Son yılların en yoğun kışını yaşadık.
Gerek televizyon kanallarında, gerekse gazete ve internet portallarında, yurt genelinde yaşanan karakış kabusunu günlerdir okuyoruz.
Türkiye’nin hemen hemen dört bir tarafında yolda kalan araçlar, kaza yapanlar, ölenler, yaralananlar, saatlerce mahsur kalanlar, kar nedeniyle perişan olanlar…
Sibirya soğukları olarak nitelenen ve Karadeniz üzerinden ülkemize gelip de, tüm yurdu etkisi altına alan karakış, hem maddi hem manevi birçok kayıplara da yol açarken, canların yanmasına da neden oldu.
Özellikle meteorolojinin günler öncesinden nokta atış gibi birebir tahmin ettiği ve neredeyse saati ile dakikası ile tesbit ettiği kar yağışı, aynen gerçekleşti. Tüm bu tahminlere rağmen özellikle İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde yaşanılan karakış manzaraları Türkiye’nin halen belli bir düzeyin üstüne çıkamadığını da gösterdi.
Demek ki, bir takım yardım olayları, babadan dededen kalma ilkel usullerle gerçekleştiriliyor.
21. yüzyılda 10 saat 15 saat hatta kimilerine 24 saat sonra ulaşılabilen yolda kalma olaylarında, dünya standartlarının neresinde olduğumuzun da göstergesi olarak kamuoyuna yansıdığını da üzülerek gördük.
Doğal olarak da, yurdumuza bir Sibirya gibi karakış vermemesi için de Allah’a dua ettik. Yoksa toptan donduğumuzun resmidir.
Ülke genelinde bu ve benzeri karakış manzaraları yaşanıp, saatler sonra ulaşılan yardımlardan dolayı Türk insanı çok büyük eziyetler çekerken, bölgemizde de yaşanan benzer manzaralarda Bandırma’nın olağanüstü bir çaba sarfettiğine şahitlik etmenin de gururunu yaşadım diyebilirim.
Evet, Bandırma bu kez karakışa teslim olmadı.
Belki kent içine çok yoğun kar yağışı olmadı, ama kent dışına ve özellikle şehirlerarası yollardaki açık araziler, çok daha fazla kar yağışıyla karşı karşıya kaldı. Bu nedenle de bu yollar, şiddetli tipi ile de ulaşıma kapandı.
Yollar kapanınca, güzergah üzerindeki birçok araç ya kara saplandı, ya da en yakındaki benzin istasyonu ve benzeri bir takım tesislere sığınmak durumunda kaldı.
Cumartesi günü ikindi saatlerinde başlayan kar yağışı, gece ve pazar günü şiddetini de giderek arttırdı ve bölgede etkili olurken, ana arterler başta olmak üzere, köy yollarının da bir anda kapanmasına yol açtı.
İşte bu saatlerden itibaren devreye giren Bandırma Afet Koordinasyon Merkezi, Kaymakam Salih Keser yönetiminde olağanüstü bir çaba sergilemeye de başladı.
Öncelikle Karayolları ve Köy Hizmetleri ile birlikte Bandırma Belediyesi’ne ait grayderinden, dozerine ne kadar yol çalışmasında kullanılan araç varsa, hepsi seferber oldu.
Şehir dışında kalan ve kimi kara saplanan, kimi bir tesise sığınan yolcu otobüsleri, kamyonlar ve araçlara ulaşmak öncelik aldı.
Yollarda kalan tüm araçlara ulaşılıp da, her biri Bandırma otogarına getirilerek, içindeki yolcular burada toplanmaya başladı.
İki gün boyunca, şiddetli tipi ve kar yağışı nedeniyle Bandırma’ya kadar gelebilen ve devam etme zorunluluğu bulunan, özellikle de Çanakkale yönüne gidecek araçlara yola devam izni verilmedi.
