Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Cumartesi, Aralık 6, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar İlhan YARDIMCI

Asrın Hastalıklarından Biri: “Kadın Hakimiyeti…”

İlhan YARDIMCI Yazar İlhan YARDIMCI
20 Nisan 2019
İlhan YARDIMCI
0
400
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kadınla erkeğin ayrı kalıplara döküldüğü, kadınları tâciz yapıldığı, kadın haklarının korunulmadığı, eşitlik nâralarının atıldığı, çeşitli kadın derneklerinde her ağızdan bir ses, her kafadan bir fetva çıktığı, cinayet, sarkıntılık, boşanma, katliam olaylarının çoğaldığı bir zaman dilimindeyiz.
Zaman zaman sokağa dökülüp: “Atatürkün çocukları, Atatürkün askerleri”sloganları ile zihinleri bulandırmak isteyen, kaos meydana getirerek ideal ve ideolojilerinde üstünlhük sağlamak isteyenlerin sayısı az değildir.
Şer güçler tarafından destek gördükleri, Emperyalistlerce beslendikleri malûmdur.
Medyada çıkan bazı haberler, alevlendirilen bazı olaylarda, dünyanın kadın hakimiyeti eline geçeceği belirtiliyor.
“Erkek gelinler ülkesi” ismi altında gazetelerde çıkan Endonezya, Batı Sumatra’da çekimleri yapılan “Duvarların Arkasında” isimli belgeselde kadın hakimiyetinden bahsediliyor.
250 milyon nüfusuyla dünyanın en büyük İslam ülkesinde kadın egemenliği anlatılıyor.
Evlenen erkekler kız evine gidiyor, erkek kadının soyadını alıyor, sokağa atılan erkekler için “Sığınma Odaları” bulunuyor. Karısı tarafından boşanan erkekler, ortada kalıyor.
Dünyanın ve İslam Aleminin çalkantılar geçirdiği bir zaman içinde, Türkiye’de de kadın hakimiyeti üzerine tezgâhlanan çok sayıda oyun ve tuzak, boşanma davalarının her geçen gün biraz daha arttığı bir toplum haline getiriliyoruz.
Desteklenen, beslenen, kışkırtılan çeşitli kadın derneklerini görmek mümkün.
Yüce Kitabımızda (Nisa, 4/34) de Mevlâ şöyle buyurur:
“Allah’ın kimini kimine üstün kılması ve mallarından yaptıkları harcamalar sebebiyle, erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyup gözeticidirler. Saliha kadınlar ise itaatkârdırlar; Allah kendilerini nasıl korudu ise, onlar da kocalarının yokluğunda onların hukukunu korurlar…”
Bu ayetten erkeğin hâkimiyeti anlamını çıkarmak doğru değildir. Ayette erkekler “kavvamdır” deniliyor. Bu kelime, hâkim manasına değil; yönetici, gözetmen, sorumlu manasına gelir.
Bir ailede, bir evde riyaset konusu dört ihtimali içine alır:
a) Bir evde hiçbir reis olmasın. Bu durumda anarşi olur.
b) Bir evde iki reis olsun. Bu durumda evin huzuru bozulur ve her zaman kavga gürültü olur.
c) Evin reisi kadın olsun. Bu durumda riyasetin temel özelliği olan kuvvet, metanet, sözünü dinletmek gibi konularda kadınların -şefkat kahramanı birer anne oldukları için- otoriteyi kurmalarının zor olduğuna insanlık tarihi ve insanlık ailesi şahittir.

