Değerli Okurlarım!
Aşk’ın tanımını yapmak mümkün değildir.
Aşk, kendi içinde baş eğmişliği, kendi dışında da başkaldırmayı öne çıkarır.
Niye? Çünkü, güzel olan hülasa edilemez. denilir..
Belki şöyle diyebiliriz. Aşk:, çılgınlık içinde düşünmektir.
Çılgınlıksa; gerçek insan olma yolunda yürümenin adıdır.
Unutmayalım ki, mıymıylar aşk adamı olamazlar. Aşk, uysallığın toprağında boy vermez, veremez. Acı ama bu böyledir. Evet öyle.. Aşk adamı olmadan, ne bilge, ne devrimci, ne siyasetçi ve ne de sanatçı olunur.
Aşk, sıradanı sıra dışı yapar.
Biz, aşkla evreni ve içindekileri fark ederiz.
Gelin, burada gözlerimizi kapayıp bir iyice düşünelim. Adını hatırlayamadığım ama soyadı Timuçin olan bir yazın adamımız, “Aşkta insan bir gözden çıkarıcıdır. En başta kendini gözden çıkarır. Tehlikelere atar. Her koşulda alışılmışın dışına çıkar.” der..
Onun için aşk serseriliktir.
Kendini adamadır.
Aşka aday kişi korkuların ötesine geçer.
İşte, serserilik burada anlam kazanır.
Aşk, bir bakıma kalıplara isyandır.
Bir tür her sınıra başkaldırıdır.
Aykırılıktır.
Aşk bir arayış ve adanıştır.
Hep çıkarlarına ayarlı biri aşkı yaşayamaz.
Aşk adamı olamaz.
Aşk ve Sevgi bir süreçtir.
Bunun için önce, tanış olmak, biliş olmak gerek.
Onun için bu konular aceleye gelmemeli.
Beklemesini bilip bir tür keşif yolculuğu yapmalı.
Keşif yolculuğu..
Kama Sutra: “Her geri zekalı, çocuk sahibi olabilir, ama haz almasını ve haz vermesini bilmek bir bilgelik işidir, bir sanattır.” der.
Sevgi dolu bir dolu bir gelecek özlemiyle…
ATATÜRK KÖŞESİ
Mevzubahis Vatan’sa gerisi teferruattır…
DÜŞÜN-TAŞIN
Şeytan insanları tuzağa düşürmek için para, kadın ve güç dokusundan bir ağ örmüştür. Ölümden korkma! Savaştan cayma! Ve sakın Gecikme TAKVA sahibi ol en küçük bir tehlike izine dahi rastlamayacaksın…
AFORİZMALARIM
Kalbimin yirmi dört saat hizmetinize açık olduğunu biliyor musunuz?