Bilgi almak için sürekli telefon irtibatında bulunduğum Bandırma Kaymakamı Salih Keser, yol açma çalışmalarında bulunan ekiplerin bizzat başında bulunarak, konu ile yakından ilgilenirken, alınan önlemleri de bu işinin yoğunluğunda bizlere iletmekten de geri kalmamaya büyük özen gösteriyordu.
Sadece Bandırma otogarında bekletilmeleri de düşünülemezdi yüzlerce kişinin…
İşte, devlet burada bir kez daha babalığını gösterdi ve yüzlerce vatandaşına sahip çıkarak, onlara önce barınacak yer, daha sonra sıcak yemek ve kumanya teminine başladı.
Unutmadan, yolcuların başta Kızılay olmak üzere, kentin çeşitli noktalarında bulunan polis lokali, yurtlar, Etibor lokali gibi çeşitli mekanlara sevkini sağlayan ve gerçekten olağanüstü bir çalışma performansı sergileyen Bandırma polisini de gönülden kutlamak gerekir.
Çoğumuzun sıcacık evlerinde oturup, kar yağışını pencerelerimizden büyük bir keyifle izlediğimiz saatlerde, polisler yüzlerce insanı, kapalı bir mekana götürüp, orada sıcak yemek ve çay ile buluşması için insan üstü bir çalışma içerisinde bulunuyordu.
Tüm bu çalışmalarından dolayı gerçekten kutlanmayı hak etti polisimiz.
Tabii sadece polisimiz mi? Belediyeyi de unutmamak gerekir.
Bandırma’nın kent içindeki ana arterleri başta olmak üzere belli başlı ana caddeleri hemen tuzlama çalışmaları ile trafiğe açık tutulur hale dönüştürüldü.
O yoğun tipi ve kar yağışında, Bandırma şehir içindeki yollar trafiğe açık tutuldu.
Belediye Başkanı Recep Eraydın’ın yurt dışında bulunmasına nedeniyle yardımcıları Talip Yıldız ve Mehmet Aslaner, belediye ekiplerinin başında, yanında yer alarak, onların çalışmalarını bir yandan denetledi bir yandan da teşvik ederek, daha üstün bir performans sergilemelerini de sağladı.
Tüm bu çalışmalar içerisinde Kızılay’ı da unutmamak gerekir.
Yüzlerce insanı iki gün boyunca misafir edip de, onlara sıcak yemek ikramında bulunmak suretiyle, bir kez daha karagün dostu olduğunu ortaya koydu.
Keza 911 Arama Kurtarma Derneği de, koordineli bir çalışma ile şehirlerarası yollarda mahsur kalan yolcuları, araçları, araç sahiplerini en yakın yerleşme birimine ya da Bandırma’ya taşıyarak, bir doğal felaket ortamında, her zaman hazır kıta olduklarını da bir kez daha sergilediler.
Tüm bu olağanüstü çalışmalar sergilenirken, hiç mi olumsuz tablo yaşanmadı. Tabii ki yaşandı. Her fırtına ve karda olduğu gibi TEDAŞ bir kez daha sınıfta kaldı.
Hizmeti, sadece vatandaşa sattığı elektriğin karşılığında para toplamak olarak algılayan bir kurum olduğunu yine ortaya koydu. Üç gün boyunca Bandırma ve çevresinin elektriksiz kalmasını gönül rahatlığı ile bizler gibi izledi… Onların bence affedilecek tarafları yok. Eminim ki, biz bu elektrik kesintilerini önümüzdeki onlarca yıl boyunca daha çok yaşayacağız. Çünkü en ufak bir çabaları yok!..
Bir de fırsattan istifade edip, fahiş fiyatla yolda kalanları kazıklamaya çalışan kimi esnaf akıllarda soru işareti bıraktı; Türk insanı bu değildi… Allah bir daha böyle bir felaketi bizlere yaşatmasın diyelim.
