Barış düzlüğü; itilaflar ortadan kalkmayacağına göre, insansız kalacaktır.
Düzlüğüne çıkan yolun, barajlarla kesilmiş olması, aşılmasına imkân vermemektedir. Yöneticilerin düzlüğe çıkan yolda, ihtilafları kaldırmak yerine, idare edilmesini sağlamalıdır.
Toplumların istikbali, ihtilafları kaldırılmasına bağlı olsaydı, önümüz aydınlanmayacaktı. Hayatın içinde bazı ayrılıklarda ısrar, iyi olanı aydınlığa eriştirmede yardımcıdır. Yeter ki bu bilgiyi kullanmasını bilelim.
Devletler arasındaki ihtilaflar, barış düzlüğü idealine engellerdir. Bu engelleri de yönetici despot anlayışlarla kullanırsa savaş gibi büyük sosyal uyuşmazlık belirir.
Savaşın ihtilafından biri, silahlanmadır. Silahlanma topluma hiçbir kazanç sağlamaz. Silahlanma için yarışa giren, barış yolunda, belki de baraja ilk takılan olacaktır. Buna rağmen silahlanmada ısrar edenler, siyasi gelişmeyi ve adaleti yozlaştıracaktır.
Barış düzlüğüne yürümede, kolluk kuvvetleri, suçluya yarar sağlamayacağı bir ortamı hazırlamalıdır. Bakıyoruz ki toplumda suçlu sayısının artması, ilgili güçlerin, çeşitli cihazlarla donanmış olmasından kaynaklanır. Buna rağmen suçların azalması başarı demektir.
Toplum adına uzak görüşlü olmak zor görünmektedir. Çünkü toplum karşı toplumdan zarar çekmektedir. Onun için kendi toplumunu iyilik noktasına odaklamak, bilimsel çalışmaların eseri olacaktır. Bilimsel çalışmada sosyal kurumlar, toplumun iyi yönlü kararlar almasına, barış için mücadele edeceğine dair, zorlukları aşacağının teminatıdır.
Mutlu insanlara ulaşmak, savaşsız bir dünyada sağlanır. Bu konuda devletin görevi, ilgili kuruluşların devreye girmesiyle gerçekleşir. Böyle kuruluşlar toplumsal yaşantıda önemli yer tutar. Bu durumda silahlanma kontrol altına alınır, saldırganlık ve buna bağlı kâr edilmesinin önüne geçilir.
Barış yolunda atılan adım, taraflar arasında kazançlı çıkma algısını sonlandırmalıdır. Barış yolunda istikrar sağlanmamışsa çaresizlik kendini gösterir. Bu bir kötülüktür ve baraja da çıkılmamıştır. Yolun engebeli oluşu taraftarı yormuş ve zamanı boşa harcamıştır. Engele takılan geri gideceği için, onu zor günler beklemektedir.
Toplumlar barış düzlüğüne ulaşmasıyla ilgili bilgilerini, yenilemeli ve doğru olmayanı ayıklamalıdır. Bu konuda belki de değerli bilgilere sahip olduğumuzun farkında değiliz.
Bilginin ışığında, barış düzlüğüne ulaşmanın yolu, değişimi benimsemektir. Bunun için bilgi uygulamaya konulmalıdır. Uygulama sayesinde, toplum yaşantısını geliştirecek ve ayrımcılığı ortadan kaldıracaktır.
Toplumun yönü aydınlanırken, yolumuz da belirlenecektir. Bu konuda sosyal bilimler, yenilikler getirecek ve metodlar geliştirecektir. Böylece toplum gelişmesi önemli yol katetecektir. Çözüme büyük katkılar sunacaktır.
Toplumsal istikrar ve barışı sağlamak, bilginin değişimiyle olacaktır.
Hasan TANRIVERDİ