Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Şükran GÜNAY

Babalar Babacıklar

Şükran GÜNAY Yazar Şükran GÜNAY
13 Ekim 2020
Şükran GÜNAY
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Genç kadın, elini yüzünü yıkadı. Salona, oradan da balkona geldi. Tan yeri ağarmıştı.

Oldum olası bu sahil şehrini çok severdi. Çocukluk, genç kızlık yıllarının bakir Kuşadası onun hiç bitmeyecek sevdasıydı. Ev halkı mışıl mışıl uyuyordu. Her zamanki gibi yüreğinin içindekileri bir bir gözden geçirdi. Sırayla üst üste koydu. Yürek bohçasını kimseler görmeden yüreğinin gizli köşesine yerleştirdi. Dualarını turnaların kanatlarına asıp, gökyüzüne uğurladı. Bakışları ise denizin engin sularındaki maviliğe uzandı. Geçmişin anılarına dalmıştı ki babası geldi. Arkasından annesi. Hep böyle olurdu, üçleşirler ve tatlı tatlı sohbet ederlerdi. Sohbete başlamadan önce, sabah namazının verdiği huzuru anlata anlata bitiremezdi babası.

Sohbet esnasında konu ana babalardan açılmıştı ki aklına geldi. Babasına:

“Babam hep baba var, babacık var! derdin. Neden böyle derdin? Bir bildiğin vardı kesin. Bak, benim de üç yavrum var. Ana oldum. Başka anaları, babaları tanıdım. Neydi senin bildiklerin?”

Babası derinden bir “Ah!” çekti ve başladı anlatmaya:

Sen bilmezsin, annen bilir, bizim kasabada arabacı Osman vardı. Hani at arabaları vardı ya? Bilirsin. Eskiden gelinlerin çeyizleri, at arabaları ile taşınırdı. Kamyonlar çıktı çıkalı, onların da pabucu dama atıldı. Öyle bir arabası vardı Osman’ın, yük taşırdı. Arabasını gelin gibi süsler, atlarını iyi beslerdi. Ekmek teknesi tabii. Osman yakışıklı adamdı ha! Boylu, poslu, kara kaşlı, siyah saçlı, güçlü kuvvetli bir delikanlıydı. Hiç yanlış bir hareketi de yoktu. Severdik hepimiz. Büyük küçük tanır, sazına sözüne güvenilirdi. Adam gibi adamdı yani.

Evi kahvelerin karşısındaydı. Karısı gündelikçi olarak çalışırdı. Güzel mi güzel, hanım mı hanım bir de kızları vardı. On on iki yaşlarında. Akşamüstü, herkesin kahvede oturduğu bir gün, Osman’ın karısı avazı çıktığı kadar hem bağırıyor hem de hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sesin geldiği tarafa doğru kulak kabarttık, baktık; saçını başını yoluyor. Bir yandan da kızını sokağa sürüklemeye çalışıyor. Bizim Osman ise; kızını ve karısını tekme tokat avludan içeriye atıyor,

“Beni rezil ettiniz o…!” diye sayıp döküyordu.

Birkaç zaman sonra bir dedikodu yayılmaya başladı:

“Ne gibi?”

“Ne olmuş?”

“Kız hamileymiş!”

Hepimiz donduk kaldık. İçimiz cız! etti. Ne de olsa bizler de babaydık. Osman’a, karısına, kızına yani hepsine ayrı ayrı üzüldük. Elimizden bir şey gelmezdi. Yardım istemediler. Çocuk kimden acaba diye düşünür olduk. Arkadaşlarla aramızda lafını sözünü bile edemedik. Allah korusun! Bizler de babaydık.

Aradan epey bir zaman geçti, duyduk ki kadın polise bile gidememiş. Çaresiz yutmuş başına gelenleri. İşin aslını önceleri bilemedik. Gün geçtikçe unutuldu mesele. Kız görünmez oldu. Mahalledeki kadınlar sayesinde eşlerimizden duyduklarımızla yetindik. Allah sonumuzu hayır etsin dedik durduk.

“Kimden hamile kalmış?”

“Kimden olacak? O it oğlu it Osman’dan! Kendi kızını…”

“Ne! Nasıl?”

