USA Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Anthony Fauci’ nin açıklamalarını okudukça bu ülkenin neden KOVİD’ den en çok vaka ve ölüm sayısına sahip olduğu çok daha iyi anlaşılıyor.
Dr. Fauci şimdi de aşılarla sağlanan bağışıklığın koronavirüs enfeksiyonu geçirilerek kazanılan bağışıklıktan daha etkili olduğunu iddia ediyor (1).
Şaşırmadım.
Daha önce Dünya Sağlık Teşkilatı’ nın (WHO) da buna benzer bir açıklaması vardı (2).
WHO da tıpkı Fauci gibi “Aşılar tabii enfeksiyonlardan daha iyi bağışıklık sağlarlar” başlığı ile attığı bir tivitin hemen ikinci cümlesinde “Aşılarla tabii enfeksiyonların yarattığına benzeyen bir bağışıklık cevabı elde edilir ama daha az risklidir” diyerek kendi kendini tekzip ediyordu.
Tabii enfeksiyon geçirenlerde hem hümoral (antikorlar), hem hücresel ve hem de lokal bağışıklık gelişirken aşı ile sağlanan bağışıklıkta “çoğu zaman” sadece hümoral bağışıklık elde edilir ve bu antikorlar da belirli bir süre sonra azalır hatta kaybolur.
Aşıların sağladığı bağışıklığın, hastalık geçirerek sağlanan bağışıklıktan daha etkili olacağını aşı şirketlerinin iddia edeceklerine ihtimal bile vermiyorum ama işte görüyorsunuz, bu dünyada her alanda pek çok “kraldan çok kralcılar” var.
İnaktif aşı da karalanıyor
Ülkemizde de uygulanan CoronoVac gibi inaktif aşılara karşı da bir karalama kampanyası yürütülüyor ve mRNA ve vektör aşıları öne çıkarılmaya çalışılıyor.
Oysa virüsün tamamını yani tüm antijenlerini ihtiva ettiği için inaktif aşıların sağladığı bağışıklığın daha kuvvetli ve mutasyonlara karşı da daha dirençli olması kuvvetle muhtemeldir.
Cell‘ de yayınlanan araştırma da bunu doğruluyor: T hücreleri tarafından tanınan antijenlerin çoğu S proteini dışındadır, olanların çoğu da reseptör-bağlanan yer (RBD) değildir. Bundan dolayı tabii bağışıklık yani hastalık geçirilerek kazanılan bağışıklık aşılarınkinden çok daha geniş kapsamlıdır. S proteinindeki mutasyonların etkisinin de çok az olacağı öngörülebilir (3).
Çok şükür ki sayıları çok az da olsa bu hakikati dile getiren doktorlarımız var
Mesela, Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, “Türkiye’de uygulanan inaktif aşı Sinovac’ın, mutasyonlu virüse karşı daha avantajlı olduğunu” belirtiyor (4).
SAĞLIK Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, “Türkiye’de yapılmış olan inaktif aşı tam bir aşı olduğu ve birçok bölgeden bağışıklık yanıtımızı uyardığı için bu mutasyonlu virüsten en az etkilenecek aşı” diyor (5).
Gelelim neticeye
Bilim adamları ve WHO’ nun bu tür bilim dışı ve akılla ve mantıkla bağdaşmayan açıklamalarına belki inanalar olabilir ama bu durum bilime duyulan güveni ciddi şekilde sarsıyor.
Aşı karşıtlığı ve bilhassa da aşı tereddüdünün tüm dünyada artmasının sebeplerinden biri de bu tür açıklamalardır.
Kaynaklar:
3. https://www.cell.com/cell-reports-medicine/fulltext/S2666-3791(21)00015-X#%20
***
Anadolu Ajansı‘ nın haberi:
ABD Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Anthony Fauci, ABC televizyonunda yaptığı açıklamada, mutasyona uğrayan Kovid-19’un Güney Afrika’daki varyantı hakkında henüz çok fazla bilgi olmadığını ve bu türün Kovid-19’un İngiltere’deki mutasyonundan daha “sorunlu” olduğunu belirtti.
Güney Afrika’da Kovid 19’a yakalananların iyileştikten sonra virüsün mutasyon geçiren varyantına yakalandığını belirten Fauci, “Bu da bize, önceki bağışıklığın sizi yeni virüse karşı en azından bu yeni varyanta karşı korumadığını gösteriyor ancak iyi haber şu ki aşı, Güney Afrika mutasyonuna yakalanmayı önlemekte doğal bağışıklıktan daha etkili görünüyor.” dedi.
