Üretici yıllardır bağırmasına…
Birlikleri, şikâyetler yağdırmasına…
İhracatçıları, sürekli pazar kaybetmesine…
TV kanallarında, milletin gözünün içine bakarak reklamlar yapılmasına rağmen yeni uyandık.
Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı inceleme başlattı.
*
Alınan örnekler beklendiği gibi.
Bal sahte, üretim merdivenaltı, vurgun büyük.
Bakanlık il müdürlüklerini uyaracakmış.
Reklamlara kısıtlama getirilecekmiş.
Gerçek üretici korunacakmış!
*
Her malın sahtesini üretmekte beceri sahibi piyasamız, sahte balı yıllar önce keşfetti.
Nişasta bazlı şeker üretim kotası yükseltildi.
Mısır şurubu, balın en önemli maddesi oldu.
Şuruba esans, enzim ve biraz da polen konuldu, her taraf bal ile doldu.
Özel Televizyonlarla anlaşıldı.
Ünlü sanatçılar çuval dolusu parayla, senaryoya dahil edildi..
“ 4 şişe bal, peteği yanında, kargosu içinde hepsi 100 TL”
Bağırtısıyla satıldı.
*
Kavanozu açan, şekerle kandırıldığını anladı ama derdini anlatacak makam bulamadı.
Yılda 70 bin ton bal üretilen memleketimizde, arısız bal üretimi 200 bin tona birden fırladı.
Ne kadar işsiz güçsüz varsa hepsi bal satıcısı oldu.
Ne balın faydası, ne arının haysiyeti, ne de ağzın tadı kaldı!
2 TL’lik maliyetle hepsi köşeyi döndü.
*
Tarım Bakanlığı, 2007 de bir karşı atak yaptı.
Alkolsüz içecekler tebliğine madde ekledi, “ Bal aroması ilave edilerek aromalı şarap üretilmez” kısıtlamasıyla…
Sahte bal yapımını engellemek istedi.
Bazı firmalar “ Olmaz” dedi.
Davalar açıldı, kaybedildi.
Eski hamam, eski tas oldu.
Türkiye Arı Yetiştiricileri, iptal için karşı dava açtı.
Sonuç yine değişmedi.
*
Sözde bal üretiminde dünya dördüncüsüyüz.
Avrupa’nın 800 milyon Avroluk bal piyasası var.
Biz en sonuncuyuz.
İhracatımız 3 milyon Avro.
“Sahtekârlık” yüzünden her yıl azalıyor.
*
Gerçek bal; mideye, kalbe, ciğere, kana, damara şifa.
Sahtesi; kanser, siroz, diyabete davetiye.
Sonuç:
Arısız bal, sahipsiz piyasa.
Ceplere tokat, sağlığa şamar.
*
Yine de inançlıyız.
Avrupa Birliği’ne hala adayız!
***************************