d) Evin reisi erkek olsun. İşte bu durumda ailenin huzur ve mutluluğu sağlanmış olur. Çünkü bir evde sözü dinlenen bir büyük, bir reis olmazsa o ailede anarşi kol gezer. Böyle sözü dinlenir bir büyüğün büyük çoğunlukla ancak erkelerden olabilirliği herkesin bildiği bir realitedir. Çocukların -yüzde doksanın üzerinde bir oranda- anneden ziyade babadan çekindikleri, onun sözünü daha fazla dinledikleri gerçeği, gün gibi ortadadır.
Bu durumda siz olsanız evin sorumluluğunu kime verirsiniz? Demek ki, evin reisi olmak, daha üstün olmak anlamına değil, ailenin huzur ve barışını ve de geçimini temin etme konumunda olmak manasına gelir.
“Kapitalist toplumlarda patron olan kadınlar”dan söz edilmekte; bununla Kur’an’ın “ekonomik yükümlülüğünden ötürü” erkeğe öncelik vermesinin manasız olduğuna işaret edilmektedir
Hukuk ve kanunlar toplumdaki nüfusun çoğunluğuna göre ve ön görülen en uzun zaman diliminde etkisini gösterecek şekilde yapılır. Bu ilmi kuralın penceresinden bakıldığı zaman, Kur’an’ın “aile geçimini erkeğe yüklemesi, buna mukabil evin reisi olarak kabul etmesi” ile ilgili hükmü, Müslüman toplumların nüfuslarının kahir ekseriyetinin kapsayan ve bin yıldan fazla yürürlükte kalıp etkisini gösteren bir düzenlemedir. Şu anda da İslam âleminde, hatta gayri müslim ailelerin çoğunda da, aile geçiminin yükümlülüğü erkelere aittir. Kaldı ki, bir-iki asrıdır teknolojinin ortaya çıkmasıyla, insanlar, biraz olsun kazma-kürek ve başka meşakkatli işlerden kurtulmuş, masa başında iş yapmaya başlamıştır. Kadınların rahatlıkla iş yapmaları da ancak bu asırlarda mümkün olmuştur. Buna rağmen bugün bile kadınların önemli bir kesimi ev hanımıdır, ne çalışabilir ve ne de geçimini temin edebilir. Bütün bu gerçekler ortada iken, “ilgili ayetin zamanı geçmiş” demek için kör olmak gerekir.
Kadınların erkeklere itaat etmesi, onlar için bir küçüklük değildir. Evde bir erkeğin makul olan sözlerini yerine getirmenin ne zararı vardır! Evde sözü dinlenecek bir kimseye ihtiyaç olduğuna göre ve bu kişi de -yukarıda açıklanan gerekçelerden ötürü- erkek olduğuna göre, çocuklara örnek olma adına kadının kocasına itaat etmesi kadar makul bir durum olamaz. Dairede çalışan kadınların yabancı erkelerin emirlerini harfiyen yerine getirdikleri ortada iken, kendi eşine karşı duyarlı davranması kadar doğal bir şey olabilir mi? Bununla beraber, bu itaat kavramı, bir amir-memur durumunu çağrıştırmamalıdır.
İslam’da evvela İslam’a aykırı, bir emir ve rica olamaz. Allah’a muhalif olan yerde kula itaat edilmez. Bu sebeple bu itaat, aile içerisinde kadının dik kafalılık etmemesini ön gören bir kavram olarak görülmelidir. Bu açıklamadan, erkeğin hanımına itaat etmemesi diye bir anlam da çıkarılmaz. Nitekim, Peygamberimiz (asm), meşhur Hudeybiye olayında, kurbanların kesilmesini istediği halde, sahabeler vaziyetin şaşkınlığından ötürü yerlerinden kımıldamamışlardır. Ve bu durumu eşi Hz. Ümmü Seleme ile istişare etmiş ve tavsiyelerini yerine getirmiştir.

