Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cuma, Aralık 5, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Atatürk ve Cumhuriyete Sahip Çıkmak…

Prof.Dr. Levent SEÇER Yazar Prof.Dr. Levent SEÇER
31 Mart 2014
Levent SEÇER (Prof.Dr.)
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

”Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil bırakılmış toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmakçadır. Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan, eğitimden, çağdaşlıktan, Atatürk sevgisinden, cumhuriyetten ve bilimden uzakta tutan zalim ve madrabazlar hainlerdir. Ünlü filozof Nietzsche’ye ait bir (aforizma) şimdi Türkiye bu gerçeğin yaşanacağı bir seçime giriyor.

Türkiye’de yaşananlara baktığımda, geleceğin Türkiye’sin de oluşacak tablonun karamsarlığını yaşıyorum. Atatürk ve cumhuriyetin kimlerin elinde nasıl yok edilmeye çalışıldığını gördükçe, her duyarlı Türk vatandaşı gibi, kendi geleceğimin de karanlık bağnaz bir zihniyete teslim edilmesini kabul edemiyorum. Peki, bu karamsarlığın yaşanmaması için ne yapmalı? Öncelikle Türk toplumunun aydınlanması, okuması ve bilinçlendirilmesi gerek, Atatürk ve cumhuriyet, akıl ve bilim, kültür ve sanat, kısacası eğitim darında toplumun tüm bu değerleri birlikte paylaşmasını bilmesi gerek.

Özellikle inanç saygınlığını siyasete bulaştıranlara karşı seslerini yükseltmeleri gerek. Türkiye her geçen zaman karanlık bir anlayışın ortasında tıkanıp kalmaya doğru sürükleniyor. Kendi kişisel hırsları yüzünden, koca bir ülkeyi felakete doğru sürükleyenlerin bu tablo umurlarında bile değil, onlar sadece kendi siyasal gelecekleri ve çıkarlarının saklanması noktasında, kimsenin sorgulama yetkisinde olmaması istedikleri bu. Yargı erkinin nasıl bir noktaya getirildiğini gördükçe, insanın yargıya duyduğu güvenin yok olması da, duyduğum endişenin bir başka parçasıdır.

KANUN BENİM ANLAYIŞI…

Fransa’da 14’lui kanun benim demişti, Fransa’nın yaşadığı en karanlık dönemde Lui, tek başına kanunlara hâkim olan adamdı, üstelik tüm dünyaya demokrasiyi hediye eden bir Fransa. Türkiye’de Başbakan tıpkı 14’lui gibi bir resim çiziyor. Toplumun adeta korkarak yaşadığı bir ülke Türkiye, konuşma özgürlüğü, sanat, edebiyat, Atatürk ve cumhuriyet, bilim ve çağdaş düşünce anlayışı, adeta topluma farklı biçimde anlatılmaya çalışılıyor. Başbakan Atatürk demekten nedense hoşlanmıyor. Gazi Mustafa Kemal diyor ama Atatürk demiyor. Ne mutlu Türküm Diyene sözünü nedense kullanmadı, aksine Türk kimliğinin silindiği bir noktadayız.

Başbakanın son açıklamaları kabul edilir gibi değil, Bir Başbakanın kullanmaktan kaçınması gereken sözler, Başbakan Türkçede olmayan farklı bir dille konuşuyor. Böylelikle Batı’ya nasıl bir malzeme sunduğumuzun farkında bile değiliz. Demokrasi istemek insan hak ve özgürlüklerinin bir gereğidir, âmâ siz bunu sokakta insanların üzerine polis gücünü salarak susturmaya çalışırsanız, işte asıl ülkeyi o zaman felakete sürüklemiş olursunuz.

İnsan hak ve özgürlükleri yara almış durumda, düşünce özgürlüğünün paylaşılmasını istemeyen bir anlayış, İnternet’e yasak getirmek tehlikenin asıl adı değil mi? Toplumun haber alma bilgilendirme özgürlüğünü elinden almak hangi demokrasi gösterir acaba? Kendi toplumuyla barışık olmamak, toplumu mezhepler noktasında bir ayrılığın ortasında bırakmak, milleti yarını olmayan bir çatışmanın içine sürükleyerek uzaktan seyretmek sivil darbenin adıdır. Anayasanın birinci maddesinde ” Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.