İşte böyle kızım. Hepimiz şakına döndük. Kahrolduk. Kanun adamlarından ses çıkmadı. Herkes görmemiş, bilmemişe döndü. O zamanlar şimdiki gibi değildi. “Kol kırılır yen içinde kalır.” gibi bir saçmalık vardı. O kırılan kolun bir gün kangren olacağını kimse düşünemezdi. Derdini söylemeyen dermanını nasıl bulur? Kadıncağız kim bilir daha neler gördü, yaşadı ve çekti o dinsiz imansızın elinden. Ya o kız çocuğu? Ya o dünyaya gelen masum yavru? Böylesi babacıklar da var işte! Ondan derim; baba var, babacık var diye. Atalarımız “babana bile güvenmeyeceksin” diye, boşuna dememişler.

“E! Ne oldu sonra?”

“Hepsi aynı evde oturmaya devam ettiler. Kızın oğlan evladı oldu. Ana kız kuma gibi yaşadılar. Çocuk üç dört yaşlarına gelmişti. Kimseler sesini çıkarmadı. Kendi hallerinde yaşayıp gittiler.”

“Sonra? Sonra?”

Yine bir akşamüstü, erkeklerin kahvede, kadınların ise kapı önünde oturduğu bir andı. Arabacı Osman, kahvenin önünden geçerken atlar birden yere çöktüler. Osman allahsızı arabadan indi. Atlara ana avrat düz gitti, bağırdı, çağırdı. Gık yok! Atlar kalkmıyor! Aldı eline kırbacı, başladı zavallıları kırbaçlamaya. Hayvancıklar dayanamadılar, kalktılar. “Oh be! Hele şükür!” dedi bizim imansız Osman. Arka tarafa doğru yürüdü, tekerleklere baktı, tamam. Çuvalın biri yere düşmüş. Yarısı arabanın altında, yarısı yolda. Eğildi arabacı Osman, çekti çuvalı. O çekiş! Atlar birden çöktüler. Osman arka üstü yere düştü. Baktık, Osman arabanın yükünün altında inliyor!

O anı görmeliydin yavrum! Seneler geçti, gözümün önünden gitmez. Bağırsakları dışarı fırlamış. İçi dışı karışmış; ağzından burnundan kanlar akıyor. Gerisini sen düşün artık. Oracıkta danalar gibi bağıra bağıra can verdi. O zamanlar şimdiki gibi değil. Doktor, ambulans nerde? Allah’ın hikmeti işte! Adaletinin zamanını bilen yok ki. Yüce Yaradan affetsin, içimden sevindim. Bilmem ki hata mı ettim? Ettimse de ettim işte. Allah, böylesi canavarların elinden zamanında kurtarsın yavrularımızı, fırsat vermesin bu canilere.

Genç anne ağladı, babasının boynuna sarıldı. Baba da kızını bağrına bastı sıkıca. Hıçkırıklara boğuldular üçü de. Ne yazık ki böyle babacıklar da var dediler sonunda.

Balkon çiçekleri boyunlarını büktüler. Üç yüreği sessizlik sardı. Genç anne düşüncelere daldı; umutsuz ve çaresiz. Bir öğrencisinin yaşadıkları geldi aklına. İnanılacak gibi değil, ama çok babacıklar, anacıklar var ve bu gerçek demekten kendini alamadı. Bu nasıl bir iştir dedi, bildiklerini elekten geçirdi. Bir türlü akıl erdiremedi. Bilemedi. Sözün bittiği ama öfkenin doruk noktada olduğu yerdeydi. “Tanrı’m, aklımı koru” diye yalvardı, ağladı, ağladı…

Günümüzde sıkça şahit olduğumuz bu ve benzeri tecavüz, şiddet, saldırı olaylarını engellemek için neler yapılmalı? Aileler, toplum ve devletler bu durumdan ne kadar sorumlular sizce?

 

Paylaş
Etiketler: babaKuşadasıTurna
Önceki Yazı

Eski Hikâye Eskidi Yeni Hikâye Zamanı

Sonraki Yazı

KOVİD’de Virüs Zarfını Hedefleyen Gargaraların Potansiyel Rolü

Şükran GÜNAY

Şükran GÜNAY

İlişkili Yazılar

Sonbaharda Aşk
Doğa-Çevre

Sonbaharda Aşk

12 Kasım 2025
5k
Her Kasımda Hallerim
Anma

Her Kasımda Hallerim

10 Kasım 2025
5k
Dün-Şimdi-Yarın
Edebiyat

Dün-Şimdi-Yarın

07 Kasım 2025
5k
Sonbaharda Hallerim
Doğa-Çevre

Sonbaharda Hallerim

20 Eylül 2025
5k
Sonraki Yazı

KOVİD’de Virüs Zarfını Hedefleyen Gargaraların Potansiyel Rolü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap