Yılda savunma için 18 milyar dolar harcıyor muşuz. Ve denetim dışı…
TSK’da, mesleği askerlik olan; 205 bin profesyonel subay, astsubay, uzman jandarma bulunuyor. Yaklaşık 50 bin de sivil memur istihdam ediyoruz. 8 bin yedek subay ve 470 bin erle beraber ayrılan bütçenin büyük bir bölümü var olan kadronun ihtiyaçları için harcanıyor.
Ölecek askerimiz çok, teknolojik yatırımımız ve teknolojik olanaklarımız yok. Çünkü ölecek askerler için yatırıma ihtiyaç yok… Teknolojik yatırıma ise kaynak lazım.
Yenilenmesi gereken 243 karakoldan yalnızca 100’e yakını bitirebilmişiz dört yılda. Saldırıya uğrayan karakollara yardıma gelmesi gereken taarruz helikopterlerini 20 yıldır alamamışız.
Teknolojik açığımızı sınırsız insan gücümüz ile kapatmaya çalışıyor muşuz.
Amerika insansız savaş uçakları ile istediği yeri gözetleyebiliyor ve bombalayabiliyor. Biz ise sınırsız insan gücümüz ile cephanelikteki istiflemede 25 şehit veriyoruz.
Ve ilk açıklamayı yapan Orman Bakanı, patlamanın sayımda gerçekleştiğini açıklıyordu.
Kim takar sınırsız insan gücümüzün olduğu, “ölecek askerimizin” çok olduğu topraklarda, yitirdiklerimizin yaşayamadıkları ve özlemleriyle yitmelerini, geride gözü yaşlı insanları bıraktıklarını…
***
Dünyada sadece savunma anlayışı değil, tüm ekonominin teknolojiye dayandığı günümüzde, “Türkiye’nin savunma anlayışının teknolojiye değil insan gücüne dayanıyor olması istihbarat, keşif ve gözetleme alanlarında da zaafiyet yaratıyor. Birçok İnsansız Hava Aracı projesi yürüten Türkiye, aktif olarak hâlâ yalnızca İsrail’den aldığı HERON’ları kullanıyor. Yerli olarak üretildiği iddia edilen hiçbir teknolojinin aktif görev yapamaması, özellikle yazılım konusundaki bağımlılıkla birleştiğinde, Türkiye’nin istihbarat alanındaki zaafiyetini derinleştiriyor muş.
Bunun son dönemde en belirgin ortaya çıktığı olayların başında ise, Uludere’de 34 sivilin öldürülmesi ve 22 Haziran’da Suriye açıklarında düşen uçağa ne olduğunun hâlâ anlaşılamaması geliyor. Suriye krizi ayrıca, hiçbir yüksek irtifa hava savunma sistemine sahip olmayan Türkiye’nin, “zayıf” kabul edilen ülkelerle kıyaslandığında dahi birçok konuda açığının bulunduğunu ortaya koymuş.
***
Asker millet olduğumuz söylenen bu topraklarda, 22 yılda 2 bin 221 aske-rimiz intihar etmiş. Bin 602 kişi askerlik yapmamak için kendini elverişsiz hale getirmeye çalışırken ölmüş. Bu sayılar resmi rakamlar. Ya resmi olmayan rakamlar.
Ya intihara teşebbüs eden, askerlik yapmamak için sakata çıkma girişiminde bulunan sayı… Bunlar askerdeki sayılar… Ya askere gitmeden yaşanan girişimler…
Ya askere gitmemek için kaçak olan sayı ne kadar? Bilen var mı?
Ve askere giden çocuklarımızın bir bölümünün, üst rütbeli subayların eşlerinin hizmetlerinde olduğunu biliyor musunuz?
Yani askere giden çocuklarımız vatan savunmasında mı yoksa komutanların hizmetlerinde mi görev yapıyorlar?
***
Zamanın ruhu teknoloji… Hayatın tüm alanlarında olduğu gibi yurt savunmasında, istihbaratta da teknolojik olanaklar kullanılıyor. Biz ise hamasetle ve ölecek çok çocuğumuz olduğu için 21. yüzyılda yol almaya çalışıyor, 30 yıldır 5 bin kişilik PKK’yı yok edemiyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı 40 bin yeni öğretmen aldı, yeni öğretim döneminde.
330 bileşim öğretmenine karşılık, 2 bin 975 din ve ahlak öğretmeni almış.
Ve AK Parti ve MHP anlaşmışlar. Din dersinin zorunlu olmasında…
Ölecek çok çocuğumuz, hamasetle ülkeyi yönetecek çok siyasetçimiz, ölen çocuklarının ardından ‘vatan sağolsun’ diyebilen, nedenini soramayan çok insanımız…
Vergilerimizle yapılan askeri harcamalar denetlenemediği sürece ve denetlemek istemeyen iktidarlarımız olduğu sürece, bu pespayelik devam edece
