Atı ve köpeği kaçırılmıştı. Böyle bir hakaret neyi amaçlıyordu. Kime ne yapmıştık. Burada bir yanlışlık var ama perişan olduk, diyordu. Yaşar, uzun boylu, siyah saçlı ve atıyla taşımacılık yapıyordu. Yaşar, kendi halinde, kimsenin tavuğuna kışı demezdi. Çocuklarını da kendi gibi yetiştirmişti.
Kıyafetleri folklorikti. Zeybek oynayacakmış gibi bir tarzı vardı. Muhtara gitti, olayı anlattı. Muhtar, köye giriş ve çıkış yollarını tutalım. İzleri takip edelim. Muhtar iz sürmeyi iyi beceren yardımcısı Ali’ye çıkışı tutturmuştu. Muhtar aksi halde ahırlar aranacak, diyordu. Yaşar her eve varacak ve köpeğine seslenecekti. Köpek sahibinin sesini tanıyacağı için ortaya çıkabilecekti.
Muhtar çobanı görmek için, dere vadisine indi. Gördüğü bir şey var mı öğrenelim, dedi. Yanına aldığı yardımcısıyla dere boyunda, çobanı buldu ve atçı Yaşarın köpeği ve atını gördün mü? Bu akşam kaybolmuş, dedi.
Çoban hiçbir şey görmediğini söyledi. Buraya getirilmiş olsalar, koyunlar ayak izlerini de silmiştir, dedi.
Muhtar yardımcısıyla, neler yapacaklarını konuştu. Köyde her evin ahır ve damına bakalım. Köyümüzde böyle bir şeyin cezasız kalması, ilerisi için iyi olmaz, dedi.
Yaşar ile muhtar aramaya başladılar. Ev sahiplerine, haberiniz olmadan ahırınıza koymuş olabilirler. Minareyi çalan kılıfını hazırlar misali, diyor. Yaşar, oğullarına haber salıyor, köyün çıkışını bırakmasınlar, diyor.
Yaşar, genelde yarış atı besler ve satardı. Yarış atını arabada kullandığı oluyordu. Yarış atını sahibine vermeden önce yarışa sokuyor ve aldığı başarıyı görmelerini sağlıyordu. Kaçırılan atı da yarış atı zannetmişlerdi.
Muhtar vardıkları ev sahibine Yaşar’ı köpeğine seslendiriyordu. Köpeğin kesin cevap vermesini bekliyordu. Köyün yarısı bitmişti. Muhtar biraz daha hızlanalım. Akşama kadar bitirelim, diyordu. Kenar mahallede yaşlı teyzenin evine vardıklarında, teyzeyle hâl hatır sordular. Yaşlı teyze ahırı yıllardır kullanmıyorum, dedi.
Muhtar, gizlenecek ahır, dedi. Yaşar köpeğine seslendi ve inilti duydu. Kapıyı açtılar ki, köpeğin ağzı bağlı, at ise aç acına bekliyor. Düşündüğümüz doğru çıktı. Demek ki birkaç gün sonra alıp gidecekti.
Yaşar atını çekiyor ve köpeğinin ağzını çözüyor. Dışarıya çıkarıyorlar. Muhtar nineye sana bir şey diyen oldu mu? Diye soruyor.
Nine; sormadıkları gibi ses bile duymadım, diyor.
Muhtar kimin yaptığını bulacağız. Mutlaka gören olmuştur. Nineye kadar koca at ve köpek gider de görülmez mi? Köyümüzde böyle şeyler olmaz, bunlara izin verirsek, köyümüz yaşanacak olmaktan çıkar. Köyü de polis mi beklesin, diyor.
Yaşar kimseden şüphelenmiyorum. Dediğin gibi atı yarış atı diye kaçırdılar. Yarış atlarının iyi para ettiğini biliyordur.
Muhtar, telaşa gerek yok. Soruşturacağımız kişilerden biri veya birkaçı görmüştür. Çünkü ninenin evi tenha bir yerde değil, dedi.
Muhtar nineye yakın oturanları sorguya çekti. Özellikle çocuklara hediyeler söz verdi. Komşu çocuklardan biri, atı ahıra çekerken, Selim’i gördüm. Bir süre sonra, çıkıp kaçtı, dedi. Muhtar çocuğa hediyeni alacaksın, dedi.
Muhtar, yardımcıyı çağırdı. Şehre gittiğini söylediler.
Muhtar yanına Yaşar’ı da alarak, Selim’e gittiler. Hanımına olayı anlattılar. Hanımı yapmış olabilir. Çünkü şehirde kumar oynuyormuş. Geldiğinde size gönderirim, dedi. Akşam Selim’e Muhtar bekliyor, dedi.
Selim muhtara varıyor. Muhtar Selim’e; bir daha şehre gitmeyeceksin. Köyden ayrılmayacaksın. İş için ücretli çalışacaksın. Biz de atı ve köpeği senin kaçırdığını kimseye söylemeyeceğiz, diyor.
Selim, sözünüzden çıkmayacağım, diyerek özür diliyor.
Hasan TANRIVERDİ