İdare şekli halkın kendi kendisini idare etmesi esasına dayalıdır. Türkiye devletinin şekil-hükümeti cumhuriyettir” peki şimdi gelinen noktaya bakarsak. Anayasada şekli yazılı olan cumhuriyetin saygınlığı nerede kalmıştır? Biz Atatürk ve cumhuriyete düşman bir anlayışın esaretinde kalmışız öyle değil mi? Iyad bin Âmin Madani adamın adı. Ankara’da düzenlenen Büyükelçiler Konferansı’na çağırmışlar bu adamı konuşmacı olarak. Bu adam konuşmasında açıkça Atatürk’e adeta kin kusuyor ve hakaret ediyordu. ‘Karakterimle ilgili şüpheleri silmek için söyleyeyim. Ben kahvemi şekersiz içerim. Siz buna sade diyorsunuz.

Türkiye’de eğer kahvenize şeker atarsanız karakterinizle ilgili şüpheler olduğu düşünülebiliyor” Bu adam aklı sıra kurtuluş savaşımızın önderi, cumhuriyetimizin kurucusu, aydınlık devrimimizin önderi Atatürk’e laf dokunduruyor hakaret ediyor, âmâ o sırada başka Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu olmak üzere çok sayıda bakan bürokrat bu adama sessiz kalıyor,  işte Atatürk ve cumhuriyete düşman anlayış, bu utanmaz çöl bedevisini dakikalarca alkışlıyor.90 yıllık Cumhuriyet tarihimizin hiç bir döneminde hiç bir iktidar, son 12 yıldır yaşadığımız utançları yaşatmadı, onurumuzu çiğnetmedi. Atatürk ve Cumhuriyet hiç bir dönemde bu kadar hakaret görmedi, neredeyse toplum arasında Atatürk bir din düşmanı olarak gösterilmeye çalışılıyor.

Âmâ birileri onun resimlerinden rahatsızlık duyarken, ona tüm dünya hala saygı duyuyor.” memleketi yönetenlere bu yetkiyi sen vereceksin, âmâ onun cinsini cibilliyetini kanını niyetini iyi gör tanı ki ona göre bu yetkiyi ver” diyen Atatürk değil mi? Atatürk ve cumhuriyet bir bilimdir demiştim bir yazımda, âmâ bugün birileri bırakın Atatürk’ü, bilimden bile rahatsızlar, üstelik toplumun eğitimden sanattan bilimden aydınlıktan uzakta kalmaları için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Toplum cahil bırakılıyor.

Başbakan şimdi böyle bırakılmış bir topluma hükmetmek, onları kendi düşünce anlayışıyla etki altına almak için kolay yolu seçiyor. Güdülmüş koyun misali cahil bırakılmış toplum, üstelikte her söylenene inanan sorgulama yetkisinde bile olmayanlar. Şimdi koca bir ülkenin geleceği adına karar verebiliyor.

YEREL SEÇİM GERÇEĞİ…

Cahil bırakılmış bir toplumun seçme karar verme gerçeği kavrama yetkisi yoktur demiştim. Şimdi böyle bir seçim sürecine girdi Türkiye. Yaşananlar ortada, âmâ hala bunları topluma farklı desenler sunarak kapatmaya çalışma gayreti içinde olanlar, Türkiye’nin nasıl bir felakete sürüklendiğini görmüyorlar, sadece kendi siyasal geleceklerini koruma gayreti içindeler. Ülkesini karanlık bir anlayışa teslim etmemek için çırpınanlara kan kusturan bir zihniyet, oysa sağduyulu bir anlayışla da yaklaşılabileceğini bildiği halde, demokrasiye zarar veren bir siyasi otoriteden başka ne beklenebilir ki. Atatürk ve cumhuriyet düşmanlığı yapmak istedikleri ilk şey değil mi? Yerel seçimler gerçekten Türk siyasi hayatında çok büyük önem taşıyor. Şimdi Türk toplumu gerçekten bir demokrasi sınavı verecek bana göre, âmâ

Demokrasiyi hala bilmeyen cahil bırakılmış bir toplum ülkenin geleceğini tayin edecek kaygılarım budur. Başbakanın yaşanan korkunç gerçekleri görmemezlikten gelerek, inadına konuşma dilini değiştirmemesi başka bir üzüldüğüm gerçek. Cahil bir toplumla seçime gitmek, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar acı gerçeğin ta kendisidir. Böyle bir seçimle iktidara gelenlerin düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabazlığın adı (aforizma’dır), ama toplum bunun hala farkında değil olmayacakta, yine neyi neden seçecek bunun farkında olamayacak, Başbakan iyi bir hatip ve halkı iyi analiz ederek konuşuyor, nasıl bir kitleye nasıl hitap edeceğini biliyor etkiliyor meydanı, bu gerçeği her şeye rağmen kabul etmek lazım, Hitler’de bu biçimde milyonları topluyordu meydanlara, bir onbaşı arkasından sürüklüyordu milyonları konuşmalarıyla.

Başbakan kendi yarattığı milletim dediği topluluğun hala sempatisini kaybetmedi tüm yaşananlara rağmen, âmâ hala seçime giden bir ülkede meydanlarda saldırgan tutumunu devam ettirerek ayakta kalmaya çalışıyor, oysa Batı’da Türkiye’de yaşananlar olsaydı, Hükümet siyasetinin sorumluluğunu bilerek istifa ederlerdi, sağlıklı bir yargılama sorgulama ve gerçeklerin ortaya çıkarılması adına. Fakat aksine muhalefete saldırarak kendi siyasal geleceğini koruma çabasında olmak yerine, siyasetin onur ve saygınlığını temsil etmenin asıl anlam taşıdığının bilmek gerek. Türkiye’de ne yazık ki güçlü bir muhalefet olmadığı sürece, AKP her dönem bu gücünü kaybetmeyecektir bana göre. Türk toplumu adına gelecek adına kalıcı projeler üretememek AKP anlayışına malzeme olarak kalıyor hepsi bu. Ne CHP ne MHP nede diğer partiler siyaset üretemedikleri takdirde.

Başbakan her şeye rağmen cahil bırakılmış bir toplumu istediği biçimde arkasından sürükleyip gidecektir. Gezi olayları ve ardından yaşanan rüşvet skandalları sonrasında değişmesi gereken oluşumların yaşanmaması ve aksine saydam bir siyaset adına çaba gösterilmemesi gelecekteki yaşanacakların korkusunu taşıyor olmamdır. Dünyanın birçok yerinde sanat çalışmalarına katıldım, seçimler gördüm, âmâ hiç bir ülkede, kendi ülkemdeki gibi yaşananlara tanık olmadım.

Hiç bir Başbakan adayının resmini duvarlarda görmedim, milyonlar harcanarak yapılan bayraklarla donatılmış caddelere rastlamadım, daha bir gün sokakta bir partinin miting yaptığına tanık olmadım, sadece kendi seçtiği gazetecilere sorular sordurarak tek başına TV programına çıkan bir Başbakan adayı görmedim. Dünyanın hiç yerinde Başbakanın sergilediği hiç tanımadığım konuşma dilini üslubunu bir başka liderde görmedim. Türkiye bir hafta sonra gerçekten çok önemli bir seçim yaşayacak, kazanan keşke demokrasi olsaydı, âmâ asıl korkularım 31 Mart tarihinden sonra Türkiye’de yaşanacaklar.

Talan edilen bu güzelim ülkemde, felaketin geliyor olmasını okurlarımla paylaşmak istemezdim. Âmâ ne yazık ki gerçekler böyle, Türkiye demokrasiyi huzur ve mutluluğu asla paylaşamayacak, AKP kaybetse de değişen bir şey olmayacak aksine Türkiye çarkın ortasına iyice kilitlenip kalacak. Demokrasiyi kilitleyenler beklide kaçacak ama kalanları da temizlemek zaman alacak. Türkiye Atatürk’üz ve cumhuriyet olmadan asla mutlu olamayacak, işte bu seçim bu nedenle zor bir seçim olacak bekleyip göreceğiz. Asıl şimdi Atatürk ve cumhuriyete her zamankinden daha çok sahip çıkmalıyız.

Paylaş
Etiketler: atatürkcumhuriyetseçim hakkıTürkiye'de yaşananlar
Önceki Yazı

Vitamin, Mineral ve Antioksidanlardan Kaçış Başladı

Sonraki Yazı

Yeşeren Demokrasi Ağacının Suyunu Kesmeyin. Oylar HDP’ye

Prof.Dr. Levent SEÇER

Prof.Dr. Levent SEÇER

İlişkili Yazılar

Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Emeğe Dayalı Evrensel Demokrasi

09 Ağustos 2023
5k
Tükenişin Tek Sorumlusu CHP
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Tükenişin Tek Sorumlusu CHP

09 Temmuz 2023
5k
Umuda Yolculuk
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Umuda Yolculuk

22 Haziran 2023
5k
Levent SEÇER (Prof.Dr.)

Aydınlık Özgürlük Şarkının Adı Bu Olmalı

19 Haziran 2023
5k
Sonraki Yazı

Yeşeren Demokrasi Ağacının Suyunu Kesmeyin. Oylar HDP’ye

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025
Yaşlı Adam Yanıyor

Yaşlı Adam Yanıyor

05 Aralık 2025
Yörüklerin Harika Öğütleri

Yörüklerin Harika Öğütleri

05 Aralık 2025
Sen veya Sizlere

Sen veya Sizlere

04 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap