Kaymakamlığın ilgisizliği…
Polisin kayıtsızlığı…
Belediyenin “ Yetkimiz yok” iddiası…
Aylardır çalmadık kapı bırakmayan Çeşme sakinlerini birleştirdi.
Bireysel şikâyetin buharlaştığını…
Derde derman olmadığını görünce toplu hareket kararı alındı.
***
Mimar Ahmet Palamutçu, Alaçatı Sesle Mücadele Derneğini kurdu.
Sabaha kadar yüksek müzikle canından bezen, 300 kişi kaydını yaptırdı.
Çeşme’de Olcay Cengiz Turan, ikinci derneği oluşturdu.
Turizm merkezinde, dağ başı kanunlarının uygulandığını…
Sosyal iletişim ağında paylaştı.
Bir haftada bin 100 imza toplandı.
Ortak ses verdiler: Yeter artık!
***
Alaçatı Turizm Derneği Başkanı Hüsnü Baylav, artan nüfusa planlama olmadığını bildirdi, “ Anarşiyi bitirecek makamlar arıyoruz” dedi.
Böylece ilçede halk gücü yaratıldı.
Sezon boyunca ses kirliliğine karşı kulak kapatanlar, kayıtsız kalamadı.
Kent konseyi toplandı, herkes gürültüden yakındı.
Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, yine yetkisizliğini tekrarladı.
Ardından referandumdan söz etti.
Halkla birlikte sorunu çözebileceklerini…
Gürültü yaratan işletmelerin açılış-kapanış saatlerini, halk oylaması sonucu karara bağlayacaklarını fısıldadı.
***
Bu yöntem…
Yönetimin, halkın kararına saygı göstermekten öte…
Kendi çaresizlik ve kararsızlığına çıkış yolu aramasıdır.
Çeşme’de ses kirliliği dillere destandır.
Halk önlenmesini istemekte…
Başkan “ Yetkim yok” demektir.
Yetkisi olmayan başkan, halkın kararını nasıl uygulayacaktır?
***
Öncelikle…
Vatandaşın seçtiği Başkan, kendi kararını açıklamalıdır.
“ Ses gürültüsüne karşıyım veya karışmıyorum” demesidir.
Başkan bu noktada, gerçek, net, samimi görüşünü dile getirirse…
Sorun ortadan kalkar.
Köklü çözüm kazandırılır.
***
Çeşme’de oturanlar, yaka silkmiş.
Dernekler kurulmuş.
Mevcut örgütler baş göstermiş.
Yüzlerce imza toplanıyor.
İstek açıkça dile getiriliyor:
“Gürültüyü önle…”
***
Bu saatten sonra…
“ Referanduma gidebiliriz “ söylemleri…
Topu taca atmak, maçı uzatmaktır.
Milletin önüne sandık konulmuş, sana oy atmış, seçmiş.
Şimdi soruyor:
“ Derdimizi çözmeye var mısın, yok musun?”
Mesele bu.
***
Başkan, “varım” derse…
Görün o halk gücünün yetkiyi nasıl göstereceğini, neler yapacağını.
Başkan “yokum” derse…
O zaman hesap karışık!
*********