İslam’ın bu karşılıklı anlayışları benimsediğini çok iyi bilen Bediüzzaman hazretleri: Ailenin huzur ve mutluluğunu “hürmet-i mütekabile=karşılık saygı” erdemine bağlamıştır.
Ayette erkeğe büyük bir sorumluluğun verilmesinin gerekçesi olarak gösterilen “erkeklerin üstünlüğü”, fazilet üstünlüğü değildir. Ayette belirtilen üstünlük, aile geçimini sağlama noktasındaki üstünlüktür. Yani, erkek kuvvette, sabırda, aile geçimini temin etmede kadından daha üstündür/daha kabiliyetlidir/daha dayanıklıdır demektir. Kocaların eşlerine mehir vermek, evin masraflarını yüklenmek, aileyi geçindirmek gibi mali yükümlülükleri taşıyabilmeleri için bu farklı kabiliyetlere sahip olması kaçınılmazdır.
İslam’da gerçek üstünlük, fazilet, kıymet ve değer üstünlüğüdür. Yoksa, bir çok hayvanın insanlardan güç kuvvet bakımından daha üstün olduğu bilinmektedir. Nitekim, “Allah katında en değerli/ en üstün olanınız Allah’a karşı en çok saygılı olanınızdır” (Hucurat, 49/13) mealindeki ayette üstünlük kriteri (erkeklik-kadınlık değil), Allah’a karşı gösterdikleri saygı olduğu ifade edilmiştir.
Şahitlikte İki Kadın Bir Erkek: Kur’an’ın ilgili ifadesinin meali şöyledir:
“Erkeklerinizden iki şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa şahitlerden razı olacağınız bir erkek; biri unuttuğunda, şaşırdığında diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir.”(Bakara, 2/282).
İslam hukukunun temelini teşkil eden meseleler vahye dayanır. Ana hatlarıyla Kur’an’da yer alır.. Kur’an’daki hükümler incelendiğinde, ilk göze çarpan husus bu hükümlerde insanın hem bedeni, hem de ruhi yapısının dikkate alınmış olmasıdır.Şahitlik meselesinde de bunu görmek mümkündür. Demek ki, buradaki esas mesele kadının yaratılışı ile doğrudan alakalıdır.Bu hususu şöyle açıklayalım:
a) Özellikle hesap-kitap işi olan mali konularda, iki kadının bir şahit olarak kabul edilmesi, kadının psikolojik yapısının bir gereğidir. Kadının esas mizacı heyecandır ve heyecanlarıyla yaşar. Bunun için düşünceler, aklından çok kalbine işler, tesirleri de o şekilde gelişir. Hadiseler karşısında pek tarafsız kalamaz. Merhamet ve şefkat tarafı ağır bastığından hadiselere aklından ziyade sezgisiyle yaklaşır. İşte bu durumda iki kadının istişaresi sonucu kolektif aklın devreye girmesiyle muhtemel hataların önüne geçilir.
b) Kadınların erkeklerden farklı olarak her ay adet görmektedir. Bu durum, kadının sinirleri, ahlakı, zihni üzerinde etkili olur. Bu olumsuzluklardan biri de unutkanlıktır. İşte bu normal hallerinden ötürü her zaman başlarına gelen bu unutkanlık, işlerde, hesaplarda hata yapmalarına sebep olur. Nitekim ayette yer alan “biri unuttuğunda, şaşırdığında diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir”mealindeki ifadede, işin bu yönüne dikkat çekilmiştir.
c) Diğer yandan, kadın daha çok içe dönüktür. Kendine has bir dünyası vardır. Gün boyu ev işleriyle iç içedir. Çocuklarının bakımı ve terbiyesi ile meşguldür. Ticaret, alışveriş, iş hayatı siyasetle çok az kadın ilgilenir. Dış dünyanın bu kadar uzağında olan bir kadın hariçte olan hadiselere nasıl vakıf olacak, mahiyetlerini nasıl öğrenecek, aklında nasıl tutacak, şahitliğini ne nispette tam yapabilecektir? İşte kuvvetli bir ihtimalle hata yapmaya erkekten daha yatkın olan kadınlardan iki şahidin tavsiye edilmesi, bu riski ortadan kaldıran veya asgariye indiren bir formül olarak görülmelidir.
d) İslamiyet, şahitlik meselesinde kadına erkek kadar bir mükellefiyet yüklemeyip, iki kadının şahitliğini bir erkeğe denk tutmakla onun hakkını zayi etmemiş, aksine onu korumuş, yükünü hafifletmiş, bir günaha düşmesini önlemiştir. Çünkü şahitlik büyük mesuliyet gerektiren bir iştir, ağır bir vazifedir.
Diğer taraftan iki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine eşit tutulması hiçbir zaman kadının erkeğin yarısına eşit olduğunu göstermez. Çünkü bu sadece şahitlik meselesinde her türlü teminatın bulunmasına önem verildiğinin bir göstergesidir. (İnternet sitelerinden aynen alınmıştır)
Hazreti Ademle/Havva’nın Cennet’ten kovulmalarına vesile olan, Kadın hakimiyetidir. “Yasak Meyveyi” kandırarak Ademe’e yediren ana Havvadır.
Fıtratta nazik ve dişi yaratılan kadın; aldatma, aldanma hasletlerine sahiptir.
En büyük Âlim, ilk insan Adem’in dünyaya geldiği günden Kıyamet’e kadar; Bilim/Teknik, icatlar, felaket ve savaşlar, nüfusun artması ile açlık ve ölümlerin vuku bulması, insanların dinden uzaklaşması, ahlaki gerileme, Kur’an ve Sünnetin yeteri kadar hayata uygulanmaması mukadder olacak, Hazreti Adem’in söyledikleri aynen çıkacaktır.
“Dünyanın hakimiyeti kadınların eline geçecek” bir kehânet değil, mecâzi anlamda geçerli olan bir hakikattir.
Kadının/Kadınlığın, Ananın/Analığın istismar edildiği, menfaat aracı olarak kullanıldığı Asrın Hüsranında, aileden başlayıp, zirvelere kadar kadınlar hakim değil midir?…
Allah kadını kadın, erkeği erkek olarak yaratmış, yüklerini belirlemiştir. Hükümranlık adalet ve O’nun emirlerine göre olursa huzur, saadet, selamet getirir, yoksa anarşiye dönüşür.

Paylaş
Etiketler: 'Kadın Dernekleri'Erkek gelinler ülkesiKadın Hakimiyetikadınları tâciz
Önceki Yazı

Demokrasi neden hazmedilmez ki?

Sonraki Yazı

Yoksa Ben Bir Feminist Miyim?

İlhan YARDIMCI

İlhan YARDIMCI

İlişkili Yazılar

Din ve Ahlak

Hastalar Risalesi Hastalıkla Barışmaya ve Bağışıklık Sistemini Güçlendirir

13 Ocak 2022
5k
Din ve Ahlak

Şikâyet ve Karamsarlık Sonsuzu…

05 Kasım 2021
5k
Anı / Günce

Bir Damla ve Düşündürdükleri

29 Ekim 2021
6.4k
Edebiyat & Sanat

Şikayet!..

26 Ağustos 2021
5k
Sonraki Yazı

Yoksa Ben Bir Feminist Miyim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Bebeğim

Bebeğim

06 Aralık 2025
Güvenlik Görevlisi

Güvenlik Görevlisi

06 Aralık 2025
Aklımda Bir Ses Var

Aklımda Bir Ses Var

06 Aralık 2025
Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

Türkiye’nin Ortak Geleceği: Birlik, Kimlik ve Toplumsal Dayanıklılık Üzerine Kapsamlı Bir Düşünüş

05 Aralık 2025
Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

Nasıl Bir Toplum Olduk. Birinin Ak Dediğine Diğeri Kara Diyor

05 Aralık 2025
Ve Bilirsin

Ve Bilirsin

05 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,

Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap