kapasitesiz küfür artıklarının faaliyetleri de -bu faaliyetlerin kısmen sebeplerde payı olduğu düşünülse bile-  dergiye yapılan saldırı da bu adımın unsurlarıdır. Saldırının Siyonist planların yeni bir aşaması olduğunu anlamak biraz dünyayı ve olayları takip edenler için o kadar kolay ki…

Nasıl Kuveyt işgali ve onu izleyen Irak işgali sonrasında dünya eskisi gibi olmadıysa, bu saldırıdan sonra da dünya hiç mi hiç eskisi gibi olmayacaktır.

Bundan sonra Siyonizm güdümündeki Batı yönetimlerinin Müslümanlara yönelik cadı avı hız kazanırken, bir yandan da diğer coğrafyalarda Müslümanlara yönelik katliamların yine bu zulüm merkezinin desteğiyle artacağını tahmin etmek zor değil. Ancak tahmin etmesi zor olan, akan Müslüman kanının bunu seyreden Müslümanların yüreğinde nasıl etkisi olacağıdır. Halen bir yerlerde güç arayan, komşusu açken tok yatan, Müslüman kardeşini hakir gören ve buna çağdaş kılıflar bulan Müslümanların oranı bundan sonra nasıl değişecektir acaba?

Ben şahsen Batı ile özdeşleşmiş ve Yunan-Latin kültürüne dayanan bu  zulüm medeniyetinden fazla bir şey beklemiyorum. Zalimlerin çizdiği çerçeveler dahilinde mazlumluğunu ispat için mantık aramaya kalkan Müslümanlara ise sadece aşağıdaki gibi bir tavsiyede bulunmak isterim.

Mevcut dünya düzeninde, gücün hakim olduğu yerde mantığın önemi kalmaz. Güçlü bildiğini okur, siz ise mantığı ayakta tutmaya çalışırken yine mantığın delirmesine vesile olursunuz. Öyle olmasa, sanki Bosna ‘da katliamı kendiler yapmamış gibi medeniyet satmaya, başta İngiltere olmak üzere gazetecileri hapse atıp basın özgürlüğü savunmaya, başta Almanya ve Amerika olmak üzere göstericilerin kafalarını coplayıp Türkiye ‘de göstericilere biber gazı sıkıldı diye küstahlık etmeye, teröristleri kendileri beslemiyormuş gibi terör kınamaya kalkışabilirler miydi? Örnekler çoğaltılabilir.

Yunan-Latin kültüründe mantık, merhamet, empati ve yardımseverlik yoktur. O kültürün ana unsurları egoizm, çıkar ve güçtür. O kültürün mensupları güçlü oldukça küstahlaşır güçsüz oldukça da yaltaklanır. Mantık sadece çizeceği çerçeve ile oynayacağı oyunun kurallarını belirlemek içindir ve ancak kendi o kuralları bozana kadar geçerlidir. Hele bir de bu kültüre Kabalist-Siyonist unsurlar yön veriyorsa mantığın düştüğü durumu anlayın. Bunun dışında kalanlar o toplumlarda yaşasalar bile o kültürü özümsememiş olanlardır.

Yunan-Latin kültürünün çocuklarına hak, hukuk ya da mantık anlatmaya çalışmak beyhudedir. On ayrı Müslümanın on defa ayrı ayrı derdini anlatmaya kalkarak mantık krizleri geçirmeleri yerine bir araya geldiklerinde ve seslerini yükselttiklerinde sonucun çok daha farklı olabileceğini tarih göstermiştir. Şimdi de ölçümüz bu olmalıdır.

Tüm bunların özeti aslında şu ki, tarih boyunca Müslümanların başına farklı farklı çoraplar örüldü. Bunların kimisi kızıl ve ferdiyet düşmanı, kimisi kara ve din düşmanı, kimisi mor ve toplum düşmanı idi. Hepsi de sarı ve İslam düşmanı şemsiye unsurun himayesindeydi. Bu durumun çok fazla değişmeyeceği fakat örülen yeni çorapların artık tüm bu renkleri içeren alacalı bulacalı çoraplar olacağı, Müslümanlara yönelik düşünülen topyekûn imha stratejisinin bir sonucu olarak sırıtmaya başladı bile.

Bunu iyi anlayıp kardeşlerimizle aramızdaki ufak tefek farklılıkları artık gözümüzde büyütmememiz gerektiğini ve ister matematiksel, ister sosyolojik, ister dini, ister siyasi açıdan bakalım bir an önce güç birliği oluşturmaktan başka çıkar yolun bulunmadığını görürüz.

Siyonist efendisinin her sözüne itaat eden vahşi Yunan-Latin canavarı, yetiştirip yedeğine aldığı İslam görünümlü uşaklarıyla topyekûn bir kuşatmayı başlattı. Bir şans daha tanımak istediğini de zannetmiyorum.

Elbette Allah ‘ın hesabı tüm hesapların üstündedir. Peki biz üzerimize düşeni yapıyor muyuz?

 

Paylaş
Etiketler: batıkölekültürmüslümansömürüvahşiyeni düzenYunan-Latin
Önceki Yazı

Bayburt’un Ermeni ve Rus Çetelerinden Kurtuluşunun 97. Yıldönümünde

Sonraki Yazı

Yumurta Araştırmaları da Araştırmacıları da Çürük

Ahmet YALÇINKAYA

Ahmet YALÇINKAYA

İlişkili Yazılar

Z Kuşağı Başına Buyruk mu?
Ahmet YALÇINKAYA

Z Kuşağı Başına Buyruk mu?

29 Temmuz 2025
5.1k
Ahmet YALÇINKAYA

Bu Masal Daha ne Kadar Dinlenecek?

18 Mayıs 2022
5k
Ahmet YALÇINKAYA

Pitman Salmışlar Çayıra

29 Aralık 2021
5k
Ahmet YALÇINKAYA

Ayı Çıkmışsa İninden…

18 Mart 2020
5k
Sonraki Yazı

Yumurta Araştırmaları da Araştırmacıları da Çürük

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap