12 Ekim 2011 tarihinde “60 milyon dolar harca ama kaçak yap” diyerek manşet yaptığımız Beykent Üniversitesi’nin sahibi Adem Çelik’e ait Avalon inşaat, yaklaşık bir yıldır mühürlü olarak ortalık yerde duruyor. Ve aynı gün, kaçak Beykent Üniversite binasıyla ilgili bir köşe yazısı yazmışım. Ve yazımda; ‘Beykent Üniversitesi’nin içinde bulunduğu Türkiye’nin ilk örnek inşaatı olduğu iddia edilen Avalonla ilgili detaylı bilgi sahibi oldum. İçersinde; üniversite, hastane, otel, işyerleri bulunduğunu, araştırma sonucunda öğrendim.
Ve mühürlemenin ise, Ocak 2011 tarihinde yapıldığı bilgilerine ulaştım. İnşaat mühürlenmiş, ceza kesilmiş ve gerekli yazışmalar yapılmıştı. Ve biliyor musunuz; haberi yaptıktan sonra, ne bir siyasi partiden, ne bir meslek örgütünden, ne kentle ilgili kurulmuş bir girişimden, ne bir kanaat önderinden tek bir satır açıklama ve tepki görmedik. Siyaset neden yapılır? Kentin çıkarları neden korunur? Neden onca söz edilmesine rağmen, incir çekirdeğini doldurmayacak konularda konuşulur da asıl mesele hakkında konuşulmaz? Avalon İnşaatı orada duruyor? Mühürlü… Aynı zamanda mühürlendiği tarihten itibaren dışında ve içersinde çalışmalar devam etti. Ve kimsenin sesi de gıkı da çıkmadı’ dedim.
*****
Mühürlemenin üzerinden yaklaşık iki yıl, yaptığımız haberin üzerinden ise yaklaşık bir yıl geçti. Ve o günden beri ne yerel yöneticilerden ne de Avalon inşaatın sahiplerinden haber var.
Kocaman bina ortalıkta öylece duruyor.
Kaçak binayı yapan kim? Türkiye’nin en büyük özel üniversitelerinden biri… Mimarlık, Mühendislik bölümleri olan bir üniversite…
Bu üniversitede görevli öğretim görevlileri çocuklara ne öğretiyorlar?
Projeye uygun bina yapmayın…
Fırsatını bulur bulmaz kaçak yapın…
Ne kanun tanıyın, ne proje…
Bunların öğretilmediğini biliyorum. Ama kaçak binayı, projeye uygun olmayan binayı bir özel üniversitenin sahibi yaparsa ne olur? İşte orada tuz kokar… Tuz kokunca da yapacak bir şey yoktur.
Geceleri çalışıyorlar mış!
Bu binada geceleri çalışma yapıldığı iddia edilince yerinde araştırma yaptık…
İddiaların doğru olduğunu yerinde gördük…
Mühürlü bir inşaatta çalışma yapılırsa, yasal olarak inşaatın sahipleri hakkında ne yapılır?
İnşaat hakkında gerekli denetimi yapmayan belediye yetkilileri hakkında ne yapılır?
Uydudan bakılınca kaçak yapılaşma kabak gibi ortada duruyor.
Büyükçekmece Belediyesi’nin yetkililerine soruyoruz.
İki yıldır mühürlü olan bina hakkında bugüne kadar ne yaptınız? ,
*****
Üniversiteler, hastaneler, özel okulların yapımında her türlü kolaylığı belediyelerin göstermesi gerektiğine inanıyorum.
Sakına yanlış bir anlaşılma olmasın.
Ancak, imar alırken, binanın ortasını boş bırakacağını açıklayacaksın, ruhsatı alır almaz açık kalması gereken yeri derhal kapatıp, binlerce m2’lik alan kazanacaksın. Ve üniversite olacaksın… Ve okulunda çocuklara yasalara, imar kanunlarına, meslek etiğine yönelik nasıl çalışacaklarını öğreteceksin?
Sahi, devlet nerede?
Bu ülkede tuz kokmuş, tuz!…
Üniversiteler ortada…
Devlet ortada…
Düşünün, BDP, ÖDP’li yöneticiler ve yüzlerce insan topluca Şemdinli’ye gidiyorlar…
6 tane PKK’lı yolun ortasında yürüyen yüzlerce insanı karşılıyor.
Öpüşüyorlar, koklaşıyorlar…
Sonra iktidarla muhalefetin karşılıklı salvoları…
Ve asıl soru şu…
Sahi, devlet orada nerede?
******
Türkiye toprakları üzerinde 30 yıldır, eşkıya sadece geceleri değil gündüz yol kesiyor.
Hani uçan kuştan haberimiz vardı?
Her hareketi gözlenen, telefonları dinlenen, peşlerinde sivil polisler olan BDP’liler Şemdinli’ye giderken devlet nerede?
Dünyanın en büyük ordularından birine sahip olmakla övünülen bu topraklarda, teröristler gündüz yol kesiyorlar.
Ellerindeki bilgisayarlarla GBT yaparak, kimin devlet yanlısı olduğuna bakarak işlem yapıyorlar.
Ve sınırların içersinde onlarca kampı var… Kandil’de değil, bilmem nerede değil, kendi sınırlarımızda…
Silahlı eğitim kampları…
Tuz kokarsa…
Kokuyor da…
Tam ibretlik…
Sonra, BDP’liler Uludere’yi ziyaret edecekler.
Sivil minibüs içersinde onbeşin üzerinde asker…
Şoför, köy korucusu…
Bu askerler nereye gidiyorlarmış? BDP’lilerin gececeği yollarda mayın kontrolü yapacaklar mış?
Hey Allahım; sen akıl fikir ver…
Sivil minibüsle, 15 asker mayın aramasına gidiyor.
Zırhlı araçlar mayınla patlatılıyor.
Ama biz sivil araçla, çocuklarımızı mayın aramaya gönderiyoruz?
Sonra, dokuz çocuğumuzu yitiriyoruz.
Tuz kokarsa ne olur?
Olması gerekenler oluyor.
Ve biz seyrediyoruz…
