Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Selami Saygın

Ayin’den Cuma’ya

Selami SAYGIN Yazar Selami SAYGIN
06 Ekim 2010
Selami Saygın
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Eylül ayında Van/Akdamar adasındaki tarihi kilisede 95 yıllık uzun bir aradan sonra yeniden ve kalabalık sayılacak bir katılımcı ile Ermeniler ayin yaptılar. Ermenilerin kendilerine ait bir kilisede ayin yapmalarının yadırganacak bir tarafı yoktur. Ancak bu ayinin salt dini bir yükümlülüğün sınırlarını aştığı zaten ayinden sonraki tutumdan da ortaya çıkmıştır.

Çünkü bir mabette 95 yıllık ayine ara verilmişliğinin izahı ister istemez olayı bir Hıristiyan ayinin doğal sınırları dışına çıkarmıştır.

Pek çok kimse 95 yıllık ayin kesintisini dönemin şartları içinde ele almadı. Ermenilere yapılan büyük bir haksızlığın, 95 yıl süren bir yanlışın telafisi gibi görmüştür. Bu görüş için Baskın Oran’ın yazıları (Radikal Gazetesi, 25-26 Eylül 2010) örnek verilebilir. Hatta M Akif Aydın bile Zaman’da yer alan röportajında, Ermenilere ve Rumlara karşı Türkiye’nin tutumunu “Milli bir refleks, içe kapanma” gibi değerlendirmiştir(Zaman Gazetesi, 3-Ekim-2010). Akdamar’daki ayini, bir büyük yanlışın, 95 yıllık bir haksızlığın giderilmesi gibi görmek başka büyük bir yanlışın tezahürü olmalıdır.

Dönemin askeri ve siyasi şartları içinde Ermeniler ve Osmanlılar arasında geçen bir mukatelenin sonunda Ermeniler tehcir edilmiştir. O tehcire bağlı olarak Van’da Ermeni nüfusu kalmadığından Ermenilerin Akdamar’daki Kiliselerinde de 95 yıl ayin yapılmamıştır. Hele bazı İslami çevrelerin Akdamar’da ki ayin törenini sevinçle karşılamalarını da makul bir gerekçeyle açıklamak hayli zordur.

Akdamar’da ki ayinden bir süre sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önderliğinde kalabalık bir topluluk 1 Ekim 2010 Cuma günü, Ani’deki Fethiye Camisinde Cuma namazı kılmıştır. Aslında Cuma namazı için seçilen yer teslim etmek gerekir ki son derece isabetidir. Ani’yi B.Selçuklu Hükümdarı Alp Arslan 16 Ağustos 1064’te fethetmiştir. Savaş yoluyla fethedilen yerin en büyük kilisesinin, o fethin bir sembolü olarak camiye çevrilmesi geleneğinin de bir sonucu olarak Alp Arslan Ani’deki Katedrali “Fethiye Camisi” diye, camiye çevirmiştir. Orada 16 Ağustos 1064’te ilk Cuma namazını kılmıştır.

Ani, o tarihte önemli bir yerleşim yeridir. İçindeki kiliselerin sayısı 500 tanedir. Aras nehrinin bir kolu olan Arpaçay’ın batı yakasında kurulmuştur. Arpaçay bu günde Türkiye-Ermenistan sınır çizgisini oluşturmaktadır. Alp Arslan Ani’ye geldiğinde orada Bağrati adıyla bir krallık (bazılarına göre ise prenslik) vardı. Bağrati Krallığı 1044’ten itibaren Bizans’a bağlanmıştı. Ani halkının çoğunluğu Ermenilerden oluşurdu. Ancak Bağrati hanedanlık üyeleri Gürcü idi. Ani X. Yüzyıldan itibaren Ermeni Katolikliğinin de merkezi olmuştur.

Günümüz Türkiye sınırları itibarı ile Alp Arslan’ın dolayısı ile Selçuklu Türklerinin geldiği ve ele geçirdiği ilk yer Ani’dir. Selçukluların gelmesi, Anadolu’da İslamlaşmanın da başlamasına yol açmıştır. Türkiye’nin doğusunda daha çok Ermeniler ve Süryaniler meskun iken orta ve batı bölgesinde ise kuzeyi ile birlikte Rumlar yerleşik idi. Ancak bu toprakların tümüyle hakimi ise Bizans idi. Türkiye topraklarında İslamlaşmanın başladığı uç nokta Ani’dir.

