Allah rızası için yapılan, maddi ve manevi her iyiliğe, sadaka denir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir: “Şeytan, fakirleşirsiniz diye korkutup, size cimriliği, çirkin şeyleri emreder, sadaka verdirmek istemez. Allah ise kendi lütfundan size mağfiret ve bol nimet vadediyor. Allah’ın ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bekara 268)
Sadakanın faydaları hakkında, hadis-i şerifler: ” Hastalarınızı sadakayla tedavi edin. Sadaka, her hastalığı ve belayı defeder.” İlmi olan ilminden, malı olan malından sadaka versin.” “Sadaka verenin rızkı artar ve duası kabul olur!” “Sadaka, kabir azabından korur. Kıyamette de himaye altına alır.”
“Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.” ”Sadaka 70 çeşit belayı önler. Bunların en hafifi cüzzam ve barastır. ”Gizli verilen sadaka, Allah’ın gazabını söndürür.” İslamda Sadaka; Allah’ın rızasını kazanmak düşüncesiyle karşılıksız olarak yapılan yardım ve iyiliktir. Bunun sevap ve mükâfatı çok büyüktür.
Gücü yeten Mü’minlerin fakir ve zayıf kardeşlerine yardım ellerini uzatmaları, onların ihtiyaçlarını gidermeleri İslâmi ve insanî bir durumdur. Sadaka ile fakirlerin yüzü gülecek, zengin ve yoksullar arasında büyük uçurumların açılması önlenecektir.
Sadaka vermek övülen, Allah’ın hoşuna giden bir durumdur. Sevgili Peygamberimiz sadakanın ömrü uzattığını bildirmiş, “Yarım hurma tanesi ile dahi olsa korununuz” buyurarak, sadaka vermeyi teşvik etmiştir.
Bir başka hadiste de “Her türlü iyilik sadakadır.” buyurmuştur. Buna göre Müslüman kardeşlerimize göstereceğimiz güler yüz bile sadakadır. Hatta kendi ihtiyaçlarımızı, çoluk çocuğumuzun ve diğer yakınlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak, iyiliği emredip kötülüğü yasaklamak, zayıflara yardım etmek, selâm vermek, güler yüzlü, tatlı dili olmak da birer sadakadır.
Sadaka gösteriş için verildiği, yahut başa kakıldığı zaman değerini yitirir ve vereni de günahkâr eder. En iyi sadaka gizlice yapılandır. Bir de sürekli olarak yapılan sadaka vardır ki buna sadaka-ı câriye denilir. Hayırlı bir evlat yetiştiren kimse, kıymetli bir eser yazan müellif; cami, okul, köprü, çeşme gibi uzun süre duran binalar yaptıran kimse sadaka-i cariyede bulunmuş olur.
Müslüman bir kimse Allah’ın kendisine ihsan ettiği nimetlerden başkalarının da faydalanmasını ister ve bundan memnunluk duyar. Cimrilik son derece kötü bir huydur. Atalarımız “Az sadaka çok belayı defeder” demiş.
Resulullah efendimizle Ashab-ı kiram arasında şöyle bir konuşma geçer. Peygamber efendimiz buyurur ki:” Her Müslümanın sadaka vermesi lazımdır.” Ya Resulallah, bulamayan kimse ne yapar? “ Çalışır, kazanır ve sadaka verir.” Çalışacak bir iş bulamazsa ne olur?” “İhtiyacı olan kimseye herhangi bir şekilde yardım eder.” Yardım edilecek bir kimse de bulamazsa? ”Herhangi iyi bir iş yapması [malım olsaydı ben de verirdim demesi, birine yol göstermesi, yoldaki sıkıntı veren bir şeyi kaldırması, ölümü hatırlaması, zararı dokunmaktan sakınması, ilim öğrenmesi ve öğretmesi gibi hususlar] da onun için bir sadakadır. (Buhari, Müslim, Nesai)
Sadaka İlim tahsili yapılan yerlere, gerek zekât, fıtra, adak ve akika, gerekse sadaka şeklinde yapılan yardım, insanı kazalardan belalardan korur. Dünyada, sıhhat ve afiyet içinde bir ömür sürmeye sebep olur. Ayrıca farz olan cihad ve ilim yayma sevabına kavuşulur. Böylece yardım yapan kişi, hem dünyada hem de ahirette çok büyük nimetlere kavuşmuş olur.