Avrupa Zulmü ve Göçmenler

Eğer utanmazsanız:
Tüm Avrupa’nızın çevresini “Çin Seddi” şeklinde denizlerin içinden “beton kale” ile çevirin ey vicdansızlar…
O sömürüp bitirdiğiniz, yoksul bıraktığınız insanlar artık iyice aç kaldıkları için kapınıza dayandı.
Siz onlara göçmen diyorsunuz…
Onlar göçmen değil, onlar önce sömürdüğünüz, sonra gençlerini çalıp sattığınız, sonra da işe yaramaz gördüklerinizi katlettiğiniz insanların çocukları…
Onların kaderlerini sizin atalarınız ve şimdi de siz korkunç hale getirdiniz…
Vebal de sizde günah da sorumluluk da…

Sömürdünüz, kaçırdınız, sattınız, katlettiniz ve bıkmadınız…
Şimdi, inim inim inletip yoksul bıraktığınız o insanlar aç…
Koskoca Afrika’yı: madeni, serveti, tarımı ve insanıyla sömürüp yerle yeksan ettiniz…
Sadece sömürmekle yetinmediniz, insanlarını çaldınız ve sattınız…
Amerika kıtasında size direnen Kızılderilileri acımasızca öldürdünüz, sonra insansız kalan Amerika’yı zavallı Afrikalılarla doldurdunuz…
Çünkü çok verimli geniş tarım alanları vardı ve köle işçiye çok ihtiyaç duyuluyordu.
Köle ticareti ile hepsini Amerika’ya taşıdınız…
En ağır şartlarda ve en zalimce çalıştırdınız sonra da işi bitince katlettiniz…

Bir de Asyalılar: onlar da kendi yağı ile kavrulabilen kendilerine göre dünyaları olan toplumlardı…
Onları da çok kötü sömürdünüz… Ellerinde ne varsa aldınız…
Gerçi onların bir altyapısı vardı, az da ola direnebildiler o yüzden Afrikalı kadar onlara katliam yapamadınız… Yine de acımasızca sömürüp sonra da öldürdünüz…
Böl- parçala- yut taktiği ile yapabileceğiniz en acımasız baskıları yaptınız…
Şimdi 1,5 milyar nüfusu ile ne Hindistan ayakta durabiliyor ne de tüm Güney Asya ülkeleri…
Hele stratejik yollar üzerinde bulunan: Afganistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkeleri iyice parçalayıp mahvına sebep oldunuz…
Ve birçoğu halâ oyuncağınız…

Nijerya’dan Afganistan’a, Angola’dan Moğolistan’a saymakla bitiremeyeceğimiz nice ülkeyi tarumar ettiniz… Topraklarını çöle, insanlarını zavallı hale dönüştürdünüz…
Acı olan şu ki bunca acımasız zulüm ve sömürünüzün adını hiç utanmadan da “size demokrasi, medeniyet, hürriyet, insanlık getiriyoruz” diye koydunuz…
Bunları istemeyenleri de köle yapıp katlettiniz…

Hiçbirine dokunmasanız her biri kendi yağı ile kavrulabilecek geleneği, inancı ve ne kadar üretebiliyorsa onunla varlığını sürdürebilecek, çok da mutlu olabilecekti…
Doyumsuzluğunuzdan dolayı tüm dünyayı acımasızca sömürürken de her şeyi bir daha düzelmesi mümkün olmayacak şekilde birbirine karıştırdınız…
İnsanlığı çözülmesi mümkün olmayan kördüğüme çevirdiniz…
Bu arada aç gözlülüğünüz iki dünya savaşı yaptı ve kendi halkınızı da mahvettiniz…
Belli ki bundan sonra nice hatalar yapacaksınız ve hem kendinizi hem insanlığı mahvedeceksiniz…

Şimdi o acımasızca sömürdüğünüz toplumların aç insanları karınlarını doyurmak için yine size koşuyor…
Siz aç bıraktınız siz doyurmalısınız…
Lakin zulmünüz yine devam ediyor:
Sadece Akdeniz’e itip de boğulmalarına sebep olduğunuz göçmen sayısı on binlere dayandı…
Ayrıca şu anda on binlercesi kıyılarınıza çıkmaya çalışıyor…
Hapishane gibi kamplarınızda açlık, felaket, baskı gören on binlerce göçmen de işin cabası…

İki tane raporla kurtaracağınızı sanıyorsunuz…
Çok, “ah” aldınız çok…
Bunun acıları 1. Ve 2. Dünya Savaşlarından daha ağır olarak yine sizden çıkacaktır, hiç merak etmeyin…
Der ya atalarımız: “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste…”
Bir de utanmadan bu göçmenleri “Kavimler Göçüne” benzetiyorsunuz…
Anlıyoruz, çok korkup diyorsunuz ki: “Kavimler Göçü dünyanın en güçlü devleti Roma İmparatorluğunu yıktı, tedbir almasak bu göçler de Avrupa’yı yıkar…”
Ne yaparsanız yapın bu kadar zulmünüzün ardından mümkün değil kaderden kaçamayacaksınız…
Bu gidişle görünüyor ki sonunuz Roma İmparatorluğundan da kötü olacak…