Bu başlığı Sayın İhsan PEKEL’in “ Atatürk’ü Anlamak ve Anmak” isimli kitabından esinlendim.
Siyaset bilimciler günümüzde, ülkemizde üçlü bir ideolojik bölünmenin olduğunu ifade ediyorlar.
Birincisi, Atatürk’e saygı duyan ama Atatürk’ün duygu ve düşüncesine karşı olanlar. Bu ideolojik kesim, Atatürk’ü ülkemizi düşmanlardan kurtarmış bir kahraman olarak görür. Ancak Atatürk ilkelerine kısmen veya tamamen karşı kesimlerdir. Laiklik, devletçilik, halkçılık, devrimcilik karşısındaki tutumları olumsuzdur. Cumhuriyetçiliğe karşı değillerdir, ama içerdiği demokrasinin fazla geniş olduğuna inanırlar. Milliyetçiliğe karşı değildirler ama Milliyetçilik anlayışları, ırk ve dinin öne çıktığı ve ağırlık taşıdığı çoğu zaman yayılmacılık eğilimi taşır. Bu kesim kendini Ülkemizde Milliyetçi Hareket Partisi ve benzer partiler tarafından temsil edilirler.
İkincisi, Hem Atatürk’e hemde onun ilkelerine karşıdırlar. Bu kesim Atatürk’e kızgın ve hatta düşmanlardır. Onlar açısından önem taşıyan ümmet’dir. Demokrasi, cumhuriyetçilik, devrimcilik, halkçılık, laiklik ve milliyetçilik onların ideolojilerinin dışındadır. Sadece devletçilik ilkesi onlara ters düşmemektedir. Bu kesime örnek kendini siyasi İslam olarak konumlandıran partilerdir. Saadet partisi, vb
Üçüncüsü, hem Atatürk’e hem de İlke ve devrimlerine sahip çıkanlardır. Atatürk ile Atatürk önderliğinde gelişen Türk devrimini ve ideolojisini bir bütün sayarlar, bir bütün olarak benimserler. Yirmi birinci yüzyılın gerektirdiği yenilemeyi Atatürk ilkeleri ışığında gerçekleştirmek isteyenlerdir. Bu kesime de CHP örnek verilebilir.
Şimdi soracaksınız AKP bu üç kesimin hangisine giriyor diye, Ben AKP’nin henüz evrimselleşme sürecini tamamlamadığına inanıyorum. Bu süreç tamamlandığında AKP kendini hangi bölümde konumlandıracaktır. Bu siyaset bilimciler tarafından hala tartışılmaktadır.
Son gelişmeler dikkate alındığında, kanaatimce AKP bu süreci tamamladığında kendisini birinci kesimde konumlandıracaktır.
Gelecek ise, bu üç kesim arasında geçen siyasi mücadelenin sonuçlarına göre şekillenecektir.
Galip gelecek kesim, muhtemelen geçmişin bekçiliğini yapan değil geleceğin öncülüğünü yapandan kesim olacaktır.
Bu noktada, üçüncü kesim sahip olduğu ideoloji nedeniyle avantajlı olarak görülmektedir. Çünkü geleceğin öncülüğü sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri olan demokrasi, özgürlük, eşitlik /adalet ve dayanışmanın yaşama geçirilmesinden geçmektedir.
Son söz, yurdumuzun kurtuluşunu, ilke ve devrimleri ile halkımızın aydınlanmasını sağlayan, Önderimiz, kahramanımız M. Kemal ATATÜRK’ÜN anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