Ermenilerin de dini açıdan merkez saydıkları buradan İslamlaşmanın başlaması ayrıca dikkate değer olmalıdır.

MHP’nin ve Sn. Bahçeli’nin son dönemde takip ettiği tartışmalı ve vahim siyasi çizgisinin sonunda Türkiye topraklarında İslamlaşmanın başladığı yeri ve tarihi yeniden hatırlaması olumlu bir gelişme sayılmalıdır. MHP’nin genel siyasetini, İslam’ın ilkeleri ile hedefleri ile bir arya getirme, barıştırma eğiliminin bir başlangıcı sayılabilir mi? Yoksa siyasal rekabete bağlı olarak Ak Parti’ye tarihi bir camiden ve Cuma namazı aracılığı ile bir siyasi mesajla mı açıklanabilir? Bu soruların cevabı elbette zamanla daha iyi görülecektir.

Ancak Cuma namazının İslam’da ayrıcalıklı bir yeri vardır. Tek başına kılınmadığı gibi düşman eline esir düşen daha doğrusu işgale uğrayan yerlerde de kılınmaz. Cuma namazı İslam egemenliğinin, birliğinin adeta siyasi bir sembolü gibidir. Bu yüzden de onu ya halife yada halife tarafından görevlendirilen birisi kıldırır. Tek başına Cuma namazı kılınmaz. MHP’nin muhtemelen Akdamar’daki ayine bir tepki olarak vermek istediği siyasi mesajları için Türkiye’de İslamlaşmanın başladığı uç noktayı Ani’yi seçmesi daha çok dikkate değer olmalıdır. MHP’nin hak ve özgürlükleri kısıtlayan anayasadan yana tavır alması gibi, Türkiye’de 1960 darbesinden sonra seçilenlerin üstünde oluşturulan vesayet rejiminin önemli kurumlarının haksız ve hukuksuz statülerinin değişmesine bile itiraz ederek anayasa oylamasında “hayır cephesinde” yer almasının ardından Ani’den başlangıç yapmasını milliyetçi tezlerle İslami ilkelerin barıştırılması çabasının bir belirtisi ve girişimi olarak belki görülebilir. Belli ki MHP hayırcı cephe içinde yer alarak yaptığı yanlışı görmüştür. Yeni bir seçim yapmak zorundadır. Kemalizm’e daha çok yakın durarak oradan bir şey elde edebileceği de şüphelidir. Çünkü oranın mütevellisi sayılan CHP oranın bekçisidir. MHP’nin Kemalizm’den uzaklaştığı oranda milletin büyük çoğunluğuna yaklaşmış olacağı da görülmüştür.

Ani’den ve Fethiye Camisi’nden siyasi bir mesaj vermek “Ermeni karşıtlığının” belirtisi olarak görülebilir mi? Böyle bir bakış açısı çok yanlış ve yersizidir. Bu değerlendirmenin sahibi olan Mümtazer Türköne (Zaman Gazetesi-01/10/2010) , bilmelidir ki, evet Türkiye’de İslamlaşma Ani’den ve Ermenilere karşı başlamıştır. Ani’de Cuma namazına öncülük eden MHP’nin İslami ilke ve amaçlardan önce kendine göre siyasi nedenleri de olabilir. Ama bu durum Ani’yi İslamlaşmanın başlangıcı olmaktan çıkarabilir mi?

