Grip hastalığının kökü kazınamamıştır ve görünen o ki bu yakın bir gelecekte mümkün de olmayacaktır. Bunun başta gelen sebebi grip virüslerinin birçok türünün olması ve belirli bir grip virüsünün de yapısının sabit olmayıp sürekli değişiklikler göstermesidir. Grip aşıları içinde 2 A tipi ve bir B tipi virüs bulunur. Bunlar bir önceki yıl dünyada en çok hastalık yapmış virüsler arasından seçilir. Aşının etkili olabilmesi için aşıda bulunan virüslere karşı yeterli miktarda antikor oluşması ve aşılanan kişinin alacağı virüsle aşıdakilerin aynı veya çok benzer olması gerekir.
GRİP AŞILARI TARTIŞMALI
Grip virüsleri sürekli değişikliklere uğradıkları için bu uyum her zaman ideal olmaz. Dolayısıyla da uyum ne kadar az ise aşının koruyuculuğu da o kadar az olur. İdeal şartlarda yani altta yatan başka bir hastalığı olmayan sağlıklı genç erişkinlerde aşının etkinliği yüzde 70-90 arasındadır. Oysa grip bu kişiler için zaten tehlikeli bir hastalık olmadığı için bunların grip aşısı olmaları da gerekli değildir. Grip aşıları ağır grip geçirme ve bu yüzden ölüm riski yüksek olanlara tavsiye edilir. Bunlar 65 yaşın üzerinde olanlar ile KOAH, kalp ve böbrek yetersizliği, diyabet vb gibi hastalığı olan kişilerdir. Bunlarda antikor cevabı genç ve sağlıklı insanlardaki gibi yüksek olmadığından aşının koruyuculuğu da buna göre azalır. Grip aşılarına etkili diyebilmek için grip aşısı olanların aşı olmayanlara göre gribe daha az yakalanmaları, yakalansalar bile daha az komplikasyonla karşılaşmaları ve ölümlerin daha az olması gerekir. 60 seneden fazla zamandan beri uygulanmakta olan grip aşılarının risk grubu hastalarda zatürree ve ölümleri azalttığını gösteren araştırmalar da vardır göstermeyen de. Kısacası grip aşılarının koruyuculukları tartışmalıdır. Ben buna rağmen riskli kişilere grip aşısı olmalarını tavsiye ediyorum.
https://m.takvim.com.tr/yazarlar/ahmet_rasim_kucukusta/arsiv




















