Anadolu topraklarının ve özellikle de yüzyıllar boyunca siyasi ve kültürel başkent olan İstanbul’un, yüzlerce yıllık bir tarih dilimi içinde “içiçe geçmiş kültürler” potası olduğu bilinir. Türk tarihinin, yüzyıllardan beridir süregelen Anadolu ve İstanbul macerası içinde Ermeniler, kültürel ve sanatsal beraberliğin zirvelerinden birini oluşturur. İstanbul’da odaklanan Türk Musikisi geleneği içinde Bimen Şen (Derkasparyan), Hamparsum Limonciyan, Nikoğos Ağa, Artaki Candan (Terziyan) ve daha sayılamayacak kadar çok Ermeni müzisyen, “olmazsa olmaz” bir nitelik ve değer taşırlar.
Sadece İstanbul merkezli “şehir müziği” için değil, Anadolu kültürü için de Türk/Ermeni kültürleri kaynaşması çok önemlidir. Aynen İstanbul şehir musikisinde olduğu gibi Anadolu halk musikisi geleneği içinde de aynı sesleri, aynı ritimleri ve aynı çalgıları kullanmış olan bu kültürler birbirine öylesine yakındır ki, dil hariç tutulduğunda müzikal olarak sınırların nerede başlayıp nerede bittiği bile çoğu kez mümkün değildir.
Bu denli içiçe geçmiş kültürlerin yüzyıllar boyunca yükseldiği zirvelerin, tarihi şanssızlıklara ve siyasi gerginliklere kurban edilemeyecek kadar değerli olduğu kuşku götürmez. Olması gereken, ama “gecikmiş” buluşmanın, öncelikli olarak iki kardeş müziğin aracılığıyla kolayca mümkün olabileceğine dair inanç ve toplumlar arasında var olan duygu birliği, “Barışa Çiçekler” projesini gündeme getirdi.
Türkiye’de geleneksel değerler üzerine geliştirdikleri çağdaş açılımlarla adından söz ettiren ve uluslararası başarılara imza atan Yansımalar ile, geleneksel Ermeni halk müziğinin büyük isimlerinden Suren Asaduryan’ı biraraya getiren proje, iki komşu halkın ortak değerlerine dikkat çekmeyi, önyargıları kırabilmeyi ve yitirilen dostluğa bir köprü olabilmeyi amaçlıyor.
18 Mayıs 2010 akşamı saat 20:00’de, Kumkapı’daki Surp Asdvadzadzin Patriklik Merkez Kilisesi’ndeki konser ücretsiz izlenebilecek.