“Osmanlılar Ani’de Cuma Namazı kılar mıydı ya da Ermeni karşıtlığını siyasi görüşlerinin temeli yapar mıydı?” Bu sorunun bir hayır cevabı beklediği açıktır. Üç-dört milyonluk Ermenistan’ın 73 milyonluk Türkiye’ye rakip sayılması da insan aklını ve matematik ilmini hafife almak diye görülebilir. Ne var ki sorun, bir Türkiye-Ermenistan rekabetinden uzaktır. Üstelik her mesele de Osmanlı’nın hatırlanması, “olsaydı yapar mıydı” diye bir soru ile konunun ele alınması da başka bazı takıntıların sonucu olabilir. Hatırlanmalıdır ki, Osmanlılar yüzyıldan daha uzun bir zaman Karamanlılar ile savaşmıştır. Karamanlılar din, mezhep hatta ırk bakımından Osmanlıların kardeşidir. Başlangıçta Osmanlılardan büyük olmalarına karşılık, ortadan kaldırıldıkları dönemde bu günkü Türkiye karşısındaki Ermenistan kadar zayıf ve güçsüzdüler. Buna rağmen Osmanlılar onların kardeşliğine, güçsüzlüğüne aldırmadan, kendilerine karşı düşmanla işbirliği yapmalarından, Osmanlının cihanşümul hedeflerine engel olmaya çalışmaları nedeniyledir ki, Osmanlılar yüzyıl mücadele etikten sonra Karamanlıları ortadan kaldırdıkları gibi onların temelini oluşturan sosyal tabakanın da önemli bir bölümünü Balkanlara iskan etmiştir.

Teslim etmek gerekir ki, Türkiye’nin İslamlaşması Bizans’a karşı (Ermenilere ve Rumlara karşı) gerçekleşmiştir. Bu İslamlaşmayı yadırgayanlar daha çok ve özellikle Ermenilerin/Rumların mağduriyetlerinden yakınmaktadırlar. Oysa tarihi durum böyle değildir. B. Selçuklular ortaya çıkmazdan önce Bizans, İslam Dünyasını haraca bağlamıştır. Her türlü saldırganlığı rahatça pervasızca yapmıştır. Selçuklular buna engel oldukları gibi Bizans’ı da adım adım geriletmiştir. Osmanlının son döneminde Türkiye topraklarındaki İslamlaşmayı tersine çevirecek büyük bir Haçlı atağı yaşanmıştır. Ermeniler ve Rumlar işte bu Haçlı atağının öncü rolünü oynamıştır. Türkiye’deki İslamlaşmaya karşı başlatılan Haçlı saldırılarının bir uzantısı olarak Balkanlardan ve Kafkaslardan İslam adeta kazılarak yok edilmeye çalışılmıştır.

Ancak Türkiye toprakları itibarı ile Haçlı saldırılarının öncüsü durumundaki Ermeniler ve Rumlar bu savaşı kaybetmiştir. Günümüzde Türkiye’nin vatandaşı olan Ermeniler ve Rumlar bu gerçeği içselleştirmelidir. Bu gerçeğe göre davranmaları halinde her türlü hak ve özgürlüklerini sonuna kadar kullanabilmeleri hiçbir itirazla karşılaşmaz.

Aksi halde sıradan gündelik bir hak kullanımı bile sorun haline gelmektedir. Tarihin yok sayılması, her şeyin yeniden hiçbir şey olmamış gibi ele alınması aklın sınırlarının zorlanmasıdır.

S E Ç İ L M İ Ş K A Y N A K Ç A :

1-İslam Ansiklopedisi, C.1, MEB Yayınları, İstanbul 1993, s.435.

2-İbnü’l-Esir, El-Kamil Fi’t-Tarih Tercümesi/İslam Tarihi, Tercüme Eden: Abdülkerim Özaydın, C.10, Bahar Yayınları, İstanbul 1987, s.51.

3-Ebü’l-Ala Mevdudi, Selçuklular Tarihi, Çeviren: Ali Genceli, Hilal Yayınları, İstanbul 1971, s.229.

4-Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2010.

Paylaş
Etiketler: ayin töreniniayındinErmeni KatolikliğiErmenilerFethiye Camisinde Cuma namazıkilisetarih
Önceki Yazı

Bugün 6 Ekim İstanbul’un Kurtuluşunun Bayramı..

Sonraki Yazı

Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na Göre İstisnalar

Selami SAYGIN

Selami SAYGIN

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

İlişkili Yazılar

Selami Saygın

Kadının Yeri Ne Oldu?

24 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

Kerbela Faciası

10 Aralık 2012
5k
Selami Saygın

İç Savaşın Başlaması

26 Kasım 2012
5k
Selami Saygın

Kalpak

08 Kasım 2012
5k
Sonraki Yazı

Özel Öğretim Kurumları Kanunu'na Göre İstisnalar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap